5

194 9 6
                                    

Telefon titrer uyanırım diye yastığın altına koymuştum. Titremesiyle uyandım beklediğim telefon Allaha şükür geldi. Oktaydı...
Ali çok kötü diyo başka bi şey demiyo! Içimden şaka yapıyosun demek geldi. Sanki onu ben bilmiyorum ! Bana niye böyle davranıyo peki?
Akşam beni inşaata çağırdı. Ali de gelicek gel diye...
Gitsem mi acaba ama...
Uff napıcam ki?
En iyisi gitmek. Nolucaksa olsun artık o konuşur ben dinlerim...
Gittim de zaten.
Sanki ikisi de benim gelmemi dört gözle bekliyodu. Aslında bakarsan da ben oktay çağırdığı için değil de Ali'nin nasıl olduğunu merak ettim. Gerçi bunu söylememe gerek yok ama olsun... Ben kendime söz verdim oraya giderken. Ne olursa olsun onu seviyorum bu gerçeği değiştiremem ama şöyle de bişey var ki;
- BEN ONA GERİ DÖNEMEM. ISTESEM DE DÖNEMEM...
Neden mi? Sorun ne o ne de benim. Tamamen farklı tamamen zor...
Ama o an bana öyle bi baktı ki dön bana dercesine...
- Ooo çakır biliyodum geleceğini
+ Iyi akşamlar beyler

dedim ama Ali konuşmadı bile elinde bişey vardı sadece onla uğraştı.
Oktay bana Ali'yi işaret etti. Ne diyon ya der gibi kaş göz yaptım.
" Otur yanına git konuş ne biliym birşeyler sor abi onu da mı ben söyliym ya..!!! " diye benim telefonuma mesaj attı. Sadece güldüm ben de. Ali laf çarptı mesajı okurken.

- Çok sevindin galiba yüzün güldü helal olsun artık kimse..!!
Oktay o anda gitti. Maksat ortam gerilmesin baş başa kalıp konuşalım diye. Biz de sanki adam akıllı konuşabiliyoruz ya gitsin.

+ Nasıl ? Anlamadım ?
- Valla bence çok da güzel anladın ? Kızım madem başkası var ne diye beni oyalıyosun? Git onla ol benle de oynama !
Oktay o anda telefonu elimden aldı ve Ali 'nin gözüne sokarcasına kendi attığı mesajı gösterip Ali'nin çenesini tutup kendine çevirdi ;
- Yeter lan yeter !! Şizofrene bağlandın iyice oğlum kendine gel lan..!!!
O an sinirden kuduruyordum ve daha fazla dayanamadım.
+ Neyse beyler iyi geceler size ben kaçar .
- Hoopp nereye çakır ?
+ Abi görmüyo musun allah aşkına ya? Kafası mı güzel anlamadım ki? Önce bu kendine gelsin ondan sonra konuşalım biz..!!!
Çünkü gerçekten iyi değildi. Ne dediğini bilmiyordu. Beni o okuldaki öbür kaşarlarla, hergün biriyle orda burda sürten sürtüklerle karıştırıyo galiba. Neymiş başkası varsa gidip onla olacakmışım. Lan bu sor bakiym ben senden başka birini düşünebiliyo muyum..???
- Özür Dilerim...
Bu Ali'nin sesiydi. Sesi titredi söylerken...
Arkamı döndüm.
+ Ne için? diye sordum.
Oktay neyse ben bi annemi ariym bakalım napıyo diye girdi lafa...
O gidince biz mal gibi birbirimize baktık durduk. Sonra bana doğru geldi ve gözlerini kaçırarak konuşmaya devam etti;
- Beenn... Ben başka biri mesaj attı... Yani başkası var diye düşündüm o yüzden biraz sert çıktım gerçekten özür dilerim...
+ Başkası var sandın? Bravo ya sana. Işte senin en büyük sorunun da bu..!!! Sen beni tanıyamamışsın ki Alii... Tanımış olsan benim okuldaki öbur kızlar gibi kaşar olmadığımı bilirdin. Lan sen böyle dersen elalem neler der benim hakkımda ? Hiç düşündün mü bunu? Kendine gel, otur ve düşün Ali...

dedim ve onun konuşmasına fırsat dahi vermeden çekip geldim. Çünkü biliyorum ki o konuşursa ben dayanamam. Yelkenleri hemen suya indiririm. Dayanamam ki ben ona...
Zaten onsuz hiç zaman dahi geçmiyo ki. Saat 23:00 bile olmamış daha. Sahile indim ben de. Deniz havası solumak bana her zaman iyi gelmiştir. Gerçi bu defa ne yaparsam yapayım hiç iyi olmicam ama denemekle bişey kaybetmem diye düşündüm.
Biraz düşününce farkettim de... Ben ilk defa yanımda Ali olmadan sahile inmişim. Biz hep onla gelirdik buraya ve hep de aynı şeyler olurdu. Biraz yürürdük karşımıza bi pamuk şeker satıcısı çıkardı. Pamuk şeker alırdı bana. Sonra kocaman bi sepetin içinde birbirinden güzel çiçekler satan bi teyze olurdu. Tesadüf ya hep de aynı yerde olurdu bu teyze. Ali o teyzeden bana kıpkırmızı bi gül demeti alırdı.
Ben o an kocaman sarılırdım
" Seviyorum Lan Seni " diye... Ben öyle her kızın kurduğu süslü cümleleri bilmem. Yani aşkım bitanem falan diyemem abi ben. Ki Ali de bundan hiç şikayetçi değildi. Yani aslında hala değildir.
Hep aynı saatte gitarla şarkı söyleyen gençler olurdu sahilde. Biraz onları dinlerdik. Ali o an bana kocaman sarılıp alnımdan öperdi beni.
Lanet olsun ki ben o günleri istiyorum çünkü gerçekten çok özledim...
Ama bazen ne kadar istersek isteyelim olmayınca olmuyo. Ben onun gözlerinde bulmuştum kendimi ama şu an hayat bulduğum o gözlere bakamıyorum. Hayatta bundan daha acı bişey olamaz heralde...
Ali beni çok iyi bilir. Sınırlı anımda kendimi nerde nasıl rahatlatacağımı da az çok tahmin eder. Benim sahilde olacağım büyük ihtimalle içine doğdu. Arkamda olduğunu farketmedim bile. Kendini belli edene kadar tabi...
- Özledin demi..???

Birden irkildim elimi kalbimin üstüne koydum. Bi an durdu sandım çünkü.
Gözlerine bakamadan cevap verdim.

+ Anlamadım ? Bişeyi ya da birini mi özlemem lazım burda olmak için..??

- Çakıırr... Anladığını ikimiz de biliyoruz. O yüzden komikleşmeye çalışma istersen. Daha çok can sıkıcı oluyo çünkü...

+ Eskiler...
- Güzeldik...
Işte bunu söylemeyecekti. Hava o kadar güzeldi ki... Gökyüzü dahi " Bi şans daha " der gibiydi. Ama yapamam...!!!
Annesi gelip bana yalvarmışken , oğlumdan uzak dur demişken ben bunu yapamam. Uzak durmam, unutmam lazım. Nasıl olacak onu da bilmiyorum ama olacak, OLMALI...

Ben de bu konuşma nasıl kesilecek diye beklerken bizim zengin tikiler çıktı karşımıza...
Içlerinden biri çok pis dayak yicek zaten. Lan Ali'ye öyle bi bakıyo ki sanırsın yiyecek...
Ali de fırsat veriyo zaten. En çok da onun karşılık vermesi deli ediyo beni. Sude... O da diğerleri gibi kendini beğenmiş ukalanın teki olsaydı hiç şansı olmazdı ama öyle değil işte... Annesi Sude'nin öz babası vefat ettikten sonra Holding sahibi bi iş adamıyla evlenmiş. O yüzden diğerleri gibi kendini bildiği andan beri zengin, her istediğini yaptıran biri değilmiş. Belki de Ali o yüzden aralarından sadece bunla muhattap oluyo. Aslında iyi kız Allah var şimdi ama...
Işte aması var. Benim sevdiğim adamdan uzak duracak...!!!
O kız Ali'yle ilgilenmeye başlayınca benim devreler yandı zaten...
Uff her neyse işte. Sahil havası alalım dedik onu bile çok gördüler ya. Onu bile zehir ettiler. Insanın istemediği ot burnunun dibinde bitiyo dedikleri bu olsa gerek..!!!
Dedim ya kötü bi kız değil aslında ama benim için her hareketi faul...
Ali nerde o kız orda. Anladık hoşlanıyosun ama bu kadar da bariz belli edilmez ki demi..???

Neyse işte o an içimden neler geçti ama söyleyemedim. Tuttum kendimi zor oldu ama yaptım. Ama gözlerime her baktığında sanki bişeyler olduğunu anlamış gibi üst üste sordu ;

- Başka bişey olmadığına emin misin?
+ Eminim. Yok bişey gerçekten...

Gerçekten yok bişey diyerek inandırmaya çalıştım kendime. Ama yine de anladı eminim.
Hava soğuk olmadığı halde içim titredi , ellerim buz kesti. Titrediğimi farketti üşüyüp üşümedigimi sordu.

- Yok ya üşümüyorum tik gibi bişey. Bacağım sürekli titrer benim.
+ Biliyorum...
Diyecek bişey bulamadım sustum ben de. Bana baktığını farkedince dönüp;

- Eve gitmem lazım. Yarın görüşürüz olur mu..??
+ Yürüyelim o zaman ben bırakırım seni. Bu saatte yanlız gidemezsin kusura bakmican..!!!
diyince ağzımı açamadım tabi kafamı salladım sadece anladı...
Yavaş yavaş yürüdük. Saat 22:15 . Evin önüne geldik.
Içeri girecekken kolundan tutup kendine çevirdi ve kendine çok iyi bak dedi...
Eve giriyodum... Arkamdan seslendi tek kelimeyle...

Varoş LiselilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin