Cin Psikolojisi

73 1 0
                                    

Cinlerin davranış ve yaşamları bir hayli karışıktır. En az insanlar kadar tuhaftırlar, şimdiye kadar yazdıklarım da ne kadar uzun ve sıkıcı olsa da basitleştirilmiş ve gayet yüzeyseldir. Yine de bir şeyler öğrenmenizi sağladıysam ne mutlu... Bu sitede veya herhangi bir yerde cinler hakkında okuduklarınızı anlattıklarım ışığında yorumlamayı deneyin, insanların korkuyla baktıkları cin gerçeği eğlenceli bir bulmacaya bile dönüşebilir gözlerinizde...
Bu yazıda ifrit ve şeytanların özelliklerinden, güçlerinden, yaşam tarzların ve bana yaptıklarından bahsetmek istiyorum. Yeter ettiler artık.
Ama öncelikle Dede Korkut'tan biraz bahsedeceğim. Kendisinin mümin cinlerden olduğunu düşünüyorum, eminim diyebiliriz. 600 yaşamış olduğu söyleniyor, bir insan için bu mümkün mü?
Hayır.
Toplumu içindeki üstün zekasından dolayı insanları koruma göreviyle aralarına karıştığını düşünüyorum, bu mümkündür. Tabi şahsi fikrim bu. Kendine bir beden oluşturması işten bile değil ne de olsa...
Konuma girmeden önce size yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum.
Ben cinleri ve boyut geçişlerini uzun bir süredir araştırıyorum. Araştırmalarımın en başlarında bir gece raflardaki kitaplarım gürültüyle yere dökülerek uyandırdı beni. Yatağımdan kalkmaya cesaret edemedim, fakat loş ışık yerdeki kitaplarımı aydınlatmaya yetiyordu. Odanın döşemeleri gıcırdıyor, bir şey sanki kalemle camı tıklatıyordu.
Duymamaya çalıştım, düşünmemeye, ve uyumaya.
Sabah uyandığımda her şey yerli yerindeydi. Fakat rüya görmediğime eminim, her ne kadar rüya olmasını istesem de.
Sadece birkaç gün sonra berbat bir kabus gördüm, bildiklerimi ve araştırmalarımı çevremdekilerle paylaşmaya yeni yeni başlamıştım o günlerde...
Yatak odamda yatağımın üzerinde oturuyordum. Evdeki kapılar kendi kendine açılıp kapanıyordu, dolaplardan ve camlardan tıkırtılar geliyor, aynaların arkasından çığlıklar atıyordu birileri sanki.
Odadan içeri kertenkeleye benzeyen, uzun boylu ve yapılı, uzun ve keskin gözüken jilet gibi tırnaklarıyla bir yaratık girdi. Hafifçe tebessüm ederek, ''Yeter artık, sus!'' dedi öksürük gibi çıkan sesiyle. Bembeyaz dişleri vampir dişleri gibi ağzından dışarı doğru eğrilmişti.
Gözlerinin içine baktım. Karanlıktı, bulanık iki siyah nokta gibiydi.
Belki aramızda konuya aşina olanlar vardır, herhangi bir cinin gözlerine doğrudan bakmak insanı delirtirmiş, bunu düşünenler olacaktır.
Fakat bilmemiz gereken bir şey daha var, cinler gözlerine doğrudan bakılmasından inanılmaz bir utanç duyarlar. Öyle ki bir insanı delirtmek için doğrudan gözlerini göstermek varken türlü türlü yollar denerler, enerji ve besin tüketirler.
Gerçek gözlerini göstermemek için.
Cinlerden kimisi ya sahte gözler gösterirler asıl gözleri yerine, ya da göz meselesine hiç girmezler, gözleri olması gereken yeri köstebekler gibi boş bırakırlar. Yine de gözlerinin olması gereken yere bakıldığında utanırlar, güvensiz hisseder hatta.
Rüyamdaki de aynen anlattıklarımın sonucu olacak bir tepki verdi.
Öfkelendi.
Yüz ifadesi aniden değişti, hızla dönüp lambaya vurdu, ampul bir bomba gibi patladı.
İrkilerek uyandım.
Lambam açıktı ve size yemin ederim sallanıyordu.
Cam tıklatılmasa da döşemeler gıcırdıyordu, tıpkı rüyamdaki gibi...
Bunun gibi birçok rüya gördüm, tanıdıklarımın içine giriyorlardı, onları kontrol ediyorlardı, öldürüyorlardı. Her seferinde yeter diyorlardı, sus artık. Eheheh kusura bakmayın siz kibar olmayı öğrenene kadar susmayacağım huyum kurusun çenem düşsün işte, inadım inat. Sahi, bahsetmiş miydim? Cinler son derece inatçı ve kindardır.
Asıl konumuza dönelim. İfritlerin güçleri.
Ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar uygun ortamı sağlayamadıkları sürece hiçbir ifritin ya da şeytanın, bir araya gelseler de insanı öldürme güçleri kesinlikle YOKTUR, tabi bir silah, örneğin bıçak yardımı olmaksızın.
Bu yüzden inanılmaz ego yaparlar sanki her şeye güçleri yetiyormuş gibi göstermeye çalışırlar kendilerin, rüyanızda ya da gerçek hayatta boynunuza yapışır nefesinizi keserler adeta. En güçlüleri bile en fazla birkaç saniye boğazınızı sıkabilir, fakat bu birkaç saniye uzar da uzar, zaman hiç geçmez sanki. Bunun yanında küçük yaralar da verebilirler, örneğin yüzünüzde, boynunuzda, vücudunuzun çeşitli yerlerinde çizikler oluşturabilirler.
Ayrıca kendilerini tanrı gibi tanıtabilirler, vahiy bile gönderebilirler. Yakın zamanlarda kendilerine vahiy indiğini iddia eden insanlara gerçekten de vahiy inmiştir, fakat bir şeytan tarafından. Belki de İblis'in kendisidir ona peygamber olduğunu fısıldayan!
Geçmişte de örneklerini görebilirsiniz ifritlerin kendilerini tanrıymış gibi gösterdiklerinin.
Mesela putlar.
Kuran'da putlara bizzat adlarıyla hitap edilir, öylesine heykeller değildir putlar.
Kendilerini insana kolaylıkla gösterebilen bu şeytanlar insanlara görünmüş, kendilerini yaratıcı olarak tanıtmış ve kendilerine inanılması karşılığında insanlara cenneti vaad etmiştir. Kandırılan insanlar da hemen bu şeytanların heykellerini yapıp onlara adaklar ve kurbanlar sunmuştur. Hatta bu şeytanlar kendilerine sunulanlara karşılık kendi hazinelerinden altınlar vermiştir kendi inananlarına.
İfrit ve şeytanlar akıl almaz derecede büyük zenginliklere sahiptirler!
Toprakta, havada, yer altında ya da suyun içinde bulunan herhangi bir atomun yapısına yeteri kadar proton ekleyerek altın (Au) elementini kolaylıkla elde edebilirler, sıradan bir çakıl taşını saf altın haline getirebilirler!
Elde ettikleri bu maddeleri insanlarla anlaşma yaparken kullanmak üzere gömerler ve canları pahasına sahip çıkarlar. Bu gömülere ulaşmak mümkün değildir, yeri insanlarca öğrenildiği taktirde derhal farklı bir mekana taşırlar. Kaçırmalarının imkanı kalmadıysa bile tekrar eski hallerine geri çevirirler, kazıklanmaya hiç gelemezler...
Şimdi şeytanlarla ilgili en baba konulardan birine değineceğim, iyi anlayın ve kesinlikle uygulayın.
Cinlerle yapılan anlaşmanın büyüğü küçüğü olmaz.
Cinler elbette kazık yemeyi sevmez, fakat kazık atmaya bayılırlar, hele ki kıyamete kadar savaşacakları düşman belledikleri insanlığa.
İster karabüyü yapın, ister kıyamet büyüsü.
İster bağlama büyüsü yapın, ister büyüyle insanları birbirinden ayırın.
İster suya okuyup geleceği göstermelerini isteyin onlardan, isterseniz altın gününde kahve falı bakın!
Tek kazancınız günah olur. Eşek yüküyle hem de, yiyene.
Büyü ve fal cinlerle işbirliğidir, cinlerle işbirliği SATANİZMdir, bastıra bastıra söylüyorum artık, uzak durmalıyız bunlardan.
Hz. Muhammed'in doğumuna kadar cinlerin geleceği görme yeteneği vardı, fakat peygamberimizin doğumuyla bu güçleri ebediyen alındı ellerinden.
Kahinler, medyumlar, hepsi cinler tarafından özel olarak seçilmiş özel insanlardır. Bu insanların beyin frekansları cinleri hissetmeye elverişlidir, fakat topluma pek uyum sağlayamazlar.
Toplumdan dışlanırlar genellikle.
Arkadaşlarını cinlerden edinirler.
Bu insanları ''deli'' diye aşağılamaktansa söylediklerine kafa yorun, cin arkadaş edinmelerini engelleyin. Aksi taktirde satanist cinler müslüman cinlerden erken davranır genellikle ve kişiyi çok yanlış yerlere saptırırlar. Kişi edindiği şeytan dostlarına daha bağlı kalır, tabi onların da huylarını alır, kindarlaşır. Peki kindarlaşınca ne olur? Kendisine deli diyenlerden intikam almak ister. Eheheh görün bakın bakalım neler olur o zaman!
Kesinlikle dışlamayın, yol gösterin ona. Satanist cinlerden korunması için elinizden geleni yapın en azından. Hiç olmadı tutun kolundan bir imama hocaya bir şeye gösterin yazık adama. Eheheh.
Büyü meselesine geri dönelim. Büyü ''işsazı işsinin işsazsız''dan öte bir meseledir. Cinlerle işbirliğidir büyü, haramdır, boyutlar arası iletişim sadece ve sadece günah işlemektir.
Büyü farklı nedenlerden dolayı yapılabilir. Örneğin bir insanı kendinize aşık etmek istersiniz. İnternetten okuduğunuz büyüyü uygularsınız. Cinler de bayram eder bir eğlence bulduk diye, Büyüyü gerçekleştirirler, fakat karşılığında kim bilir sizden neler neler isterler.
Belki her şey para içindir?
Cinler kendi hazinelerinden altınlar döker önünüze... Ya da başka birinden çalarlar o serveti, hiç fark etmez nereden buldukları. O zenginlik size haramdır, hem karşılığında iğrenç şeyler isterler sizden. Belki ailenizden bir kurban, belki bedeniniz, belki sizinle herhangi bir yoldan akrabalık, mesella kızınızı isteyebilirler, oğlunuzu, torununuzu, ve hatta eşinizi. Karınızı, kocanızı, annenizi, cinlere hiçbir şekilde güvenmeyin. Zararlı çıkan sadece ve sadece siz olursunuz...
İnsanı cinnete sürüklemek için güçlerinin yetmeyeceği şey yoktur onlar için. Aklımıza girerler, bilinçaltımızı kontrol ederler. Uykularımızda saldırır uyurgezerliğe neden olurlar.

Yaşanmış Korku HikayeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin