Hastane

1.6K 20 2
                                    

Anıl dudaklarıma yapıştı ve Yonca Anıl'ı hızla ayırdı.
-Ta-mam in-an-dım.
Anıl geri çekildiğinde sırıtıyodu abi niye sırıtıyo ya bu çocuk komik mi?
Ben utançtan yerin dibine gircem şimdi.
-Çilekli
-Ne?
-Rujun çilekli.
-Salak salak konuşma Anıl.
Yine sırıttı abi kesin bilerek yapıyo.
-Tamam artık gidelim. Dedi Yonca.
-Tamam
Arabaya doğru ilerledik. Ben öne geçtim. Yaşasın bad girl olmak.

Yonca indikten sonra arabadaki gıcık kokusu gitti.
-Niye beni öptün?
-Oyun amaçlı.
-Çok ukalasın.
Yine güldü.

Eve geldik.
-İyi geceler.
-İyi geceler.
Allah'ım bugün ne kadar iğrenç ama tatlı bir gündü. En azından öpüşmenin anlamını öğrendim.

Yine alarm yine alarm... Kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve kombini yaptım.(multide) Allahım yarrabim ben bu kadarmı güzelim yaaaa.
-Anne ben bugün kahvaltı yapmıcam.Ben çıkıyom. Dedim ve çıktım. Şimdi siz bana neden kahvaltı yapmadığımı ve neden erken çıktığımı sorucaksınız. Bende söyliyim Anıl'la kahvaltıya gitcezzz. Aha taksi.
-Taksiiiii!!!!!
Taksi durdu. Ve taksiye bindim. Cafenin adresini verdim. Sürmeye başladı. Bende bu sırada kulaklığımı taktım. Ve şarkı açtım.
BURAY SEN SEVDA MISIN?

Umut yok bir ışık yok gözlerinde.

Ben hala bekleyenim olsun.

Ateş yok sıcaklık yok ellerinde.

Ben yanarım aşkın sağ olsun.

Sen kapımı çal ansızın.

Gir içeri.

Her zaman başımın üstünde senin yerin.

Dilim tutulur sözcükler uçarsa aklımdan.

Benim güzel misafirim sen hep hoşgeldin.

Sen sevda mısın yoksa yalan dolan.

Püsküllü belam olup derde saran.

Var bir yaşanmamışlık

Sanki özünde.

Benim içinde uhde kalannnn.

Taksici durdu. Gelmiştik ücreti verdim ve indim. İndiğimde Anıl bir masada oturmuş bekliyordu.

-Günaydın.
-Günaydın uykucu.
Güldüm.
-Gelmiycen sandım.
-Geldim işte. Dedim sandalyeye oturarak.
-Ne istersin?
-Kahvaltı.
-Garson bize 2 iki kişilik kahvaltı.
-Peki efendim.
-Ne yaptın akşam.
-Uyudum.
-Boşuna uykucu demiyorum sana.
-Buyrun efendim kahvaltılarınız.
-Ellerinize sağlık.
-Afiyet olsun.
-Özür dilerim.
-Ne için?
-Dün seni öptüğüm için oyun amaçlıydı biliyosun.
-Biliyorum.
-Ciddiye almadın demi?
-Almamı gerekiyordu. Dedim kahvemden bir yudum alarak.
-Kalkalım mı artık?
-Olur.

Hesabı ödeyip cafeden çıktık.
-Irmak saat daha 08.00 derse daha 1 saat var birşeyler yapalım mı?
-Olur ne gibi.
-Sahile inelim mesela.
-Olur tamam.
Yürüyerek sahile geldik.
-Yaa sahil benim en sevdiğim yer.
-Benimde. Irmak benim sana bişey söylemem lazım.
-Söyle.
-Irmak ben...
Anı'ın söylediklerini anlamadım çünkü başım dönmeye başladı ve yere yığıldım.
Son hatırladığım şey başımda
Irmak Irmak diye bağıran Anıl'dı. Gerisi karanlık...

Anıl'ın ağzından
-Irmak ırmak kendine gelll!!! Irmakkkk!!
Irmak kendine gelmeyince Irmağı kucağıma aldım ve arabaya bindim.
Hemen en yakın hastaneye sürmeye başladım.
Hastaneye vardık.

Doktor şuanda içerde acaba Irmağa noldu. Ben böyle düşünürken doktor odadan çıktı.
-Doktor bey Irmağın neyi var.
-Irmak hanımın beyninde tümör var.
-Ne???
-Üzgünüm Anıl bey geçmiş olsun.

Irmağın beyninde tümör var. Irmağın beyninde tümor var. Kafamda bu sözler yankılanmaya başladı.

************************************

İlk AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin