Yoğun bakım ünitesinin o kasvetli ve katlanılmaz bekleme salonunda,hiç bitmeyen bir umutla bekleyişim sürüyor.Hep iyi bir haber alma heyecanıyla kesintisiz bir şekilde sıraladığım dualarımı okumaya devam ediyorum fakat kaç gündür senden iyi bir haber almak umudu yerini korkuya bırakmaya başlamıştı bile...
Beni bırakmayı mı düşünüyordun yoksa? Yapacak onca şeyimiz varken hemde,benim yapmış olduğum acımasız gidişe böyle bir misillemeyle karşılık vererek;benden çok daha fazla acımasızlık ettiğinin farkındasın değil mi?Bu kadarının acımasızlıktan çok zalimlik olduğunu biliyorsun değil mi?
Yok yok ne düşünüyorum ben ?bırakmayacaksın beni!!her şeye rağmen beni ne kadar çok sevdiğini biliyorum.Hem eminim ben!!Olan her şey sadece ufak bir kazadan ibaret..hepsi bu değil mi?hepsi bu...
Yanımdayken değerini bilmeyişim ve seni bırakmaya katlanamayacağım için hiç haber vermeden gitmiş olmam içimi paramparça edip bir kor haline getiriyor ve ne kadar aptal bir mahlukat olduğumu, nefes alamayacak bir hale geldiğimde daha iyi anlıyorum...
Bu düşünceler ve telaşın eşliğinde kıvranan benliğim bu yorgunluğa daha fazla göğüs gerememiş ve uykunun o en koyu anına kendini bırakıvermişti.
Huzursuz hissettiğimiz anlarda uyumakta insanı huzura kavuşturmaz,uykunun beraberinde getirdiği rüyalar ise insana gerçekmiş hissini yansıtarak kabusa dönüşmüş bir şekilde bulur ve o kadar kederden sonra bitap düşüp tatlı bir uykuyu dalmak üzere olan insana bu uykuyu çok görmeye başlar.Tıpkı yaşadığımız hayatta değerini bilemediğimiz bir çok şeyin elimizden yitip gittiğinde kabusu andıran o acılarımızda ki gibi...
Yoğun bakım ünitesi kapısının insan kulağını tırmalayan açılmasıyla telaşlı bir şekilde bekleyen tüm gözlerin kapıya doğru çevrilmesi bir oldu fakat piyango bu sefer bize vurmuştu.Kapıdan çıkan doktorun Miray Yenigün'ün yakınları burada mı? sorusunu sormasıyla benim ve ailenin hızla ayağa kalkması bir oldu.
-Evet doktor bey;Miray Yenigün'nün yakınları biziz.
-Peki Yağız Delikan burada mı?
-Evet doktor bey bende buradayım.
-Miray hanım kısa süreli de olsa az önce kendine geldi ancak durumu hala ciddiyetini koruduğundan bundan fazla bir beklenti içeresine girmemeniz gerektiğini önceden belirtmekle beraber tedaviye olumlu sonuç vermesi işimizi kolaylaştırıyor.Yağız bey size gelince uyandığında ilk sorduğu şey sizin burada olup olmadığınız oldu ve bizlerde hastaya moral olması bakımından burada olup olmadığınızı bilmeden burada olduğunuzu söyledik.Sizden kaza anında yanında bulundurduğu çantadaki günlüğü alıp okumanızı ve böylelikle sizinle ölmeden önce konuşmak istediğini yerine getirmenizi önemle rica edip tekrar uykuya daldı.
-Kısa sürelide olsa görmeme izin verin doktor,uzun zamandır bu anı bekliyorum.
-Kesinlikle olmaz,dediğim gibi hiç bir beklenti içine girmeyin çünkü durumu halen ciddiyetini korumakta.
-En azından çok kısa bir sürede olsa müsaade edin!!
-Maalesef efendim diretmenin hiç bir anlamı yok.
Seni görmeyi o kadar çok diliyorum ki hiç kimseyi dinlemeyip o kapıdan içeri girmek istiyorum ancak bunu sırf sen iyi ol diye yapamıyorum
-Peki yapabileceğimiz bir şey var mı ?Doktor bey
- Şimdilik dua etmekten ve onun sizden istediği günlüğü okumanızdan başka yapabileceğimiz hiç bir şey yok.Tekrar geçmiş olsun.
-Teşekkürler doktor bey...
Demek doktorun bile senden umudunu kesmemişken sen ölebileceğinden bahsedip kendi hayatından ,ailenden ve benden vazgeçebiliyorsun!!!
Ne kadar da bencilsin sevgilim.Ben burada senin beni terk edebileceğin korkusundan deliye dönerken sen soğukkanlılıkla ölebileceğinden bahsediyorsun öyle mi?
Böyle bir vicdan azabıyla beni baş başa bırakıp gitmek bencillik değilde nedir ?
Hem bak burada sadece ben yokum;
Ağlamaktan harap olan annen ve kardeşlerin.Babansa ona ağlamayı bile çok gören babalığın verdiği o acımasız görevi üstlenmiş;kardeşlerini ve anneni teskin etmekte ve senin iyi olacağına dair kelimelerini sıralamakta...
Ama biliyor musun?Beni ne kadar mesut ettiğini!!!Bu kadar bekleyeninin içinde ;uyandığında ilk benimle konuşmak istemen,tarifi imkansız bir mutluluk içerisine sevk etti beni.Bu sevinç duyguları bir anda nüksetti tüm benliğimde...
Şimdi büyük bir heyecanla bana bıraktığın günlüğü bulup seninle konuşmaya başlamalıyım ancak şunları düşünmeden de edemiyorum;
-Acaba günlükte ne yazıyordu.
-Okumamı istediğine göre kesin önemli bir şeyler olmalı!!!
-Önemli olup olmamasının ne önemi var. Sevgili Miray'ım yazdıktan sonra...
Bu düşünceler eşliğinde yoğun bakım ünitesini ağır adımlarla terk ederek kazadan kalan enkazın götürüldüğü birime geçiyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUDİZGİN ACILAR
RomanceEn sevdiklerini yitirdikten sonra veya onlardan buluşulması imkansız bir şekilde hayatından uğurladığı zaman hayattan bir beklentisi kalmamış bir çok insanın yaşamaya dair hiç bir emare bulunmadan hayata devam ettiği gibi yaşıyorum ancak; beni o tü...