Size yemin ederim o şeyler devasa boyutta iki kartaldı en azından böyle düşünüyordum ama sorun şu ki bunların yüzleri vardı ve sanırım giderken kahkaha atıyorlardı. Tüm bunları atlattıktan sonra bizimkilere baktım onlarda yavaş yavaş toparlanmışlardı.
"Eee sizce eve gidip yatmalı ve yarının daha iyi bir gün olcağını umsak sizcede daha iyi olmazmı ? " Emrecan
"Aslında mantıklı eminim tüm bunlar beynimizin bize bir oyunu" Ülkem
"Hadi ama beyler tüm bunlar gerçekse Alp Hoca Kaçırıldı ve sanırım sıra bizde" Barış
"Barış haklı beyler sanırım şuanda yapılacak en iyi şey Alp Hocanın dolabındaki mektubu bulmak olur. Eminim orda sorularımıza birkaç cevap bulabiliriz."
"Tamam o zaman gidelim hemen daha fazla dışarda durmak istemiyorum." Emrecan
Alp Hocanın odasına gittiğimizde kapı elbetteki kitli değildi Alp Hoca kapısını herkes için açık bırakır. Odasına gittiğimizde dolabı açtık ve gerçektende sim siyah bir zarf vardı içerde , sanırım Emrecan olanlara şuana kadar inanmıyordu çünkü mektubu görünce tüm olanların gerçek olduğunu anladı yüzü asıldı. Birbirimize bakarak zarfı açtık ve Barış okumaya başladı :
"Çocuklar bu mektubu alıp okumaya başladıysanız işler çokta planladığım gibi gitmiyor demektir. Size sadece aklınızı kurcalayan sorularınıza cevap vermekle yetinebilirim çünkü acele etmeniz gerekiyor. Gerçek şuki hepiniz Antik Yunan Tanrılarından birilerinin çocuklarısınız Çakır eminim size ne denildiğini biliyorsundur hepiniz çok özelsiniz o yüzden özel bi yere gitmeniz gerekiyor. Çekmecemde küçük bir sandık var orda bi miktar para var ve sizin için bıraktığım bir kaç hediye , parayla kendinize bilet alın ve Antalyaya gidin ordan taksiye binip "YUNANLILAR" caddesine gidin ve dikkatli olun hala güvende değilsiniz ve beni meral etmeyin eminim üstesinde gelip sizinle Antalyada tekrar beraber olabilirim. Son olarak Çakır arkadaşlarına sahip çık onları koru ve önderlik et. Bol Şanslar."
Çekmeceyi açtığımda içindeki sandığı çıkardım ve açtım içerde gerçekten çok para vardı. Paraları alıp kenara kaldırdığımda altlarında bişeyler olduğunu gördüm bir not vardı "SİLAHLARINIZ" yazıyordu.
"Gerçekten mi Tanrılar,devasa kartallar ve biz Dolma Kalem,Bozuk Para, Saat ve bir Telefonlamı kendimizi savuncaz" Barış
Elimi direk bozuk paraya götürdüm ve içgüdüsel olarak havaya fırlattım elime yazı tarafı geldi ve boom elimde birden bir kılıç belirdi.
"Dostum bu da ne bunu nasıl yaptın"Emrecan
"Bilmiyorum ben hiç birşey yapmadım içgüdüsel bişeydi anlamadım"
"Sanırım bişeyi tetiklemek gerekiyor mesela telefon" telefonda ne istersen onu yaz yazıyordu " ilgiç olmaya başladı peki yaya ne dersiniz" Ülkem
"Ülkem bu süperdi o zaman kalem bende" Barış
Barış kalemi açmak için bastı ve kalem mızrak oldu gerçekten çok iyiydi.
"Tamam zaten ben saati seççektim görünüşü hoşuma gitti peki senle ne yapmamız gerekiyor" Emrecan
Emrecan saate yan tarafındaki tuşa bastı Emrecanın saatide çok keskin bir hançere dönüştü.
"Bunlar çok güzeldi ama hala anlamadığımız şeyler var" Emrecan
"Şimdi biz kimin oğullarıyız ve biz neyiz ?" Barış
"Sanırım herhangi bir Tanrının oğullarıyız." Ülkem
"Yada Tanrıça bilirsiniz Kadın Tanrılarda var ve biz neyiz konusuna gelirsek Alp Hoca bunu benim bildiğimi söyledi sanırım biliyorum."
"Yani neyiz biz?" Emrecan
"Melez biz bir Yarı-Tanrıyız"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YUNANLILAR
Science Fiction4 Genç Adamla Yunan Mitolojisini Gün Yüzüne Çıkartıp Gerçek Dünyaya Getiriyoruz Bakalım Kahramanlarımızı Nasıl Maceralar Bekliyor.