3.BÖLÜM

129 15 3
                                    

"Yeniden ayağa kalkmak" düşüncesi bile ne kadar uzak geliyordu. Ben kendimi ayağa kaldıramazken bir başkası bana yardımcı olabilir miydi?

İnsanın kendi içinde yaşadığı bir dünya vardır. Benim dünyam hep renkliydi, her ne kadar silikleşmiş de olsa. Şimdi o renklerin üzerine çökmüş olan kara bulutlar vardı. Simsiyahtı benim dünyam.
Ben de istiyordum artık renklerin geri gelmesini, tekrar gülebilmeyi, ama bu imkansızdı gözümde.

Sanki tekrar gülsem anneme ihanet edecekmişim gibi.

Nasıl güvenebilirdim, hiç tanımadığım birine nasıl teslim olabilirdim? Gerçekten iyi hissetmem için yanımda birinin olması gerekir miydi? Kerem bana o gece iyi hissettirebildiği gibi hep iyi hissettirebilir miydi?

O gece aylardır ilk kez birinin yanında kendi üzerime çektiğim siyah perdeyi aralamıştım. İlk kez düşünmeden bırakmıştım kendimi, güvenmek istemiştim. Sormadan, sorgulamadan.
Kim olduğu, neden orada olduğu önemini yitirmişti. O gece tek önemsediğim uzun süredir varlığını unuttuğum bir kaç duygunun gün yüzüne vurmasıydı.

Küçük bir kız çocuğuydum ben. En sevdiğim oyuncak bebeğim elimden alınmış, bir daha asla geri verilmeyecekti. Sevmiyordum artık oynamayı, en sevdiğim oyuncak bebeğimin gitmesi beni oyuna da küstürmüştü. Diğer oyuncakları da istemiyordum artık.
Sonra biri gelmiş, tekrar oyun oynayabileceğimi söylemişti, benimle birlikte oynayabileceğini.
Gerçekten tekrar oyun oynayabilecek miydim?

...

2 gündür okula gitmiyordum.
Şu lanet okulu bırakırdım bu zamana kadar çoktan, ama anneme verdiğim söz vardı işte.

Çok uzun bir uğraştan sonra yataktan kalktım, iki gündür hiç uyumamıştım. Yatağa uzanıyordum, camdan dışarı gökyüzüne bakıyordum,böyle geceyi sabah ediyordum. Bütün gece kafamda aynı düşünceler dolaşıyordu. Keşke kafamızdaki sesleri susturabilmenin bir yolu olsaydı.

Banyoya geçip yüzümü soğuk suyla yıkadım. Aynaya baktığımda karşılaştığım görüntü gerçekten içler acısıydı. Saçlarım çok yağlı ve bakımsızdı. Aslında umursamazdım ama nedense bugün umrumdaydı.

Hızlı bir duş alıp banyodan çıktım. Kurutma makinesiyle saçlarımı hızlı bir şekilde kurutup, gömleğimi ve eteğimi üzerime geçirdim.Her gün topladığım saçımı bugün açık bırakmak istiyordum. Kuruttuğum için saçlarım kabarmıştı. Önemsemeden saçlarımı ellerimle arkaya doğru attım.
Son olarak kısa botlarımı da ayağıma geçirip, çantamı alıp evden çıktım.

Sınıf kapısından içeri geçtiğimde bir kaç kişinin bakış açısını bana yönelttiğini fark etmem çok zor olmadı. En arkadaki sıraya doğru ilerlemeye başladığımda kızların bu tarafa doğru geldiğini gördüm. Bıkmadan her gün benimle konuşmaya çalışıyorlardı. Hep yanındayız, kendini yalnız hissetme ayakları.
İrem ve Tuğçe yanıma geldiğinde sarılacaklarını anlayarak geri çekildim. Bu sevgi sahnelerine gerek yoktu.
Surat ifadeleri bozulduklarını ele verirken, tekrar gülümsemeye çalıştılar.

"Neden gelmedin 2 gündür?"
İrem ses tonunu sıcak tutmaya çalışıyordu.

"Çünkü canım öyle istedi."

İrem ve Tuğçe önceden yakın arkadaşlarımdı. Hala yakın davranmaya çalıştıklarını anlasamda benim içimden gelmiyordu.
Çünkü önceden mutluydum, kızlarla gülüp eğlenebileceğimiz konular vardı, birlikte alışveriş yapardık, saatlerce dedikodu yapardık, çok güzel vakit geçirirdik hatta 4 yıldır kardeş gibi olmuştuk ama artık arkadaş falan istemiyordum. Çünkü artık mutlu değildim,dedikodu,alışveriş
yapacak halim de yoktu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 13, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PUSLU GECELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin