"Daha hızlı Victoria, hemen pes etmek yok." Ellerimi bir kere daha enseme koydum ve hissettiğim vıcık vıcık terden dolayı iğrenerek vücudumu yerden kaldırdım. Bir mekik daha bitmişti ve 53 tane daha kalmıştı.
Şimdiden baldırlarım ağrımıştı. Bir daha Bay Hemmings piçiyle iddiaya girersem cehenneme gideyim. "Bırakmayacaksın değil mi?" önümde diz çökmüş benim kıvranmamı izliyordu. Saçlarımı ellerimle düzelttim ve oturur pozisyon aldım.
"Birazdan devam ederim efendim." Dik dik bakmaya başlayınca mesajı aldım ve sırtımı yeniden yere koydum. Neden o iddiaya gitmiştim ki zaten. Aslında yine olsa yine girerim çünkü Bay Hemmings'e küfür etmenin ne kadar rahatlatıcı olduğunu düşündükçe hırslanıyordum.
İki mekik daha çektikten sonra okul zili kulağımı doldurdu.
"Bugünlük bu kadar arkadaşlar bir sonraki derse görüşmek üzere." Ayağa kalktığım zaman Bay Hemmings arkamdan seslendi. "Sen nereye?" arkamı döndüm. "On beş dakika sonra matematik dersim var izin verirseniz duşa gidiyorum." Bay Sürtük Hemmings homurdanmaya benzer bir şekilde gülümsedi. "Sana bitirene kadar gitmeyeceğin bilgisini vermiş miydim? Üzgünüm vermem lazımdı. İstediğin kadar oyalanabilirsin gitmek yok." Beyin hücreleri çalışmayan bir öğretmenimin olması da ancak benim başıma gelecek bir durumdu.
Bay Hemmings önümde ilerleyen çocuğa da seslendi. "Frank bir yere gidebileceğini mi sandın? 20 dakikalık mola verdiğine göre onu telafi etmek için Victoria'ya katılmaya ne dersin?" Bay Hemmings'in sevdiğim tek yanı bana kişisel olarak takmış değildi, o öğrenci milletine takmıştı. Frank'in ettiği küfrü duymazda gelen Bay Hemmings gülümsemişti.
Mızmızlanmayı keser kesmez geri kalan mekikleri çekecektim ama bacaklarım bana isyan ediyordu. "Cehenneme git!" sessizce ama keskince fısıldarken yeniden yere yattım. Frank yanımda mekik çekmeye başladığında o dört çekerken ben sadece bir tane çekiyordum.
Bay Hemmings telefonu çalınca kısa süreliğine arkasını döndü ve terli sırtımı yerle buluşturdum. Biraz nefesimi düzelttikten sonra her ne kadar hiç kalkmak istemesem de yerimden kalktım ve bacaklarımın beni taşıyamamasını önemsemeden koşmaya çalıştım. Soyunma odasına varınca kendimi hızlıca dolabıma attım ve havlumu alarak kendimi duşa kilitledim. Tanrım teşekkür ederim kilitleri olan duşlarımız var.
Hızlı bir şekilde duşumu aldıktan sonra havluya sarıldım ve kurulanma aşamasını neredeyse yok sayarak iç çamaşırlarımı giyindim. Saçlarımın ıslaklıklarını hızla havluyla gelişi güzel kuruttuktan sonra arkadan kısacık bağladım.
Üzerimi giydikten sonra kafamı son kez kuruladım ve artık ıslak değildi. Kısa saç kolay kuruma.
Saatime baktığımda matematik dersimin 2 dakika gönce başladığını gördüm ve hızlıca ayakkabımı bağladım. Koşmaya başladığımda Bay Hemmings'i görmediğim için gece yatmadan önce tanrıya dua edeceğimi söyledim ve okul dolabıma ilerledim.
Elimdeki beden çantamı dolabıma attıktan sonra üstten matematik defterimi ve kitabımı aldım. Kalem kutumu da koltuk altıma sıkıştırdıktan sonra matematik sınıfının kapısına durdum.
Neyse ki matematik öğretmenimiz beden eğitimi öğretmenimiz kadar acımasız değildi
-
"Ve sonra kaçmak zorunda kaldım, inanabiliyor musun kaçtım?" belki bunu bir milyonuncu kere anlatıyordum ama annem hala 'öğretmenin yaptırdıysa bir bildiği vardır' havasındaydı. Evren beni sevmiyordu...
Annem yemeğini yemeyi bıraktı ve hala beni dinlemiyormuş gibi görünüyordu. Onu, bir veli olarak müdüre şikayet etmeye teşvik etmeye çalışıyordum ama annem benimle aynı fikirde değildi. Hem de hiç. "Git ve ödevlerini yap Victoria." Ayaklarımı yere vurarak odama ilerledim.
![](https://img.wattpad.com/cover/52444682-288-k597741.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P.E. teacher // hemmings
Fanfiction"Ne oldu Victoria yine mi tıkandın?" elimi duvardan çektim ve nefes nefese zorlukla mavi gözlerine baktım. "Şuan bana 50 mekik çektirmeyeceğinizi bilsem size küfür ederdim efendim." Ellerini çıtlattı ve ayaklarının altındaki basketbol topunu aldı. ...