Çok heyecanlıydım. Gece hiç uyuyamamıştım. Saat erkendi. yataktan fırladım. Uzun zamandır resim çizmekle uğraşıyordum. Lisedeki öğretmenim yeteneğimi fark edince benimle ilgilenmeye ve öneriler vermeye başladı. Lisenin son yılında Sayamor üniversitesine gitmeye karar verdim. Sınava girdim ve kazandım. Bir hafta sonra onay mektubu geldi. Annemde çok mutlu oldu. Çok yaşlıydı.
Uyanır uyanmaz sıadan bir gömlek ve altına sıradan bir pantalon giyip bavullarımı hazırladım. Annemi uyandırmaya gittim. Şaşırılacak kadar kolay bir şekilde annemi uyandırmayı başardım. Annem benimle gelemeyecekti. Doktorlar arabaya binmesini yasaklamıştı. Annem uyandıktan sonra ona bir çorba yapıp ekmekleri içine doğrayıp ona yedirdim. Annemin gözleri dolmuştu. Sesi hırıltılıydı. "Sen... bu gün gidiyor musun?" dedi. "Üzgünüm annem. Gidiyorum ama bak..." dedim gözlerinin içine baktım, elimi göğsüne koydum. "Ben hep burdayım..." dedim. alt dudağı titredi. "Seni çok özleyeceğim yavrum." dedi. incecik narin kollarını uzattı. Sarıldık. Ağladık. Teni çok soğuktu. Çok hastaydı kendine bakamazdı. Yan komşumuz Steph anneme bakacaktı. Annemle vedalaştık. Ona özlediğinde baksın ve okşasın diye oturma odasındaki çerçeveli fotoğrafımı verdim. Gülümsedi.
Lavaboya girdim. Saçlarımı taradım. yüzümü yıkadım. Aynadan uzun bir süre kendime baktım. Hazırdım
Otobüse bindim. Yolda bol müzik dinleyip kitap okudum. Sayamor'a gelmiştik. Düşündüğümden çok daha büyük ve cazibeliydi. Denize bakan bir şatoyu anımsatıyordu. Ki öyleydi...