1

63 3 1
                                    

"İşine bak sersem!"

Bir okul çıkışı daha ve ilk gün zorluğu! Yeni okulun ilk günüydü bu gün.

Eve girdim ve annemin yanına gittim.

"Ben geldim kraliçem!"
"Hoşgeldin Hwa Young! İlk gün nasıldı?"
"Gerçek mi yalan mı?"
"Gerçek olsun"
"Bok gibiydi! Birsürü sikik insanla dolu! Zegin olduklarından benim gibi bir bursluyu küçük görüyorlar!"
"Zekanla onları ez! Züppelere ölüm!"
"Ah! Keşke herkes senin gibi olabilse Kraliçem!"
"Hadi odana çık ve biraz çalış, sonra Bayan Kang ile randevun var"
"Tamam Gelince de sen, ben ve Chin Hwa'yla pizza time!"

***

Dan Bi'nin yardımcısı beni çağırdığında içeri daldım.

"Hoşgeldin gün ışığı!"
"Hoşbuldum Dudum!"

Evet doktoruma 'Dudu' diyorum.

"Peki, en son nerde kaldık?"
"Üniversitede en çok işime yarayacak olan kısımda; Tahammül!"
"O zaman ilk gününü anlat bana, aklından geçenleri anlat!"
"Sınıfım 35 kişiden oluşuyor. Zengin kaynıyor ve sanırım benden başka burslu yok. Gelmeyenler olduğundan bu güne göre anlatıyım; ibne ve orospu ordusuyla okumaya mahkum edildim Dudu! İyk!"
"Öğretmenler?"
"Bazıları iyi, bazıları kötü. En çok rehber öğretmenle aramın iyi olacağına bahse bile girerim"

***

"Senin gibi olan veya düşünen topluluğu bul veya yarat! Okulun çekilmezliği azalacaktır Hwa, bu günlük bu kadar. Birdahakine görüşürüz!"
"Görüşürüz Dudum!"

***

Yolda giderken kulaklıklarımın yanımda olduğunu hatırladım. Kulaklıklarımı taktıktan sonra bir şarkı açtım.

Ben neden böyleyim? Mazoşist olmakla sorunum yok, gayet de memnunum. Ama neden sadece üç kişiyi tanıyorum? Babam yok zaten belki bir sebepte bu. Hayır, hayır kesinlikle biri bu. Birden yere düşüm. Ellerim kanıyor.

"OMO!! Ellerin kanıyor. Çok üzgünüm. Hastaneye mi gitsek?"
"Boşver. Bu akşam pizza geçesi! Evde hallederim."
"İyi olduğuna emin misin? Kafanı mı çarptın yoksa?"
"Yoo. Ellerimi bu.. Ah! Kraliçe!"
"Ha?"
"Ommam, sadece biryerlerimi kesmiceğime dair söz vermiştim. Bu sabah sinirden kesmiştim"
"Ne? Mazoşist misin?"
"Evet. Hey! Bize katılmak ister misin? Hem düştüğüm kanıtı olursun."
"Rahatsızlık vermeyeceğime emin misin?"
"Ah! Gel hadi!" dedim ve onu çekiştirdim.

***

"Kraliçem! Biz geldik!"
"Chin Hwa yarım saat sonra çıkmıyor muydu?"
"Bücürle geldiğimi kim söyledi?" dedim ve mal mal sırıttım. Troll gibi gözüktüğüme eminim.

"Hwa Young, Troll değilsin sen."
"Kraliçelerin en unutkanı, adını sormadın"
"Ah! Unuttum!"
"O Kyungsoo"
"Taanıştığımıza memnun oldum efendim"
"Emin ol ki ben daha çok memnun oldum"
"Yah! Omma!"
"Kızma ya"
"Ben ellerimi sarıp geliyorum. Yolda düştüm de"

***

Kapının çalmasıyla anında yerimden kalktım ve açtım.

"Bücüüürr~"
"Hwa Young! Boğulucam!"
"Oh! Salona geç sen, eşyalarını ben götürürüm."
"Omma!! Hwa Young kafasını nereye vurdu?"
"Salak! İnsan bücürlere iyilik yapamaz mı? Şimdi salona geç sayın yerden bitme!"

Merdivenlerden çıkarken duyduğum sesle sırıttım.

"Hay bin kunduz! Bu ne lan?"
"Tanıştırıyım, Chin Hwa o insan, Kyungsoo bu da amip!"
"Ayıp oluyor ama sayın noona!"
"Sus sen bacaksız!"
"Omma! Yardım lazım mı?"

***

"Hwa Young ve sevgilisi, biricik ommam sizi masaya bekliyor!"
"Yah! Biz sevgili değiliz seni bücür!"
"Görürüz. Çabuk olun açım!"
"Ellerinden başla"
"Ha-ha! Aman ne komik!"
"Kyungsoo'ya göre komikti, değil mi?"
"Evet"

Zorla gülmesini istediğim halde gerçekten komikmiş gibi gülüyordu.

"Omma ben odamda yemek istiyorum!"
"Oh! Gel bakalım seni küçük bücür!" dedim ve kollaarımı açtım.
Bana sarıldı ve;

"Çok sinir bozucusun!"
"Ah ne kadar da harika! Amacıma ulaştım!"

***

"Ellerine sağlık Kraliçem."
"Teşekkürler efendim"
"Afiyet olsun çocuklar ve Kyungsoo, istediğin zaman gelebilirsin. Sen ilkimizsin"
"Kraliçem ama yani.."
"Anladı o zaten ha?"
"Akıllı göründüğüme sevindim. Hiçbirşey anlamadım da"
"Boşver Soo böylesi benim için daha iyi"

***

"Ihhıı! Bu ne lan? Kraliçem eşek mi ölüyor ya?!"
"Chin Hwa'ya seni uyandırmasını söyledim, ondandır."
"Ulan bok surat, sessiz ol!"

Sesi kesildikten sonra biraz oturdum ve düşündüm;

'Tanrım neden beni bir amiple sınıyorsun?'

Sonra aşağı indim ve mısır gevreğimi alıp salonda yedim.

***

Bahçeye girdiğimde Kyungsoo'ya rastladım. Yanında üç kişi vardı.

"Umarım beni tanımıyorlardır, Duduşum arkadaş edinmek zor yani.."

Yanlarına doğru tatlı olduğunu düşündüğüm bir gülümsemeyle ilerledim.

"Selam Soo!"
"Selam! Bende senden bahsediyordum."
"Vay be! Ben iyi bir insan mıyım?"
"Evet! Çocuklar bu Hwa Young, onlarda Luhan, Chanyeol ve Sehun"
"Tanıştığımıza sevindim"
"Bizde öyle ama sınıfa gitmeliyiz."
"Ah peki. Görüşürüz!" dedim ve yolda kanattığım dudağıma bakmak için lavaboya gittim. Acaba korkmuşlar mıdır?

***

Tanıdık ses.. Kyungie!

"Kyungsoo?"
"Hwa Young? Bu sınıfta mısın?"
"Dün açıklandığından beri"
"Güzel!"

Duduşumm arkadaşlarım var!

"Hey! Hwa Young, birlikte oturalım mı?"
"Tabii" dedim ve Chanyeol'un gösterdiği sıraya doğru ilerledim. Umarım sene başından daha fazla adım çıkmaz...

생일 축하 Chanyeol ! 나는 당신에게 매우 사랑 ♥♥♥

Chanyeol Oppa'nın doğum gününde yayımlamak istedim. İyiki varsın Oppa!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 26, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kurtarıcım Sensin Bayım! // Park ChanyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin