7.Bölüm "Aşk İtirafları"

26 1 0
                                    

Tanrım! Kurtulmuştum! O lanet olası yerden kurtulmuştum. Ailem yaşıyordu. Daha ne?!

Carlos, Sofia ve ben çatısına atladığımız binanın içine girmiş, bodrumunda oturup sohbet ediyorduk. Evet, her yerde bizi arıyorlardı. Umurumuzda mıydı? Hayır.

"Hayatta aklıma o çatıdan atlayabileceğim aklıma gelmezdi." dedi Sofia.

Hepimiz gülüştük. Carlos kaç saattir bana bakıyordu. Dayanamadım. Neden bakıyordu?

Carlosa bakarak "Neden saatlerdir bana bakıyorsun?" dedim.

"Bilmem."

"Yüzümde bir şey mi var?" diyerek Sofia' ya 'Var mı?' bakışı attım. O da olmadığını belirtti.

"Hayır. Yok. Sadece güzelsin."

Gülümsedim. Hemde şapşal gibi. Sofia da eliyle ağzını kapatarak güldü.

"Her neyse sana bir şey soracağım. O kolundaki dövme ile koridordaki dövmenin alakası ne?"

"Bende bunu bekliyordum."

"Ben azcık binayı gezeceğim." diyerek kapıya yöneldi Sofia. Ne yapmaya çalıştığını anlamıştım.

"Anlatmak zorunda mıyım?"

'Hadi ama!' bakışı atarak onu zorladım.

"Tamam. İlk olarak annem bir insan sadece babam Uzay'ın Ötesinden ve babam şey..."

"Ne?"

"Ruh Emicilerden."

"Yani ezeli düşmanlardan."

"Evet ama babamda başka bir madde olduğu için tam ruh emici değil. Senin gibi. Fakat Uzay'ın Ötesi bunu kabullenmedi ve babamı öldürdüler. Annemi de."

Gözleri dolmuştu.

"Bende ne insanım ne Uzay'ın Ötesinden. Bu yüzden bana çift çizgi dövmesi yaptılar. Bu bu durumun işareti."

"Anladım. Anlattığın için teşekkürler."

"Ama annemi öldürmeleri şart değildi. Tamam babamın öldürmeleri normal ama annem... O şart değildi." Ağlamaya başladı. "Sence de öyle değil mi? Gerek var mıydı?" Tanrım çok kötüydü.

"GEREK VAR MIYDI?" diye bağırdı. Tam o anda onu öpmek istedim. Evet. Bu üzgün küçük çocuğu ve bunu yapacaktım. O ağlarken yaklaştım. Yaklaştım. Kafasını yukarı doğru kaldırarak ona baktım. O da bana. 2-3 saniye sonra onu öpmeye başladım. Ellerim onun kafasında. Onun elleri de yavaşça enseme değmeye başladı. Beni kendine çekti. Ve onun üstüne düştüm. Saçlarımı geriye atarak beni daha sert öpmeye başladı. Bir süre sonra yavaşça ayrıldık. Gözlerimi açtım. Bana baktı. Tam gözlerimin içine. Tanrım! Onu seviyordum! Hemde çok!

"Teşekkürler." dedi.

"Her zaman." diye karşılık verince dudağıma ufacık bir öpücük kondurdu ve gülümsedi. Bende aynı şekilde karşılık verdim.

Carlos dik bir pozisyona gelerek beni kucağına aldı ve duvara dayandı. Eli omzumdan sarkıyordu. Ayrıca da ellerimiz kenetliydi.

*******************

Bir süre kendimizi anlattık. Konuştuk. İçim daha da kaynadı ona. Hey! Bir dakika! Biz sevgili mi olmuştuk?

"Bir şey sorabilir miyim?" dedim. Gerçekten sevgili olup olmadığımızı soracak mıydım?

"Tabi."

"Şey.. Biraz şapşalca ama."

"Sen zaten şapşalsın." deyince 'Ben mi?' dercesine bakış attım.

"Ama benim şapşalım." diye devam etti. Gülümsedim.

"Ya aslında vazgeçtim."

"Sor hadi."

"Vazgeçtim, yok sormayacağım."

"Sevgili olup olmadığımızı soracaksın değil mi?"

Yanaklarım kızardı. Nereden anlamıştı?

"Sen şey.. Nasıl anladın?"

"Hani bende de azıcık gen var."

"Ayrıca utanınca daha tatlı oluyorsun." diye ekledi.

Başımı eğerek gülümsedim.

"Cevap vermeyecek misin?" dedim.

Gözünü kaydırarak güldü.

"Sen ne istersin?"

"Çok gıcıksın!" diye bağırdım.

"Tamam tamam. Gel bitanem."

Bitanem mi? Bana bitanem mi dedi o? Ne? Ciddi misin?

"Bana bitanem mi dedin sen?"

"Sorun mu var?" Tanrım! Tam gıcık! Tam ya!

"Gıcık ediyorsun beni!!" diye tekrar bağırdım. Hızlıca ayağa kalkıp beni duvara yaslayarak öptü. Bu ilk öpüşmemizden azcık kısa sürmüştü.

"Beni istediğin zaman öpemezsin." diye karşı çıktım.

"Sen beni öpüyorsun ama."

"Öptüğüme pişman oldum. Oldu mu?"

"İlk kavgamız." dedi sırıtarak. Komik bir şey mi vardı? Cidden. Komik miydi?

"Komik mi?" dedim ciddi bir şekilde.

"Senin ciddiyetini yerim!"

Tam o sırada Sofia içeri girdi.

"İyiki bir gitmiştim. Ne oldu?"

"Ne olabilir? Julia ile öpüştük falan yani..." Aman Tanrım! Çok normal bir şeymiş gibi söylemişti! Bu yanaklarımın kızarmasına ve yüzümün aşağıya düşmesine sebep oldu.

"Ciddi misin? Aman tanrım!" dedi yüzünde gülümser bir bakışla.

Carlos bana yaklaşıp yüzümü çenemden tutup yukarı kaldırdı ve o güzel gözleriyle bana baktı.

"Cevap veriyorum. Seni seviyorum ve sende beni seviyorsan, evet sevgiliyiz." dedi. Sofia da cebinden bir kamera çıkartıp bizi çekmeye başladı. Fotoğraf mı, video mu bilmiyordum.

Carlos benden cevap beklercesine baktı. Bende bakışlarımı Sofia'dan alıp Carlos'a baktım.

"Bende seni seviyorum." dedim. Cidden buna cesaret etmiş miydim? Kim bilir şuan ne kadar komiğimdir.

"Hayır komik değilsin aksine çok güzel görünüyorsun." Tabi düşüncemi okumuştu.

"Hala okumaya devam ediyorum" dedi. Gülümsedim. O da gülümsedi ve birbirimize yaklaşmaya başladık ve devamını anlatmama gerek yok.

"Bu fotoğrafı ömür boyunca saklayın bence." diyerek 2 tane fotoğraf karesi uzattı. Benim yüzüme güneş gelmiş. Carlos yüzümü ellerinin üstüne almış. Ona gülümsüyorum. O da bana. Gerçekten çok güzel bir fotoğraftı.

"Bu harika." dedim Sofia'ya "da o makineyi nereden buldun?" diye devam ettim.

"Aşağıdan. Ciddiyim orada çok güzel şeyler var. Bir adet sıcak çikolata bile. Hem de kupa içinde sıcacık."

"Ne? Sıcacık! Kupa içinde!"

Carlos bana endişeli ve korkulu bakışlarla baktı. Ardından Sofia da durumu anladı ve korkuyla baktı.

"Çabuk bir şeyiniz varsa alın!" diye bağırdı Carlos.

Hırkamı üstüme giyip, okumu ve yayımı aldım. 1 tane yayı oka taktım. Her ne olursa diye ama umarım olmaz.

"Nereye gideceğiz?" dedim.

"Baya yürüyeceğiz ama güvenli bir bina biliyorum ama kötü yanı burası gizli bölge ve herkes Uzay'ın Ötesinden." dedi Carlos. Cidden sıçtık.

"Sıçtık." dedi Sofia.

*******************









Uzayın ÖtesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin