GÜNEŞ:
İyiki sürpriz yapıp geri dönüyorum. Havasını bile özlemişim. Üstün zekamla uçağa binmeden Ömer abiye havaalanına arabamı bırakmasını ve geliceğimi kimseye çaktırmamasını söylemiştim. Şöförle yolculuk yapmayı pek sevmem.
Uçaktan iner inmez bavulları alıp (ne çok bavul getirmişim alt tarafı 1 aylığına geldim) Çok özlediğim arabama koştum(bizim aramızda çok kuvvetli bir bağ var gülmeyin ama arada dertleşirim arabamla)
...................
Bir tek şu trafiğini özlemememişim İstanbul. Amerika'da bu konuda daha rahattım.(Gelişmiş ülke sonuçta)
Güneş: Şu halime bak makyajdan eser kalmamış. Kendine çeki düzen ver Güneş! Eve kadar bekleyemezsin mecbur arabada yapıcaz.
Arka koltukdaki çantama uzanıp içinden makyaj çantamı almaya çalışıyorum.(daha çantasında eşyasını bulamayan kadın beyaz atlı prensini nasıl bulsun?) İnanmıyorum çanta yere düştü nasıl alıcam şimdi? Kemerimi çözdüm. Trafik birtürlü ilerlemediği için rahatım. Kolumu biraz daha uzatıp almaya çalışırken.....
ÇATT
Güneş: Hayırr! Kaza yapmış olamam dimi?
Arabadan inip önümdeki dikkatsiz öküze;
Güneş: Ya sen hayatında hiç araba kullanmadın mı? Bu nasıl bir sakarlık önün boş ilerlesene. Erkek milleti değilmisiniz ilk günden insanın başını belaya sokuyorsunuz.Biraz dikkatl-....
Bora: Kızım bi sussana! Hem suçlusun hem güçlü! Trafiği görmüyor musun neresi boş? Benim bi suçum yok sen geldin çarptın. Bu nasıl bir çene. Hepsimi beni bulur?
Güneş: Bak yaa! Senin karşında bir bayan var. Türk erkeklerinin hepsi öküz olmak zorunda mı?
Bora: Bana bak işim gücüm var, al şu parayı git yaptır arabanı.
[Trafik çoktan açılmıştır. Bora arabaya biner ve hızlıca uzaklaşır.]
Güneş: Bu nasıl bir ukalalık? Ne zannediyor kendini bu çocuk.
Umarım bir daha karşılaşmayız. Sinirle saate bakdığımda çok geç olmuştu. Arabaya binip eve doğru sürdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O'nun GÜNEŞİ
Novela JuvenilKeşke dememek için beklersin bazen...yada beklemek zor gelir , dönüp umarsızca gidersin; gittiğini sanarsın...