Bölüm 3

83 11 4
                                    

   Ezgi'nin dışarı yansıtmamak için büyük bir çaba harcadığına emindim. Muhtemelen içinde büyük bir deprem sonrası enkaz vardı. Her yer yıkılmış, harabeye dönmüş. Ama mutlu olmadığı bir şehrin mahvoluşuydu bu, o yüzden gülümseye biliyordu. Annesini daha iki yaşındayken kaybetmiş, üvey annesi de beş yaşından beri üvey olduğunu hissettirmişti. Ergenliğine kadar üvey annesine boyun eğmiş, aşağılamasına hiçbir zaman ses çıkarmamıştı. Ama sonra o kadına karşı çıkmış aralarında ki iletişim gün geçtikçe daha berbat bir duruma gelmişti. Babası zaten ayyaşın tekiydi. Abileri de babalarından çok çekmişlerdi ama üniversiteyi kazanınca ikisi de başka şehirlere gidip kendilerini kurtarmışlardı. Ezgi'yi ilk defa okulun arkasında kantinin deposuna inen merdivenlere oturmuş ağlarken görmüştüm. İkimiz de daha ilkokula yeni başlamıştık ve aynı sınıftaydık. Hiçbir zaman konuşmaz teneffüslerde de sırasından kalkmazdı. Ağladığını görünce merak edip yanına gitmiştim ve beni dövmüştü. Ben de ağlayarak öğretmenin yanına gidince, öğretmen ne kadar zorlasa da özür dilememiş bu yüzden de barışmamız için bizi birlikte oturtmuştu. Böyle garip başlamıştı arkadaşlığımız, sonra da birbirimizden başka hiçbir arkadaşımız olmadı.

''Anne bir şey konuşmalıyız.'' Yanına her gidişimde olduğu gibi şaşkınlık ifadesi yine yüzünde ki yerini almıştı.

''Tabii oğlum, bir şey mi oldu?''

''Konu Ezgi. Ezgi'yi de ailesini de tanıyorsun. Tartışmışlar babası da evden kovmuş. Annesini de biliyorsun zaten. Anlayacağın kalacak bir yeri yok, diyorum ki...''

''Olmaz öyle şey.'' Annemle aynı anda başımızı mutfağa giren babama çevirdik.

''Neden?'' Su doldurduğu bardağı eline alıp masaya yanımızda ki sandalyeye oturdu.

''Babası kapımıza dayanır falan uğraşamam o adamla. Hem bir kızla bir erkeğin aynı evde kaldığı nerede görülmüş?''

''Ahmet sen ne diyorsun? Kaç senedir tanıdığımız, evimize girip çıkan kız o. Biz de hiç kalmamış da değil, üstelik daha dün bizdeydi. Dışarıda kalmış yardım etmeyecek miyiz?''

''Uzatmaya gerek yok, hayır dedim. Kerem sende sınava girmeyeceğim dedin olumlu karşıladık. Ama sınav için verilen bir aylık süreyi de bu kadar kullanma. Kaç gündür evdesin, okuluna git.'' İtiraz etmeme izin vermeden suyunu içip mutfaktan çıktı. Babamın bu dediklerine inanamıyorum. Sanki tanıdığım, düşünceli anlayışlı olan adam gitmiş yerine başka biri gelmişti.

''Oğlum sen okula git, ben halletmeye çalışacağım. Ezgi'yi de ara okul çıkışı birlikte gelin.''

-------

Okuldan çıkınca, kapının önünde Ezgi'yi bekledim. Artık bizde kalacağını söylememiş, sadece gelmesini söylemiştim.

''Niye çağırdın? Yoksa akşamı bekleyemedin de şimdiden mi gideceğiz?'' Yüzünde ki o ifade gülümsememe sebep olmuştu.

''Çok konuşmada yürü.'' Elimi omzuna attım ve eve doğru yürümeye başladık.

''Gidiyor muyuz bu akşam?'' Evet gideceğiz, bundan sonra her akşam gideceğiz. Ulya'yı görmüş sesini duymuşken kendimi bu hislerden mahrum bırakmayacaktım. Hiçbir zaman benim olamayacağını bilsem de onu görecektim. Gerekirse her gece, gitmekten hiçbir zaman memnun olmayacağım o yerde.

''Gidiyoruz.''

''Tamamdır.''

Eve doğru yürüdük. Galiba olanları anlattığı için gelmemek için bahaneler üretmedi. Ulya'nın oturduğu apartmanın önünden geçerken bile, onu gördüğüm anda hissettikleri hissediyordum. Hele ki artık sesini duymuşken hissettiklerim eskisinden de yoğundu. Kulağımda hala yankılanan, duymaktan asla bıkmayacağım o sesi. Her düşündüğümde ürpermeme sebep oluyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 05, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bir Kızın PeşindenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin