Multi Eliz
Küçükken annem işten geç döneceğini bana söylerdi ve beni teyzemlere bırakırdı. Sık sık onlarda kalmaya geldiğim de olurdu çünkü benden iki yaş büyük kuzenim vardı. Beraber aynı kardeş gibiydik, her şeyimizi paylaşırdık. Ama Azra iki haftadır şehir dışında olduğundan olanlardan da haberi yok diye düşünüyorum. Teyzeme iyi olduğumu söyleyince içindeki ve gözlerini kaplayan o korku biraz olsun gitmişti. Onu ve sevdiklerimi mutlu görmek beni de mutlu ediyordu. Kafamı yastığa koydum ve kafamda bugünün özetini çıkardım. Bir şey eksikti ve asla geri gelmeyecek bir şeydi bu. Annem yoktu yanımda ve ben bunu düşündükçe o ela gözlerim yaşarıyordu. Gözlerimi kapadığımda annemle olan anılarım gözlerimin önünden bir film gibi geçiyordu. Artık kim örecekti uzun kumral saçlarımı? Kim öpecekti utanınca kızaran yanaklarımı? Kim uyandıracaktı sabahları beni kim! Annemi düşünürken uyuya kalmışım. Sabah teyzem başımdaydı.
'' Hadi kızım uyan artık. İlk günden geç kalacaksın okula.''
Biran içimden sanki dün hiç yaşanmamış, bugün beni uyandıran sesin annem olmasını diledim. Ama teyzemdi. Gözlerimi ovaladıktan sonra teyzeme ufak bir gülümseme takındım ve yatağımdan yavaşça ayağa kalktım. Bugün düne göre daha iyiydim. Teyzemler bizim evi satılığa verince okulumdan da aldı. Buralarda benim okulumun puanına benzer bir liseye kayıt yaptırmışlardı. Yani bugün yeni okulumda ilk günümdü. Çünkü artık burada yaşayacaktım. Lavaboya doğru ilerledim yüzümü yıkadım ve gözümün altının şiştiğini fark ettim. Sanırım ağlamaktan ve uykusuzluktandı. Kahvaltımı yaparken eniştem ve teyzemin gözü bendeydi bunu fark edebiliyordum. Bana nasıl olduğumu sormaya çalıştıklarını da öyle. Ben kafamı kaldırıp onlara karşı gülümseyip çok daha iyi olduğumu söyledim. Kahvaltımı yaptıktan sonra odama çekilip yeni okul formalarımı giyindim. Her şeyim yeniydi, bütün hayatım yepyeniydi. Her şeye yeniden başlayacaktım. Okula, arkadaşlara,... Uzun saçlarımı taradım. Belime doğru inen saçlarımı dün sinirden kestirmiştim. Yine uzundu ama bu sefer sırtıma geliyordu. Hafif bir makyajdan sonra son kez yeni hayatıma aynanın önünde göz gezdirdim. Teyzemin yanağına öpücük kondurdum. Gözlerindeki tedirginliğini ona gülümseyerek yok etmiştim. Taksi gelmişti.
'' Gitmem gerek artık, görüşürüz. ''
'' Kendine iyi bak Eliz'im. Kötü hissedersen beni ara. '' dedi ve vedalaştıktan sonra kapıyı kapatıp taksiye bindim. Okula gelmiştim. Taksiciye teşekkür edip, parasını verdim. Ve okulun önünde indim. Taksici gitmişti. Bense hala bakışlarımı yeni okuluma dikmiştim. Okulun bahçesine girmeden önce derin bir iç çektim. Ve adımlarımı okulun bahçesine götürdüm. Benim daha cesur olmam lazımdı. Çünkü hayat bana her an arkasını yine dönebilirdi. Sanırım biraz erken gelmiştim. Okul sessiz ve boş denecek kadar çok az kişi vardı etrafımda. Okulu incelerken birisinin elini omzumda hissettim. Arkamı döndüğümde diğer eliyle saçlarıyla oynayan sarışın bir çocukla karşılaştım. Doğrusu epey yakışıklıydı. Bana baktı.
'' Sanırım okulda yenisin. Sen okulu incelerken bende seni izliyordum. '' dedi. Cidden beni mi izliyordu? Ben ne kadar yakışıklı olsa da onun elini omzumdan çektim. Ve resmen çocuğu gözlerimle taradım. Bu ona çok komik gelmişti sanırım. Birden bire bir kahkaha patlattı. Okul boş olduğu için sesi birkaç kez kulağımda yankılandı.
'' Adım Cenk güzel kız. '' benden büyük duruyordu ve yapılıydı da. Bense onu sorgular bir şekilde bakış attım. Adı Cenk'miş sanki sordum. Çok yılışık birine benziyordu ama kahkahası, gülüşü, sesi, nefesi doğrusu kalp atışımı biraz hızlandırmıştı. Ben artık onu süzmeyi bırakmıştım bu sefer sadece boş bakıyordum sanırım dalmıştım.
'' Şıtt güzel kız daldın sanırım. '' tekrar bir kahkaha atıp, '' Senin adın ne? '' diye sormuştu. Sağolsun onun attığı kahkahalar beni kendime getiriyordu.
'' Adım Eliz. Evet senin dediğin gibi okulda yeniyim. ''
'' Desene okula bir prenses geldi diye. '' bu sözleri çok rahat söyleyince benim sinirim bozuluyordu. Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu ki. Ama bir yandan da ona karşı hızlanan kalp atışlarım sinirimi yok ediyordu. Gözleri benim gözlerim gibi elaydı.Saçları ise tam sarı sayılmazdı. Ama baya bir gideri vardı Cenk'in.
'' Söylesene Cenk bu okulda herkes senin gibi mi? ''
'' Nasıl yani yakışıklı mı? '' dedikten sonra tekrar güldü. Sanki alaycı bir kahkahası vardı bu çocuğun.
'' Hayır yılışık. Söylesene Cenk bu okulda herkes mi yılışık? '' dedikten sonra Cenk'in yüzü kıpkırmızı olmuştu. Sanırım bu sefer gülmesi gereken kişi bendim.
'' Cesursun, komiksin,zekisin ve güzelsin senin gibi kızlar yok bu okulda ama benim gibi yakışıklı ve yılışık erkekler çok fazla. Güzel kız. Ben 17 yaşındayım sen? ''
'' Yılışık '' kelimesini söylerken birden çok ciddi olmuştu. Aslında bir sürü yanlarımız benziyordu. Oda kızarıyor ve benim gibi ciddi olabiliyordu. Uzun bir süre ona baktım. Benimle aynı yaşta olduğuna şaşırmıştım.
'' Bende 17 yaşındayım. Bu arada yılışıkları sevmem bundan emin olabilirsin. '' dedikten sonra oradan uzaklaştım. Zaten okulun içi de yavaş yavaş doluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahla Karışık
Ficção AdolescenteCümlelerimin arasından çıkan tek kelime '' İmdat '' olmuştu. Neredeyim ben! Etraf karanlık ve sessiz. Ellerimde gevşeyemeyen bir ip hissediyorum ama kim yaptı bunu hala bir fikrim yok. Bulunduğum odanın kapısı yavaşça açıldı. Sanki güneş gören yaras...