Sadece Sen Ol

41 0 0
                                    

Okula bıraktığım kuzenimden  sonra uzun süre adını bile bilmediğim adamı izledim. Tombul kız yine yanıma geldi. Niye bu kadar ısrar ediyordu ki? İstemiyordum, zorla mı? Dedikleri iyice sinir etmeye başlamıştı beni. Yok efendim benim sevdiğim varmış da ondan istemiyormuşum da ya da sevgilim varmış da ondanmış... benim niye haberim yok lan sevgilimin olduğundan.
Kıza sert konuşup, yanından uzaklaştım.

Sana ne yani benim sevgilim varsa var yoksa yok bu beni ilgilendirir. Hem ben daha sevgili kavramı ne onu bile bilmiyorum kalkmış bana sevgilin var diyor. He ben zaten seve seve bi hal olmuşum tövbe tövbe. Allah'ın eksik beyinli varlığı. İstemiyorum demek başka anlama geliyor da benim mi haberim yok anlamadım gitti. Söylene söylene yürüdüğüm yol bitti yine. Bütün pozitif enerjimi bitirdi bu kız! Ben eve bu şekilde geleceğimi hiç düşünmemiştim. Böyleleri yüzünden ayarsızlaşıyorum, sonra Buse niye böyle...

Odama girdiğimde hafif duraksadım. Acaba çok fazla mı tepki verdim? Ama ne yapayım benim bu güne kadar hiç sevgilim olmadı ki. Hem ben onun sevgilim olmasını istiyordum... oufff ne saçma düşüncelere koyuyor, böyle insanlar beni.

En iyisi biraz çıkıp hava almaktı. Bir şeyler yiyip, üstümü değiştirmeden dışarı çıktım. Tahmin ettiğim gibi mahallenin kızları merdivene dizilmiş çekirdek eşliğinde dedikodu yapıyordu. Bu bizim küçüklüğümüzden beri yaptığımız bi hobiydi. Nasıl hobiyse artık. Yanlarına gidip oturdum. Kafamı dağıtmam gerekiyordu. Uzun süre konuştuk. Küçüklüğümden beri çok severdim burda oturup kızlarla lak lak yapmayı. Herkes okuldan bisiler anlatmaya başladı yine. Benim anlatıcak pek bir şeyim yoktu. Sadece onu düşünmeye başladım ve ne yazık ki düşündüğüm insanı anlatmaya cesaretim yoktu. Hem anlatmak istesem ne diyicektim ki? Ben bile daha ona olan hislerimin ne olduğunu bilmiyorum bir başkasına nasıl anlatayım? Acaba ne yapıyor şimdi? Arkadaşlarıyla şakalaşıp gülüyodur kesin. Oufff keşke başka hiç bir yerde gülmese, bir ben görsem o gülüşü. Aslında bencil bi insan değilim ben, ama onun gülüşü konusunda bencilligin en kralını yapabilirim.

Emine'nin attığı kahkahayla irkildim. O ne kahkahaydı mübarek yer yerinden oynadı sanki. Acaba neye güldüler? Anlam veremedim çünkü aklım başka yerdeydi. Sadece onlara küçük bir tebessümle eşlik ettim. Merve fark etmişti... neden böyle durgun olduğumu sordu. Evet güzel soru, niye durgundum? Anlatmam gerekiyor muydu o masum bakışlara sahip olan insanı? Hayır şimdi değil... benden cevap bekleyen kızlara dönüp, hastayım biraz dedim. Onlar muhabetlerine geri dönmüştü çoktan. Merdiven kızları, Ayşe'nin tokası Fatma'nın çorabı onun buyu şunun şusu... diye güzelim günü boş geçiriyordu yine.Ne kadar boş gelmeye başlamıştı bu muhabbetler. Benim görmem gereken daha önemli bir varlık var ve ben hâlâ burda oturmuş Ayşe ne giymiş Fatma ne takmış onu dinliyorum... kalk Buse erken yol alman gerek, yoksa onu görme süren azalır.

Kızların yanından işim var diyip kalktım. Kim bilir benim neyimi cekistirmeye başlamışlardı. En çok neyimi beğenmiş ya da en cok neyime gülmüşlerdi... inanın şimdi bunlar benim umrumda bile değildi. Ben sadece onu istiyorum... Aslında onu da istemiyorum, sadece saatlerce izleyesim var o kadar. Mesela karşıma otursa gözümü kırpmadan bakabilirim. Her zaman konuşkan olan ben, dilini yutmuş neydi lan o balık mıydı her neyse ona dönerim ışte... balık da nasıl dilini yutuyorsa.

Saat beklediğimden de hızlı geçmişti, eve gidip üstüme çeki düzen verdim, saçlarımı tarayıp güzelce yana bıraktım. Tamam ışte hazırdım artık gidip onu görebilirdim. Evden koşar adımlarla çıktım, henüz yarım saat vardı çıkış saatine. Olsun ben erken gidip onu görmek istiyordum. Okula yaklaştıkça hızlanan kalp ritmim yüzünden etraftaki hiç bir şeyi fark bile edemiyordum. Ben o dakka kendimi bile unutmuştum. Bütün var oluşlar yok olmuş, bir tek o kalmışcasına herkese körleşmiştim. Okulun bahçesine girer girmez onu aradı gözlerim. Yine yoktu ve ben onun için yorulduğumla kalmıştım.

Sıkılmış bir biçimde beklerken arkamda birilerinin benim hakkımda konuştuğunu duydum. İyice odaklanmaya çalıştım. Bir ses teklifini kabul etmedigimi söylüyordu. Duyduğum sesi tanımıyordum bu yüzden pek önemsemedim ama merak ettim. Hafif ileri gidip bir şeylere bakar gibi yaptım sonra geri dönüp bulunduğum yere ilerledim. Çaktırmadan o topluluğa baktım. Hangisi söylemişti acaba? Olamaz onun orda ne işi var! Yoksa bunun arkadaşlarından biri mi teklif etmişti bana. Al ışte baştan kaybettim. Şimdi bu arkadaşı bana karşı bisi hissediyor diye bir daha bakmaz yüzüme. Hatta artık kardeş gibiyimdir onun için. Ouff ne saçma ya ben onu istiyorum niye arkadaşlarından biri! Onun olması gerekiyordu. Düşen yüzümle ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Çünkü ilk ve son aşk deneyimim bu şekilde acıya dönüşmüştü. İmkansızdı artık o benim için. Zilin çalmasıyla okulun kapısına doğru ilerledim. Bir an önce kuzenimi alıp gitmek istiyordum. Onun güzel yüzüne uzun uzun baktım son kez. Kuzenim ona olan hislerimi fark etmişti. Bana doğru dönüp:

"Yarın aksam tören var tiyatro felan yapıcaklar, beni getirirsen onu daha fazla görebilirsin." dedi... aman Allah'ım ne fena bir kız bu, nasıl fark etti ki bu şimdi bunu? 'Ne töreni' diyip lafı farklı yöne çekmeye çalıştım. Anlattıklarının hiç birini dinlememiştim. Aklım yarın ki torene gelmekle gelmemek arasında büyük bir boşluktaydı. Acaba gelse miydim?

Eve kadar bunu düşündüm, gitsem nasıl izin alacaktım ki? Hem niye gideyim ki... niyesi mi var bunun Buse! Onu görmek var işin ucunda. Ne olursa olsun gitmeliydim, yarın ki törene.

Adımlarımı hızlandırıp, Elif'i evine bıraktım. Bende koşar adımlarla eve gittim. Direk odama kapandım. Aklımda adını bilmediğim bir adamın, masum bakışları vardı sadece... mümkün olmayan hayallere dalmıştım çoktan. Bi an neden o diye düşündüm... gülüşü, bakışı, duruşu... bi ton neden sayabilirdim kendime. Ama bunlar hep dış görünüşten ibaretti. Henüz tanımıyordum onu. Tabi tanımak için bi adım bile atmışlığım yoktu. Hem ben adım atıyorum ışte, her gün onu görmek için oraya gidiyorum. Bundan daha fazla nasıl adım atılır ki? Biliyorum saçmaladım...

Kapandığım odam da uzun süre vakit geçirdim. Yine farkında olmadan uyuya kalmıştım. Şimdi rüya görme vaktiydi...

TIKLIM TIKLIM YANLIZLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin