Düşündüğüm Kadar Yok Oluyorum.

52 1 0
                                    

Oturduğum odamda duvarların üstüme üstüme gelmesini bekliyordum. Farklı biriydim farklı olmak zorundaydım. Kaymış şaftım bile umrumda değildi. Ben o dakka kendimle bile savaşmadım. Ne düşünmem gerektiğini bile bilmiyordum. Acımı rahat yaşamak için girdiğim odamdan, mal gibi olup çıkmıştım. Düşünemiyordum... belki de düşünmek istemiyordum.

Annemin gelmesiyle rahatlamıştım. Uzun süre onun uyuyan yüzüne baktım. Engel olamadığım göz yaşlarımla düşünmek istemediğim bir ton şey vardı. Yengemin bana seslenmesiyle irkildim ve hala kapıda dikildigimi fark etmiştim. Mutfağa doğru ağır adımlarla ilerledim. Elif' in çıkış saati yaklaşmıştı. Bunun için çağırmıştı beni. Nasıl gidicektim ki ?
Bu tiple onun beni fark etmesi mümkün bile değildi. Bir an gitmek istemedim ama o güzel gülüşü bir daha görmeliydim, bana iyi gelebilirdi. Uzun süre dolabın önünde boş boş oturdum. Ne giymeliydim... bir insana giydiği hiç bir şey yakışmaz mı ne biçimsiz bi fizikti lan bu! Elime ne gectiyce giydim ve tepeden bağladığım saçlarımla dışarı doğru ilerledim. Yine söyleniyordum kendi kendime. Okula geldiğimi birinin bana seslenmesiyle fark ettim. Hafif tombul ufak tefek bi kız benden ne istiyor olabilirdi ki?

"Buyur?" dedim sessiz biraz da havalı bir şekilde.
"Meraba ben Esra canım iznin olursa bisi sorabilir miyim?"
"Dinliyorum?"
"Ya sevgilin yoksa bi çocuk var senden hoşlanmış bir konuşsan? İyi biri."
Hiç düşünmeden "Hayır" dedim. Çünkü ben onu istiyordum o olmalıydı bir başkasından bana ne! Zilin sesini duyar duymaz hızlı adımlarla kızın yanından uzaklaştım. Kuzenimi bulduğum gibi evin yolunu tuttum. O an hiç bisi düşünmedim.
Çünkü düşündükçe yok oluyordum ben. Aklımda adını bile bilmediğim bir insanın, kömür karası gözleri vardı bir tek...

Bu gün görmemiştim onu, zaten ne düzgün gider ki? Hayat bu değil mi yok olarak yaşayacaksın sonra her yok oluşta bir umut yükselticek seni... Beni yükselticek bir umudum bile yoktu. Kendimle savaşarak yaşadığım bir hayat vardı sadece...

Arkama bakarak yürüdüğüm yol bitmişti. Ben bu gün onu görememiştim. Görsemde ne değişirdi ki? Benim değildi... zaten olması da mümkün değildi... Savaşarak geldiğim yol, kapının önünde dikilmemle son buldu. Kapının açılmasıyla ilk annemin olduğu odaya gidip onu gördüm. Kendine gelmişti ve gülüyordu, içimde ki acı biraz olsun dinmiş gibiydi. Onun güzel yüzünden öptüm... Engel olamadığım gözyaşlarım beni ele vermesin diye odama gittim.

Yığıldığım yerde hıçkırıklarımı boğazıma düğümleyerek ağladım. Nefes almak ne onu bile henüz bilmiyorum... bilsem de yok ederim yine bu potansiyel var bende.

TIKLIM TIKLIM YANLIZLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin