Üzerinden bir hafta geçmesine rağmen aramadı. Mesaj atmadan duramıyan kişi, o gün yanından ayrılırken bile yüzüme bakmamıştı. "Tepkimden dolayı mı bu yaptıkları acaba", her neyse beni düşünmeyen bir insani neden düşünüyorum.
Işlerimin başına dönmem lazım. Yoksa kuzenim beni öldürecek. Küçük tatlı bir fotoğraf stüdyomuz var. Lise bittikten sonra üniversite hayatına devam etmedim, hobi olarak yaptığım fotoğrafçılığı mesleğe çevirmeye karar verdim. Gittiğim kursları değerlendirmek lazım. Reklamcılık okuyan kuzenim de benimle hem kendi işini yapıyor hemde bana yardım ediyordu. Yanımızda bir kaç arkadaşımız da vardı.
Bugün baya yoruldum. Eve gidip annemin sıcak yemeklerini yemek istiyorum. Tabi ki öyle olmuyor, arkadaşlar binbir laf söyleyip dışarı çıkıyoruz. Koyu sohbettin için de." Tuhaf ama aklımdasın" mesaji geldi, Ufuk'tan. "Tamam mesaji görünce yelkenler suya indi ama naza çekmem lazım kendimi".
"Yanından giderken bile yüzüme bakmıyan birinin, aklında nasıl olurda kalırım?" mesajını yolladım.
"Bir andan tepkinden dolayı sert davrandım sana, afedersin".
"Dert etme bu kadar, keyfine bak sen".
"Yapma lütfen Liva, görüşelim"
Ne görüşmek mi? Bir hafta nerdeydi? Aklıma gelen düşünceler.
"Bilmiyorum, sonra konuşalım".
Eve geçtikten sonra tekrar mesaj attım.
" Neden cevap vermiyorsun? " Bir süre sonra aradım ve telefonu kapalıydı. İçimdeki dinlemediğim o kuşku arttı. İçim içimi yedi inanmak istemedim ona sormadan emin olamazdım. Bir telefon kapalı diye insanın aklına saçma sapan şeyler gelir mi? Ne oluyor bana ona karşı birşeyler hissediyorum. Uyumam gerek ama içimdeki kuşku uyutmuyor. En iyisini kitap okumak.
Telefonun sesiyle uyanıyorum alarm çalıyor. Giyinip ofise gidiyorum kahvaltıdan sonra en sevdiğim sade kahvem. Telefonu elime alır almaz.
"Günaydın prenses" mesaji.
Aklıma ilk gelen soruyu sormak için sabırsızlıkla arıyorum.
"Günaydin dürüst ol bana, sana birşey sorucam".
"Tabi sor".
"Evli misin?" uzun bir süre sessizlikten sonra içime daha önceden düşen kurta rağmen geç kaldığım soruyu sordum ona. Uzun bir sessizlikten sonra.
" Liva, ben mutlu değilim. Evet evliyim, bir oğlum var".
"Ne oğlum mu?"
" Evet. Yıllardır mutsuz bir evliliğim var. Sadece onun için.."
" Sus ve kapat telefonu". Evli olduğunu az çok tahmin ediyordum. Emin değildim. Ama oğlu var. Gözlerimden yaşlar, avuçlarımın içine süzülüyor. Kuşkulandığım şeyi neden sormadım. Niye ağlıyorum.
Evli olduğuna mı?
Çocuğu olduğuna mı?
Kandırıldığıma mı?
Bunların hangisiydi bilmiyordum ama telefonumun çaldığını duyuyorum. Dermanım gitti. Yüreğim de fırtınalar kopuyor, çığlıklar atıyor.