Bölüm 1

12.3K 156 18
                                    

Şarkıyla birlikte dinlemeyi deneyin. Xx

İki yıldan beri aynı sınıfta olduğum insanların en az birkaç tanesinin gitmiş olmasını ya da yeni birkaç tanesinin gelmiş olması için dua ederek başlamıştım seneye. Birkaç yeni yüz görmek fena olmazdı açıkçası. Yolda bir o yana bir bu yana savrularak yürüyordum. Vaktim boldu ya ne de olsa.

Okulun kapısından girdiğimde, herkes denecek kadar fazla bir kesim normal davranıyordu. Birbirlerini ilk görmüş gibi değiller demek istediğim. Gizem'in yanına yerleşirken derin bir nefes aldım. "Merhaba?" soru sorar gibi çıkan sesim, onu her ne düşünüyorsa ondan ayırmıştı. "Sana da merhaba." Gülümsemesi suratına yayılırken ben de kendiminkini yerleştirmiştim. Baktığı yeri kestiremeyerek bende baktığı yöne döndüm. Hiçbir şey yoktu. Tabii bu kız Şizofren falan değilse. "Yaz aşkını falan mı özledin?" Omzum onunkisini iterken gülümsedi. "Çok mu belli oluyor?" Gözlerim bir an için istemsizce büyümüştü, oysa ben onu şaka niyetine söylemiştim. "Dalga geçiyorsun." Kaşlarını çatarak bana baktı. "Soruyu yanlış mı anladım?" Gözlerimi kırpıştırıp şaşkınlığın eşliğinde başımı salladım. "Ha- hayır. Ama..." Kelimelerimi bir araya bile getiremiyordum. Yüzüme hala anlam veremez gibi bakarken rahatlamaya çalıştım. Belki olaya anlam vermeme yardımcı olur diye. "Numarasını almadın mı?" Çarpık ama acı dolu gülümsemesi, dudağının sol tarafını kıvırmıştı. "Bunu yapmazdı. Cevaplarını bile zorla alıyordum ve umurunda bile değildim." Kafamın karıştığını, karşıma geçen beni tanımayan biri surat ifademden bunu tamamen anlayabilirdi. "Yani?" Bunu neden sorduğumu bile bilmiyorum. "Çıkıyorduk ama çıkmıyorduk." Kendisi de ne saçmaladığının farkına varınca kaşının ortasındaki çizgi belirdi. Tekrar omuzumu ona çarparken ses tonum daha az gizemliydi. "Kimin umurunda? Yeni birini bulursun ayrıca okulda bir sürü yakışıklı var öyle değil mi?" yani hepsinin sevgilisi olan yakışıklılar. Dudağımın içini ısırırken gözlerini devirip içten bir gülümsemeyle bana eşlik etti. Güven, karşımızdaki banka oturmadan hemen önce, saçlarımızı çekmekten geri kalmamıştı da. "Anlaşılan bu yaz da birileri büyüyememiş." Gözlerini kısıp bana bakarken, ben saç bandımla uğraşıyordum. Saç modelinin değiştiğini fark edecek kadar kendinde olan tek kişi ben vardım zaten burada. Gizem bunu göremeyecek kadar 'âşık'tı. "Sanırım saçlarını daha yolunası görünmesi için uzatmışsın ha?" Kirpiklerine kadar ulaşacak derecede uzamış olan saçlarını, yazın bronzlaştığı fazlasıyla belli olan teninden elleriyle gerilere itmişti. "Bu şakaların fazla uzun sürmeyecek keyfini çıkar." Neredeyse şeffaf bile sayılabilecek derecede açık kahverengi gözlerini benimkilerle buluşturup, gıcık bir gülümseme ekledi.

Biz birbirimizle uğraşmaya devam ederken, daha önce görmediğimden emin olduğum bir çocuk okula girmişti. Hafızamı bir kez daha zorlayıp ona baktım. Ya birinci sınıftı -ki bunun için fazla büyük görünüyordu- ya da sabah ettiğim duam kabul oluyordu.

"Onu tanıyor muyuz?" sorduğum soruya henüz yanımıza gelmekte olan Ezgi de dahil o yöne bakmışlardı. Çocuk bizi fark ettiğinde, yenilere has bir özelliğe ters bir hamle yapıp, ne kafasını eğmişti nede bakışlarına başka bir yön vermişti. Doğruca bana bakarken, ondan çoktan soğuk bir elektrik aldığımı fark etmiştim. Soğuk ve sinir bozucu olduğunu tahmin ettiğim bakışlarımla aynı şekilde karşılık verirken, tahminimce müdürün odasını bulmak üzere binaya girmişti. Henüz Ezgi'ye selam bile vermeden, kendimin de anlam veremediğim bir içgüdüyle çocuğun gittiği yönü takip etmiştim. Müdürün odasına girdiğini görmem için koşmam gerekmişti. Koridor tıklım tıkış doluyken, ne olduğunu anlamadan arkamdan seslenen Güven'e döndüm. "Efendim?" Sıradan bir şey yapmışım gibi çıkan ses tonum, ne yapmaya çalıştığımı ona anlatmış olacak ki, cevap vermemişti. "Sınıfa gitsek iyi olacak sanırım. Teneffüste ne olduğunu anlarız zaten." Başımı sallayıp, zilin kulaklarımı sağır etmesine izin verdim.

ALTIN KAFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin