İçimdeki korku o gün gün yüzüne vurmuştu. Akşam yatağımdan apansızca seslerle uyandım. Keşke bir rüya olsaydı. O sesler keşke bir videodan gelseydi... Birden içimdeki ürperti fazlalaştı. Normaldi çünkü çığlıklar yükselirken son ses silah sesi geldi . Dört el ateş edildi. Dehşet vericiydi. Sesler bulutlara karışmıştı artık tık ses yoktu. Sonra aniden bodrum kapası ardına kadar açıldı. Kapının gıcırtısı kulaklarımı tırmalıyordu adeta.Ayak sesleri git gide artıyordu. Kalp atışım hızlı hızlı çarpıyordu korkudan ölücektim. Aniden aklıma pencereden kendimi aşağıya salı veresim geldi ve kendimi bir çöpmüş gibi aşağıya bıraktım. Bir anlık içimde ki korkunun nedensizce bittiğini hissettim ama yanılıyordum. Bir ses ayak sesi o yaprakların hışırtısı bayılacaktım sanki ben daha on dört yaşında bir çocuğum kim ne istesin benden ailemden. Bilmiyordum neden böyle bir şey başıma geldi bilmyorum. Ardımda bıraktığım tek iz göz yaşlarımdı. Kaçtım durmadım durmadan koştum fark edilmedim bile nefesim kesilene kadar koştum hayatım gözümün önünden film şeridi gibi geçti. Ölüyordum sanki.
Evet ya ben niye polisi aramıyorum. Titrek ellerimle polisin numarasını çevirdim.
Alo polismi bir ihbarda bulunacaktım diye devam ettirdim. Betim benzim atmıştı kendi gölgemden bile korkarken nasıl nasıl böyle davranabiliyordum. İşte o sesler polisin siren sesleri. Durdurdum kendimi arabanın içine attım. olay yerine gittiğimizde o şerefsiz yakalandı annemi ve babamı öldüren o idi. Beni yiycekmiş gibi baksada aldırmadım. Sanki hiç bir şey hissetmiyordum.
Bodruma indiğimde her yeri kan bürümüş adeta su yerine kan ile yıkanmış gibiydi. Gerisi zaten korku filimi. İşte ben o günden itibaren yanlızlığı yaşatmıyorum yanlızlığı oynuyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATLİAM
AdventureAcı verici bir hüznün bıraktığı göz yaşı kadardı içimdeki şüpe... Katliam... Sessiz çığlıklar . Nefes kesici olaylar. Başı bir türlü Dertten kurtulmayan bir çocuk. O çocuk yanlızlığı yaşatmıyor adeta oynuyor . Beğenileri unutmayalım...