Mediada kızlarımız var...Yelizden...
"-Kaçın kızlar!" diyerek yardırmya başlayan Çağla'nın arkasından biz de son hızla koşmaya başladık. Lanet olası pislikler resmen bizi köpekleriyle kovalıyorlardı. Bu kadar ileriye gidebileceklerini düşünmemiştim. Bu yaptıklarının karşılıklarını misliyle ödetecektik onlara, bundan şüphem yoktu.
Çağlanın güvenlik görevlisinin kulübesine koştuğunu anlayınca daha da hızlandık. Köpeklerle aramızda 2 veya 3 adım fark vardı. O kadar çok havlıyorlardı ki korkmadım değil.
"-Lanet olsun!" diyerek bir yandan feryat eden, bir yandan da koşan Tuğçe'ye kaydı gözlerim. Alnı ter içinde kalmış, yüzünü buruşturmuştu.
"-Hadi acele edin!" diyen Gamze kulübenin kapısını açmış girmemizi bekliyordu. Onunda gözleri korkuyla buğulanmıştı. Sinirlendiğini yumruk yaptığı ellerinden anlayabiliyordum.
En önde Tuğçe, ardından Çağla daldı içeri. Ben tam girecekken köpeklerden birinin gömleğimi yakalamasıyla olduğum yerde kalakaldım. Şoka girmiş gibi bir şeydim.
"-Kızlar" dedim korktuğumu belli eden sesimle.
"-Siktir!" Çağla ilk baş ne yapacağını bilmeden, öylece bir bana bir de arkamdaki köpeğe baktı.
Sonra hızlıca çantasından çıkardığı çikolatanın paketini parçalayarak bizim uzağımıza savurdu. Diğer köpekler bize koşmayı bırakmış çikolatanın peşinden gidiyorlardı.
Çantasında her zaman yiyecek bulunduran Çağla'ya minnettar bakışlar attım.Ama gömleğimi ısıran köpek hala arkamdaydı. Gömleğimin sağa sola hareket etmesinden anlayabiliyordum. Çağla önden bağladığım gömleğimi söküp beni içeri çekmesiyle, Gamze de hemen kapattı kapıyı.
Gözlerini sinir ve korkuyla sıkıca kapatan Gamze, sırtını kapıya yaslarken, biz ise derin derin nefesler alıyorduk. Pislikler yüzünden bu haldeydik. Üzerimize köpek salmak da neyin nesiydi? Bu kadar mı nefret doluydular bize? Ama neden??
"-Hey! Ne oluyor kızlar?"
Güvenliği de uykusundan etmiştik ama yapacak bir şey yoktu.
Hiç kimseden ses gelmeyince açıklama yapmam gerektiğini anladım.
"-Şu lanet çete üzerimize dev gibi köpekleri saldılar" dedim ellerimi yumruk yapıp tıslayarak."-Ne? Bizim çocuklar mı, yok artık" dedi hayretle. O, o çocukları akıllı falan zannediyordu herhalde. Büyük yanılıyordu!
"-Melesef" diyerek kestirip attım.
"-Bu, bu yaptıklarını fitil fitil getireceğim o sümüklü burunlarından!"
Ellerini hızla saçlarından geçirip alnında tutan Çağla, kulübenin içinde bir o yana bir bu yana dönüyordu. Gözleriyle ateş saçıyordu adeta.Çok fazla sinirli olduğundan kimse ona cevap verme tenezzülünde bulunmadı.
Çünkü Çağla sinirliyken, en son söyleyeceği lafı en önce söylüyordu. Bu bazen kırıp, incitebiliyordu bizi. Hepimiz ağzımızın payını almış olarak, tescillenmiş bir şeyi zorlamamamız gerektiğini biliyorduk artık.Biz sinirle parmaklarımızı kemirip gözlerimizi yere dikmiş öylece dururken, camın hayvanca tıklanmasıyla hepimiz sıçradık.
Bir hışımla arkamızı dönmemizle bize alayla sırıtan çeteyi görmemiz bir oldu. Yüzümüz artık nasıl bir hale büründüyse gülmeleri iki kat daha arttı.
Eski yerime geçip ayağımı sallamaya başladım. Kızlar da eski yerlerine geçerek aynı şekilde durmaya devam ettiler. Görevli küçük camı açarak onlara bir kalem fırlattı.
"-Oğlum aklınızı mı kaçırdınız lan siz? Tehlikleri köpeklerinizi kızların üstüne salmakta ne demek?" dedi adam. O da sinirlenmişti onlara.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sitedeki Psikopat Çete
Teen Fiction~O, tatlı yiyeceklerden pek fazla hoşlanmamasına rağmen eti puf hastası ironik bir psikopat çete kızı... Çağla Yeltin~ ~O, acı çekmeyi sevmesine rağmen ruhen yaralanmaktan korkan bir psikopat çete çocuğu... Çağrı Gültekin~ •Tuhaf bir başlangıç onlar...