Aleynadan:
"Haydi, biraz daha hızlanın, geç kalacağız!" diye bağırdım arkamı dönerek."Tamam Aleyna ama sencede koca bir bavulu taşımak zor değil mi?!" diye karşılık verdi Gökçe bağırarak.
İki gün öncesine kadar yeni evimizde mutlu bir şekilde yaşamaya başladık. Her ne kadar iyi bir tatil hak etmesekte bu tatile gitmek zorundaydık. Yoksa önümüzdeki seneyi iyi bitiremez ve bir sene daha buraya hapsolmak zorunda kalırdık.
Ege ve Gökçe bana yetişince taksi durağına doğru yürümeye başladık. Bu sırada bizimkilere bir uyarıda bulundum.
"Bakın nerdeyse üç buçuk saatlik bir yolculuğa çıkıyoruz. Tuvalete girmek istiyorsanız girin!"
"Ben iyiyim canım, girmiştim." dedi Ege.
"Sen Gökçe?"
"Hayır, iyiyim." Böyle demesinin üstüne taksiye atladık ve uzun yolculuğumuza başladık.
2 Saat Sonra
"Aleyna ölüyorum yalvarıyorum, şurda ağaçların arasına yapayım!" Tahmin edebildiğimiz gibi Gökçe'nin tuvaleti gelmişti ve bırakmazsak altına yapabilme ihtimali çok yüksekti."Of tamam git bekliyoruz." Bu sırada taksici bana seslendi.
"Hanımefendi zaten çok uzak bir yol bu, birde burda bekleyemem." dediği gibi gaza bastı ve gözlerden yok oldu!
"Hayır!" A ve I'ları uzatarak bağırdım ama geri dönüş yoktu. Bu sırada Ege yanıma geldi ve beni teselli etmeye başladı.
"Canım sakin olur musun? Evet biraz kötü oldu kaçırmamız ama şerefsiz işte, iki dakika bekleyemedi. Seni de bu sabah çok sinirli gördüm zaten. Bir şey mi oldu?" Sarıldı.
Bu son iki gündür sinirli olduğum açıktı. İçimde beni rahatsız eden bir duygu vardı. Sanki bir şey olacakta günlerce ağlamamıza sebep getirecekti diye.. Bende arkadaşlarım endişelenmemesi için açıklamadım. Ama belki içimde tutmak daha kötüydü ve Ege'ye açıklamalıydım.
"Son günlerde içimde bir sezgi var. Sanki bir şey olacakta günlerce mutsuz olmamıza sebep olacak."
"Gel buraya canım benim." dedi Ege bende onun kollarına kendimi bıraktım.
Gökçeden:
Çok sıkışmıştım. Biraz daha tutsam altıma yapacaktım. Allah'tan Aleyna'dan izni koparabildim ve hızlıca çalılıklara ilerlemeye başladım.Tam yapacağım sırada bir hışırtı duydum. Arkama baktığımda kimseyi göremedim ama içimi bir korku sardı ve tam o sırada olan oldu.
Biri ağzımı kapattı ardından gözlerim bağlandı. Çırpındım, çığlık atmak için tüm gücümü verdim. Bu sırada korkudan ve ıkınmamdan dolayı altıma yaptığımı hissettim. Ardından burnuma bir mendil koydular ve kendimi, narkoz verilmiş gibi hissettim.
Gözlerimi açtığımda gene çalılıkların yakınlarındaydık. Etrafıma baktığımda yanımda oturan siyahlara bürünmüş bir adam gördüm. Tam çığlık atacaktım ki hızlıca yanıma koşup gene ağzımı kapadı.
"Sus. Bağırırsan bir ömür boyu benim kölem olursun."
Köle mi? Benden ne istiyordu bu? Ben kimseye kötü bir şey yapmadım ki...
"Çöz beni ne istiyorsun benden?" Tabii ağzım kapalı olduğundan mır mır çıkmıştı sesim.
Genede nasıl kulakları varsa duymuştu beni.
"Bağırmayacağına dair söz ver."
"Söz." dedim. Bu konuşma sanki bir anda istemsiz bir şekilde Yusuf'la yaşadıklarımızı aklıma getirttirdi.
Ardından ağzımı açtı.
"Benden ne istiyorsun?"
"Sana söyleyemem. Tek söyleyebileceğim şey duygular."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Bize Uzak 2
RomanceHer ne kadar önceleri çok göz yaşı döktüysek bile şu an gülen bizdik. Evet şu an İzmir'de yepyeni bir hayata başlıyorduk. Heyecanlıydık. İkimizde bir ilişki yaşamış ama gene başarılı olmamış ve ayrılmıştık. Olsun belki bize aşk uzak ama kurduğumuz...