2

23 4 0
                                    


O günden sonra çok düşünmüştüm,doğanın babamla alıp veremediği şey neydi? Üstelik o olaydan sonra Marcell in kaybettiği tek şey aklı değildi.Yarasaların esintisiyle camdan düşmüş ve bir bacağını kaybetmişti.Annem ise sırtına ciddi darbeler almış ve bu annemde kalıcı hasarlara yol açmışt.Peki ya ben bana ne olmuştu, hiçbir şey ,tesadüf olabilir miydi bu ?

Neden olmasın ki tabikide olabirdi.Babamın ölümünden sonra bu olay bir kere daha gerçekleşmişti ve bu seferde Marcell in ikizi olan yani benim diğer kardeşim Marcelino gözlerini kaybetmişti bu acıya daha fazla dayanmak istemedi ve intahar etti onu bulduğumuzda elinde yanından hiç ayırmadığı faresi vardı ve ikiside kanlar içindeydi . Annem aynı sene içerisinde iki büyük acı yaşamıştı .

Oldukça derinden etkilemişti bu olanlar hepimizi tabi ki en çok annemi.Gayet sıradan ve normal bir evdi bizimkisi aslında oldukça rutindi hayat bizim için . Kardeşlerim ve ben okula giderdik,annem kursa babamsa işe sonra biz akşam okuldan gelirdik babamız her zamanki çalışma odasında olurdu annem mutfakta.

Akşamları babamın yüzünü görmek oldukça zordu neredeyse imkansız.Kendini odasına kitler gece geç saatlere kadar çıkmazdı.Çıkıncada yemek yer yatardı.Onun ne yaptığını tam olarak hiçbirimiz bilmiyorduk aslında sanırım normal ailelerden tek farkımız, tek gizemimiz buydu.Onun dışında gayet normaldik ailecek . Hiç düşmanımız yoktu yada ben ve kardeşlerim öyle sanıyorduk.

Babam çok sinirliydi normalden çok daha fazla bir sinire sahipti.Yine de kimseye asla bir kötülüğü dokunmazdı en azından bizim yanımızda bu böyleydi hep.Babamdan her zaman korkmuşuzdur ama bizi çok sevdiğini hep hissettirmiştir o yüzden onu hem seviyorduk hemde ona büyük bir saygı besliyorduk.Annem ise her zaman sevecen ve sıcakkanlı olmuştur bize.Bizi kırmamak için hep uğraşmıştır.Kardeşlerim ve bende gayet iyiydik aslında kendi aramızda geçinip gidiyorduk,ama hep hissettiğim bir şey vardı onlar ikiz olmanın verdiği yakınlıkla daha samimilerdi.Benden küçük olukları için mi bilmem ama ailede hep onlar ön plandalardı.Bazen ciddi anlamda şüphelenirdim ama bir süre sonra bu düşünceyi unutmuştum.

Alışmıştım belki de.

Tanrı ya bir söz verdiğimi söylemiştim . Bu acı olaylar yaşandıktan sonra hayatın benim için anlamı kalmamıştı artık konuşmuyor ,okuldan zevk almıyor kitap bile okumuyordum.Perişan olmuştum resmen.

Bu olaylardan tam 1 yıl sonra akşam yatağıma girmiştim uyumaya çalışıyordum tam o sırada biri bana seslendi.

"Audrey" diyordu .Sese önce anlam veremedim sonra bir kez daha "Audrey" dedi o şey . Etrafıma bakındım ve kimseyi göremeyince sonunda delirdim diye düşündüm.Bir kere daha duymuştum tekrar tekrar ve tekrar. Kulaklarımı kapatmış bir şekilde bağırıyordum Marcell ile aynı odadaydık nasıl duymazdı beni anlamıyorum.Marcell söyle şuna sussun bunu yapmayı bıraksın diye yalvarıyordum gözüm kapalı bir şekilde.Sonunda ses gitmişti duymuyordum artık ve gözlerimi açabilmiştim. Tavana baktım hiç tanıdık değildi .Burası benim odam değildi bundan emindim hafifçe doğrulup bakındım etrafa hastane de değildi tütsüler,mumlar,anlam veremediğim kartlar vardı etrafta ve ben bir minderin üzerinde öylece yatıyordum.Korkmuyordum ama anlam veremiyordum bir süre sadece bekledim . Belki bi yarım saat sessiz kalmıştım.Sonunda kapı açıldı ama hala sessizlik hakimdi.





SessizlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin