Ekimle arkamda yürüyerek gelirken ben koşuyordum. Çünkü donuyordum. Yetimhaneye girer girmez bir sıcaklık kapladı içimi. Yatakhaneye giderken Ekim de yetişmişti bana. Kafamı çevirip ona baktığımda yüzünde ''sana bir şey söyleyeceğim ama nolur kızma"ifadesini görmek beni biraz meraklandırsa da bir şey demeden yürümeye devam ettim. Yatakhaneye girdiğimizde kızların uyanmış olması okul vaktinin geldiğinin habercisiydi maalesef. Yani böyle dedim diye yanlış anlaşılmasın derslerim iyi. Gerçekten yani. Ama ben okulu sevmiyorum. Yatağımın yanına doğru ilerleyip giysilerimi geçirdim üstüme. Yani en azından formaları güzel okulun da bir dakika Ekim nerde? Odada olmadığını anladığımda tualetlere bakmak için ilerledim. Ohaa o ne? Orada bir adet Ekim makyaj mı yapıyor yoksa ben mi fazla hayalperestim? "Ekim?" Bir anda korkup bana bakmasıyla elindeki parlatıcı dudakları hariç her tarafına bulaşmıştı. Ama hayır gülmek yok ciddiyet lütfen. Bu kız benden gizli neler karıştırıyor? Yüzüme o ciddiyet denen ifadeden takınmaya çalışarak başladım konuşmaya. "Öhömm öhömm hayırdır ?"dedim kaşlarımı oynatmaya çalışarak. "Bana söylemek istediğin bir şey var mı Ekim?" Ekim'in o haline gülmemeye çalışarak sorduğum sorular bana denizdeki birini ıslatmak kadar saçma gelsede ...
Ayhhh ne diyorum ben yaaa? Ne saçma bir örnek o öyle ? "Ekim!"dedim tekrar.
Ekim'den
Hazar'ın tualete aniden dalmasıyla öyle bir tırstım ki valla öyle böyle değil yani. Şimdi acaba söylesem mi söylemesem mi bilemedim? "Immmm yani Hazarcığım bu kadar tepki vermeni anlayamıyorum. Ne var ki altı üstü hafif bir parlatıcı?"
"Hafif bir parlatıcı öyle mi hafif bir parlatıcı? Yüzündeki on kat boya kimin için sürdüğün hafif bir boya oluyor acaba?" Bu kız her şeyi anlamak zorunda mı? "Ya abartıyosun ama Hazar!""Ekim sen beni salak mı sandın? Sen daha düne kadar saçını bile salmazdın. Ama bu gün yüzüne sürmediğin bir ben kalmışım maşallah hayırdır?" Gel de bu kıza yalan söyle. "Off Hazar tamam...Immmm hani bizim karşı sınıfta şey vardı ya işte biz galiba onunla şey gibiyiz.""Ekim şeyini şey ettirtme bana. Başlatma şeyine de anlat düzgünce elimden bir kaza çıkmadan.""Hoffffff ya Mert yok mu hani işte o çocuk."Hazar bana tip tip baktıktan sonra üstüme doğru gelmeye başladı. Ben geri geri giderken bir anda düşecekken Hazar tarafından tutulmam beni çok mutlu etti çünkü demekki çok kızmamış ve benim düşmemi istemedi.Ben boşuna buna kardeşim demiyorum yaa. Hazar'ın kolları bana huzur verirken ağladığımın farkında bile değildim. Hazar benden ayrılıp suratıma bakınca yüzünü buruşturdu. Ben de aynaya bakınca haklı olduğunu anladım. Hazar benden ayrılıp bir kaç peçeteyle yüzümü iyice silip yaptığım makyajı temizledi. Sonra kendisi bana güzelce bir makyaj yaptı. Benimkinden güzel olduğu kesin yani. Tualetten çıktıktan sonra yatakhaneden çantalarımızı alıp okul yoluna doğru ilerledik.
Hazar'dan
Okulun önüne geldiğimizde bir kalabalık görmeyi beklemiyorduk.
Hazar Şahin
Ekim Aydın
Yine ne oluyor yaa?Merhabalar hatalarım varsa affedin :)
Umarım beğenirsiniz.Yorum ve voteyi unutmayın lütfen.:-) :-*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERÇEKLER ACIDIR
ChickLitPeki ya bu hayatta kim olduğunu bile bilmezsen.Gözlerini açtığından itibaren o yetimhanenin soğuk duvarlarıyla karşılaşsan.Peki Hazar kim?Fırat kim? Bu hayatta kendine bile güvenemeyen bir insan hiç tanımadığı bir insana nasıl sonsuz bir güven besl...