Büyümeye bir yanlışla başladım. Her insan yanlışla mı büyümek zorunda? Artık düzelmem gerek, kendime yeni bir sayfa... Evde ki tüm gereksiz eşyaları atarak başlamalıyım. O dolaba gitmek, kapağı açmak. Rabbim bana güç ver! Kocaman iki poşete sığdı bütün acılarım. Zor olsada toplayıp attım hepsini. Makyaj malzemelerimi almak için çekmeceye uzandım. Keşke açmasaydım. Günlüğüm... Günlükte sayılmaz aslında içimdeki depresif çocuk. Sayfalara daldı gözüm birden;
"Sen dolu bir gece daha yaşıyorum ben. Aslına bakarsan sen hem gecemde hem gündüzümde, hem sesimde hem nefes alışımda. Yani kısaca her zaman herşeyimde. Seni seveli 4 sene, 48 ay, 1460 gün, 35040 saat, binlerce dakika, salise. bakınca rakamların hiçbir anlamı yok. O rakamlar benim sessiz kalışlarım, ağlayarak uyuyakalışlarım, hayallerim, hasta oluşlarım bilmem nelerim... unutursun dedi sezen abla, için yana yana unutursun. Unuturmuyum? Seni yaşayamadan, sana doyamadan unutabilirmiyim seni? Bir türlü olamamış bizi?"
Gözlerim doldu, ağladım. Özlediğimi fark ettim birden. Gelse gidecekmişim gibi. Artık aşka gerek yok sıra mantıkta. "Aşk diye birşey yok! " sakinleşip düşünmeye başladım. O gitti ben kaldım, yalnızca ben ağladım. Kim bilir kimle mutlu şimdi. Değmez! Bunun farkına şuan daha çok vardım. Eminim kendimden, o takıntımdan vazgeçeceğimden. Eski sona yeni başlangıç gerek...