Yavaş adımlarla yerime yürüdüm.Arkadan hoca geldi.Şu yaşadıklarımı düşünüyordum. Ne kadar acayip bir hayatım olduğunu kafamı Frank'a çevirdiğimde ders ile ilgili not alıyordu. Akıllım ya ben ondan teneffüste alırım. Elçin onun tam yan sırasında oturuyordu arada boşluk vardı ama olsun oturmasın yaa.
"Evet gençler bana sormak istediğiniz bir şey var mı?"
"Hocam buraya istediğimiz işareti koyuyor muyuz?"
"Evet Cerencim.Deniz senin sorun var mı?"
"Ha ne dediniz hocam?"
"Evet çocuklar bir dahaki derse görüşürüz.İyi dersler."
Hayır yani gıcık ne dediğini neden söylemiyorsun? Gıcık o da Elçin de bir de Selin. "Deniz kantine gidelim mi?"
"Frank ders notlarını verir misin?"
"Tabi al canım."
Ba-bana mı dedi? Yoksa başkasına mı? Bana dedi tabi.Yandan Selin'in sesini duydum.
"Selam ben Selin."
"Ben de Elçin."
"Biliyor musun şuradaki kız benim üvey kardeşim."
"Ne?"
Diyerek çığlık atınca korktum.Bir anda tabi korkar insan sanırım okula köpek girdi. Hem o çığlık atmadı bildiğin havladı ya mal.Tencere yuvarlandı kapağını buldu.Sıkıcı bir tanışma.
"Ben kantine gidiyorum."
"Deniz bende gelicem."
"Gel hadi."
Frank ile elele yürüyorduk diyeceğim ama hayır.Yan yana yürüyorduk.Acaba Sienam nerede?
"Frank Siena nerede?"
"Siena,bilmiyorum."
"Offf özledim onu ya."
Gözlerimle Siena'yı arıyordum ama olmadı gözlerime annem takıldı.
"Deniz."
"Sen takıl istersen annem beni bu teneffüs bırakmayacak gibi."
"Tamam."
Annemin yanına yürüyerek gittim.Birbirimize sarıldık ve öptük.Oyyy canım özledim.
"Neden buradasın?"
"Seni göreyim dedim."
"Tabi canım,sen desene öğretmenlerin ile konuşacağım."
"Tamam yine beni yakladın."
"Her zaman."
Kafamı yana çevirdiğimde Selin bizi izliyordu.Beni görünce yürümeye başladı.Bir kadın okulda koşa koşa birini arıyordu.Koşarken bana çarptı ve beni yere düşürdü.
"Hanım efendi ne yaptığınızı sanıyorsunuz?Annecim iyi misin?"
"Çok özür dilerim.İyi misin."
"Evet,iyiyim."(Ayağa kalktım)
"Benim kızım evden kaçtı onu arıyorum, yardımcı olur musunuz?"
"Tabi.Kızınızın ismi ne?"
"Kızımın ismi Selin.Kumral saçlı,yeni geldi bu okula."
"Selin ha Selin."
"Tanıyor musun?"
"Evet.Selin bir bakar mısın?"
Bağırdığımda kafasını bu tarafa çevirdi ve kadını görünce şok kaldı.Bir saniye annesi miyim dedi?Aaaaa Selin koşarak kaçtı ama peşinden gittim.Ve sonunda yakaladım.
"Sanırım gitme vaktin geldi Selin."
"Ben artık buradan gitmiyorum."
"Hıhı."
"Frank'ta benim olacak."
Kulağıma söyledi.Sen öyle san canım onu sana vermem.O benim.Vermicem vermicem benim değil mi vermicem? Eriyip gitsemde vermicem.
"Selin annem."
Kadın koşarak geldi ve Selin'e sarıldı.Al git kızını hadi.
"Evden kaçmak ne demek kızım?"
"Sen bana babamın öldüğünü söyledin,beni inandırdın ve yıllar sonra senin baban yaşıyor. Hem de İstanbul'da demeyi biliyorsun.Bunlar kolay demi ha kolay."
"Selin özür dilerim ama bunları yapmak zorundaydım ben ölmek için gün sayıyorum. Senin hayatını yetimhanelerde geçirmeni istemezdim bari nerede olduğunu bileyim gözüm arkada kalmaz."
"Lütfen kızınız alıp gider misiniz?"
"Deniz annecim gel biz gidelim,belliki annesi onu almaya gelmiş. Bizde akşam eve döneriz."
"Pardon pardon ne demek istediniz?"
"Git artık."
"Ne demek istedi bu kadın?"
"Babam benim için karısından ayrılıyor o da karısı tamam mı? Şimdi git."
Onları duvarın arkasından gözlüyordum.Selin kapıyı parmağı ile gösterince babamı gördü.
"Ne oluyor burada?"
"Baba annem geldi ve beni götürmek istiyor."
"Merhaba Oytun. Ben kızımı almaya geldim."
"Ha..."
"Lütfen dinle. O sizin şimdiden hayatınızı bozmuş Selin senin kızın gibi güzel yerlerde yaşamadı o sefalette büyüdü şu an da böyle hayatı bulunca bırakmak istemiyor.Ama ben onu senden alacağım.Benim yaşamam için bir yol var ama yok onunda bu hayatı yaşaması için bir yol var ama yok."
Kadın giderken babam kolundan tuttu
"Açelya ne yolu varsa yapıcam."
"Hangisi?"
"İkisi de."
"50.000 TL verebilecek misin?"
"Tabiki de,hadi ne yapılacaksa."
"Ama ben istemiyorsam."
"Lütfen kızını düşünüyorsan."
"Her zaman kızımı düşünüyorum bu yüzden buradayım."
Zil çaldı.Ben de sınıfa gittim.Son derse girdim. Artık okuldan da bıktım.Abi gel kurtar beni. Demek isterdim ama onunla kavga ettim. Tabi siz bunu bilmiyorsunuz.Dün ben odamda takılırken o da beni dinliyormuş ama ben kendi kendime konuşuyordum. Sonra kırdı, döktü, savurdu mal ya.Bundan sonra benden hiç bir şey istemesin.Ders Türkçe. Hoca geldi bir kaç dk sonra kapı çaldı Siena girdi.
"Neredesiniz çocuğum siz?"
Siz derken? Aaaa Francisco. Yok deve onlar çıkıyor mu?
"Özür dileriz hocam."
"Geçin."
Bütün ders defterimi karaladım. Zil çaldığında herkes sınıfı boşaltmıştı Frank ben Siena ve Francisco sınıftaydık.Fran beklemediğim bir anda yanağımdan öptü.
"İyi akşamlar."
Diyip sınıfı terk ettim. Siena arkamdan geldi. Servise geldim.
"Siz neredesiniz? Biz her gün sizi mi bekleyeceğiz."
"Bekle."
En arkaya oturdum.Siena da yanıma oturdu. Mal Selin işin ne bekle. Salak.
"Kızım çok tatlısınız."
"Sen o çeneni kapa Siena.Senin başının altından çıkıyor demi bunlar."
"Hııı. Fran'a ben söyledim."(biraz yüksek sesle söyledi.)
"Ne bağırıyon."
"Duysun.Merakından çatlasın."
"Çokkkk tatlı yaaa."
"Sen ne bağırıyon?"
"Duysun."
