Bölüm 4

7 0 0
                                    


Güneşin perdenin arasından yüzüme vurmasıyla gözlerimi açmıştım ve sağ tarafıma baktığımda şoka uğradım. Burak yanımda uyuyordu. Sırt üstü yatmış bacakları bacaklarımın üzerinde bir kolu yatağın yanından yere sarkarken diğeri benim üzerimdeydi. O kadar güzel uyuyordu ki normal de birinin ağzı açık uyurken görsem direk fotoğrafını çeker instagramda ifşa ederdim. Ama meleklerden farkı yok gibiydi onun.. Kirpiklerini saymak istedim tek tek lutuf gibiydi onların dizilişi,hafif ağzı açık uyuyuşunu gördüğümde öpmemek için kendimi zor tuttum. Meyra ve Ayaz aklıma geldi birden onlar çoktan uyanmışlardır diye düşürken hemen yataktan çıkmak istedim ama uyuşunu bozmamalıydım. Kolunu hafifçe üzerimden kaldırdım ten kokusu muhteşemdi,parfümle karışık halde burnuma geliyordu tüm gece kokusuyla uyumayı tarif bile etmiyorum. Doğrulup bacaklarını bacaklarımın üstünden hafifçe kaldırdım ve yataktan kalkmayı başardım yatışını değiştirip sola doğru dönüp ellerini kafasının alt kısmında birleştirip cenin pozisyonu almıştı bir kaç saniye yüzüne bakıp ne şanslı bi kız olduğumu hatırladım. Parmak uçlarında aşağı inerken Meyraların kaldığı odaya baktım yatakları toplanmıştı aşağıda olduklarını düşünerek eteklerim zil çala çala aşağı indim yoklardı mutfağa doğru yöneldiğimde bi kağıt gördüm tezgahın üzerinde;

"Hey,siz ikiniz harika uyuyordunuz kaldırmaya kıyamadık;biz kahvaltıya gidiyoruz uyanıp kalktığınız da kahvaltınızı edin ve bizi arayın bugünü kendimize ayıralım dedik lunapark eğlencesine ne dersinizz? :*"

Açıkcası bu notu gördüğüme çok sevindim Burak ellerimden yemek yemeyi çok istiyordu,hemencecik güzel bir kahvaltı hazırlamayı düşündüm. Peynire el sürememe rağmen ona güzel bi peynirli omlet yaptım,kendime maydonozlu yapmayı tercih ettim patates kızarttım kendi salçalı kahvaltı sosumu yaptım bahçede çimenlerin üzerinde güzelce bir masa vardı. Üzerine örtü örtmeden hemencecik sofrayı muazzam bir şekilde hazırladım. Yukarı çıkıp kontrol ettiğimde güzelce uyumaya devam ediyordu. Üzerimi giyindim,makyajımı yaptım. Odadan çıktım aşağı inip gelmesini beklerken telefondan kitap okumayı tercih etmiştim. Ayak seslerini duydum aşağı iniyordu kalbimi tekrar ağzımda hissetmiştim ama duymamazlığa geldim. Kokusunu hemen hissetmeye başlamıştım. O koku nedense bana çocukluğumu hatırlatıyordu sanki,sanki babam gibi kokuyordu.. Sırtımda nefesini hissetmemle yanağıma bi öpücük kondurdu.

-Günaydın Eliz,kurt gibi açım hadi birşeyler yemeğe çıkalım?

-Onun yerine bahçeye çıkmaya ne dersin?

Ellerinden tuttum ve bahçeye doğru yönelttim mırıldanıyordu.Sofrayı gördüğünde şaşırdı,bi kaç peynir çeşitini birleştirmiştim tabağının hemen yanında kahveside hazırdı ve önünde omletiyle patatesleri duruyordu. Bu kadar mutlu olcağını tahmin edememiştim. Beni kucakladı sarıldı ve olduğu yerde bi tur döndürdü.

-Sen muhteşemsinn

sırıtmama engel olamadım sofraya oturduk yemeklerimizi yerken aklına Meyra ve Ayaz gelmiş olmalı birşeyler düşündüğü belliydi

-Ayazlar nerede Eliz? Uyuyorlar mı?

-Yok onlar çoktan uyanıp çıkmışlar yemek yedikten sonra onları aramızı istiyorlar mutfağa not bırakmışlar,luna parka gidelim diye bir teklifleri var gidelim mi?

-Oluur çok sevinirim. Ama benim yükseklik korkum var..

-Benimleykende mi korkarsın?

yüzü asılmıştı,gerçekten korkuyordu. Yemeklerimizi yedik teşekkür yerine kocaman öpmüştü beni yanından ayrılmak istemiyordum duş almak için odasına çıktı yarım saat sürmeden hazırlanıp aşağı inmişti. Mavi gömlek altında siyah jean ayaklarına superstarlarını çekmişti her zaman ki gibi çok yakışıklıydı sarı saçlarını şekillendirmiş,ten kokusuyla o muhteşem parfümünü birleştirmişti.Yanıma yaklaştığında dayanamadım boynuna öpücük kondurdum.

-Boynunu kendime ait hissediyorum..

-Peki ya ben tüm olarak sana ait olmak istiyorsam?

Bu lafıyla beni göklere falan ulaştırmıştı sanırım doyumsuzum sana be çocuk doyamıyorum diye haykırmak istedim yüzüne. Range Rover'ına bindik. Meyralar büyük lunaparkın girişinde bizi beklediklerini söylediler telefonda. Radyoya uzandım müzik açtım. Cem Adrianın-Aşığım Sana çalıyordu. Beraber söyledik şarkıyı ellerimi hiç bırakmadı yol boyunca daha adını koymamıştık ama mutluydum hem ne önemi vardı ki beraberken adı olsun veya olmasın. Ayaz'ın beetle'ının yanına park ettik arabayı. Hemen ileride bizi bekliyorlardı Meyra beni görünce boynuma atladı kulağıma 'tüm ayrıntıları dinliceğime yemin ediyorum' diye fısıldadı. Sadece sırıtıp sus mus demeye çalıştım o an çok utanmıştım. Ayazla Burak önden giderken ben Meyraya özet geçtim. Sonra ikisi birde arkalarına dönüce ehuehu tarzında garip sesler çıkardık iyi anlaşmışlardı. Böyle 4lü takılmak çok hoşumuza gidiyordu. Dönme dolabı görünce dayanamadım

-Hadiyin dönme dolaba binelimmmm

-Eliz yapma nolur

-Hadi ama Burak korkucak birşey yok ellerini bırakmıcağıma söz veriyorum

deyip sürükledim onu dönme dolaba doğru.Korktuğu teninden belliydi buğday olmasına rağmen bembeyaz gözüküyordu Meyrayla Ayaz hemen atladılar koltuğa bende bindim Burak uzaktan bakıyordu hadi gel diye yalvardım.Kıramadı bindi hareket etmeye başladığında Burak kafasını gögüsüme gömdü kokumu derin derin içine çekiyordu ellerini tuttum kulağına 'korkulcak birşey yok bak yanındayım' dedim kafasını kaldırıp yüzüme baktı 'korkmuyorum artık' dedi.Ellerimi sıkı sıkı tuttu artık benim sayemde yükseklik korkusunu atlatıyordu.Bittiğinde aşağı indik o kadar mutluydum ki gözlerimden okunuyordu. Dayımla arada mesajlaşıyorduk iyi olduğumu söylüyordum. Bana güvendiğinden hiç sorun etmiyordu. Burak'ın telefonu çaldı. Telefon çalınca uzaklaştı sürekli tamam tamam falan diyordu. Çok özür diledi gitmesi gerektiğini söyledi elini sırtıma götürüp birşey dememize fırsat vermeden yanağıma buse kondurdu ayazla tokalaştı Meyraya el sallayıp uzaklaştı çoktan gözden kaybolmuştu ister istemez moralman düştüm böylece gitmesi çok garip gelmişti. Allahtan telefon numarasını bara gittiğimiz gece almıştık. En sonunda hepimiz evlerimize dağıldık. Odama girdiğimde güzelce bir duş aldım. Saçlarım havluya dolanıkten ojelerimi çıkardım pedikür ve manikür yaptım bordo ojelerimle tırnaklarımı güzelce boyadım oje kurutucuyuda üzerine fıslattıktan sonra pijamalarımı giydim. Sonra saçlarımı güzelce taradım ve duralitimi aldım. Çizim kağıdımıda çıkardıktan sonra çizim masama oturdum. Bilgisayardan da Cem Adrian-Aşığım sanayı açıp kaleme bıraktım tüm ağırlığımı düşlerimi,çizimi bitirdiğimde yaptığım tek şey Burak'ın boynu ve orada olan dövmesiydi..




Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 02, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ELİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin