BÖLÜM 2

7 0 0
                                    


Meyrayla koşuşturarak çizim kursuna gidiyorduk son 5 dakikamız vardı. Hep dakik olmayı severdik geç kalıp dersi bölmeye gerek yoktu. Sigarasızlıktan kudurmak üzereydim annemler öldükten 5 sene sonra içmeye başlamıştım. Nedense sinirlerimi gevşetiyordu, rahatlatıyordu beni sigara .Çizim kursuna girdik hocayla selamlaştık ve içeri girdiğim an da gördüğüm görüntüye şok olup kaldım. Üzerime kahve döken çocuk oradaydı

-Eliz girsene kızım ne mal gibi duruyorsun orada?

-Meyra kapa çeneni çık terasa sigara içmem lazım.O burada hani üzerime kahve döken çocuk.

Meyra'nın ağzı küçük bi 'O' şekli almıştı ikimizde şaşkındık. Terasa çıktık marlboromdan bir dal aldım ve yeşil zippomu çakıp dalın üzerine doğru götürdüm. Sigaram yanmıştı.Dumanını öyle bir içime çektim ki resmen kaslarım gevşiyordu. Nasıl gözüktüğümü merak ettim teras yaklaşık 50 metre kare falandı 4 duvar şeklindeydi ama bi duvar içeri çökük duruyordu. Her yerde thorlar şövalyeler ve resim kağıtları vardı çizim atöylesi işte. O arada bi ayna var.Kendime bakmak istedim kısa sarı saçlarım omuz hizamda düzgün bir şekilde duruyordu yeşil iri gözlerim siyah rimelimle gayet hoş duruyordu. Biraz balıketliydim ama çok sırıtmıyordu.Altımda buz mavisi yüksek bel bir kot üzerimde siyah dar bir bluz içime sokmuştum ayağımda lacoste ayakkabılarım ve üzerimde su yeşili hırkamla hoş bi görüntüm vardı. Sandalyeye oturmaya yeltendiğimde kafamı kaldırıp baktığımda

-Hey sen de mi buradasın? Sana kahve borcum var sanırım.. Acın sızın var mı? Buraya yetişmeye çalışıyordum. İlk günüm ve geç kalmak istemiyordum. Kahve içmeden ayılamam da huyumdur..

-Ben... Şey... Evet gördüğün gibi buradayım. Kahve borcunu reddemeyeceğimi bildirmek isterim. O kadar koşuşturmanı gerektirecek birşey yoktu bak senden sonra kalktık ve tam saatinde buradayım.

Cebinden camel çıkardı bir dal aldı içinden ve sigarasını yakmak için çakmak çıkardı cebinden o kadar hoş gözüküyordu ki gözlerimi alamıyordum hareketlerinden. Her hareket edişinde o muhteşem parfüm kokusu burunum derinliklerine uzanıyordu. Ağzımdan salyalar akarak çocuğu izlerken birden tek kaşını kaldırıp bana baktı

-Tanışamadık,ben Burak

elini bana doğru uzattı,ellerimi ellerine kavuşturdum o kadar sıcakcıktı ki..

-Memnun oldum. Bende Eliz

-Ne garip bi isim ilk kez duyuyorum anlamı ne acaba?

-El izi demek. Annem isimimi koyarken ellerinin izi hep üzerimde olsun istemiş..Her neyse ilk günün mü daha önce çizim yapıyor muydun? Ne için buradasın?

-Hobi olarak aslında fıtness eğitmenliği okuyorum. Sen?

-Bende hobi olarak geliyorum. Gastronomi okuyorum aslında.

-Ooo bir gün yemeklerinden yemek isterimm :)))

O gün ilk kez çizim yapıcağı için tekniklerinde yardımcı oldum,ölçü nasıl alınır nesneye nasıl bakılır,gölgelendirme nasıl yapılır.. Bir çok şey paylaştık daha ilk günde beraber ard arda sigara içtik bana hayat hikayesini anlattı. Ailesi Almanya da yaşıyormuş babası Türk annesi Alman aksanı biraz değişikti zaten tatlı ingiliz türkçesinden konuşuyordu. Şuan ailesi almanyadaymış okumak için Türkiyeye gelmiş tek başına Ortaköy de yaşıyormuş ailesinin geliri üst düzeydeymiş ve bir çok boş zamanı olduğundan çizim kursuna gelmeyi düşünmüş annesi yıllardır çizim yaparmış ve bu fikri sunmuş ona o da en yakında bulduğu Derin Hisler çizim kursuna başlamaya karar vermiş,kafasını dolduran yığınla şey olduğundan dolayı bir süre yalnız kalmak istiyormuş falan falaan.. Çıkış saati geldiğinde kahve içmeye nedersin diye sordu. Ah Burakcığım sence ne derim tabikii eveeeet. Dayımı aradım aceleyle birşey isteyeceğim zaman çok kibar davranırdım kendisine:

-Benim yakışıklı maviş gözlü dayıııım napıyormuşşş??

-Kısa kes dayısının güzeli

-Iııaaa şey arkadaşla kahve içeceğiz de biraz geç gelsem olur mu?

-Gece yarısı olmadan evde ol güzelim özletme kendini

-Mcckkk

İzin vereceğini zaten biliyordum. Meyrayı bir güzel şutladım yanımızdan Ayazla buluşmayı bahane edip gitti. Burak o kadar güzeldi ki inanamıyordum. Allah'ın bir lutfuylu tüm erkeklere öncelik ettiğğinden ötürü tebrik edesim bile geldi. Sen Türklerin onurusun gururusun tebrik ederim demeyi çok istedim. Bana bakıcağını hiç ummuyordum.Oturduk denize bakan bir cafeye. Kocaman yeşillikler arasında bir masa vardı. Masanın üzerinde pembe ve altın sarısı desenli olan bembeyaz bir masa sandalyelerde yine beyaz ama oturduğumuz yerin üzerinde mavi yeşil sarı turkuaz olan pofuduk yastıklardan vardı. Tam denize bakıyordu. Deniz bana göre sonsuzluğa uzanan huzur anlamına geliyor,ne zaman moralim bozuk olsa gözümü direkim denize yaşayamadıklarımı yaşamak istediğim herşeyi hapsederdim oraya milyonlarca hayal kurardım veya en güzel olasılıkla elime alırdım kitabımı çimenlere uzanır kahvemi yudumlarken huzura başımı yaslardım.. Her zaman ki gibi denize dalmış hayaller kurarken Burak sessizliği bozdu:

-Eee Eliz sen anlat

-Nereden başlamamı istersin?

-Kendinden bahset mesela neleri seversin?Neler yaparsın?En sevdiğin yemeği söyle mesela en sevdiğin aile bireyi neler paylaştığınızı...

-Kendimi anlatmayı sevmem zamanla tanımanı daha çok isterim anlatılınca büyü bozuluyor gibi gelir bana hep. Neler yaptığıma gelirsek özel bi üniversitede aşçılık eğitimi alıyorum 2.sınıfım. Yemek ayırt etmem peynir,zeytin,kuru fasulye haricinde. Benim ailem dayım ve yengem. Yengemle pek anlaşamam. Malboromdan bir dal yakıp içime dumanı çekerken; Annemle babamı bi trafik kazasında kaybettim. -Yüzümde hafif bi gülümseme oluştu o sıra da- En güzel anımsa annem ve babamla yatla açılıp güvertede güneşin tenimizi kavurmasıydı. Haricinde sinemaya giderdik veya haftasonları tiyatroya yarım kaldık ama belki herşey tadında güzeldir ne dersin?

Sanırım biraz içli konuşmuştum Burak'ın gözleri dolu dolu bakıyordu bana acımıştı sanki bana

-Heyy ne o öyle acır gibi bir ifadeyle bakıyorsun kii? Ben böyle gayet iyiyim beni çok seven bir dayım var ve onunla keyifli zamanlar geçiriyoruzz.

-Yoo acımadım saçmalama ne haddime sadece üzüldüm. Mekanları cennettir umarım.. Bende peynir çok severim biliyor musun?

İçimden ıyy peynir seven bir erkek deyip soğumayı diledim olmadı o kadar yakışıklıydı ki parfüm kokusu ciğerlerimi her doldurduğunda geri nefesimi vermek istemiyordum..



ELİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin