Mavi Cafe

75 8 0
                                    

   Gökyüzünün, denizi dansa kaldırdığı birgüne daha gözlerimi açtım.
Odamın penceresinden sızan güneş,mis gibi hava ne güzel geliyor insana.
İyi ki sahil kasabasın da yaşıyorum yoksa yazın tadını bukadar çıkaramazdım.
Minik cadının Kahvaltı için anneme yardım ederken söylediği şarkı seslerinin odama kadar gelmesi
güne mutlu başlamama neden oluyordu.
Bu arada ben ona minik cadı diyorum çünkü büyümüşte küçülmüşlerden 8 yaşında  bir minik cadı .Gözümde hiç büyümeyen miniğim o benim, Elifim,minik cadım..!
Hazırlanıp mutfağa ''Günaydın'' diyerek girdim.
Annemin ''İkra kalkmasaydın, daha uyusaydın, bu kadar erken kalkma kızım'' diye dalga geçmesine maruz kaldım.''Yarın öbürgün evlendiğinde eşine kahvaltı hazırlayacaksın.İki günde kapıya koyarlar seni'' diyerek söylenmeye devam ederken bende o sırada kahvaltıda eksik olan vişne reçelini buzdolabından çıkarıp,masaya koydum.

Kahvaltımı yaptıktan sonra babamın dükkanına gitmek için evden çıktım Bugün babamın 2 haftadır uğraştığı saatleri sipariş veren cafeye götürmem gerekiyordu.

Çok geçmeden dükkana geldim ve
yine dükkanın camından babamı seyrediyordum.
Babamın tasarladığı saatler öyle normal saatlere benzemez,her birine evlat muamelesi yapar.
Bende kıskanarak izlerim onu.
Babam ,hepimizin Yelkovan ile Akrebin arasında yaşayan anıların içinde kaybolmuş birer insan olduğumuzu söyler.
Ne yazık ki doğru ,insanın bütün ömrü sadece Yelkovan ile Akrebin arasında..

İçeri girdim ''Babacım ben geldim,fazla
gecikmeden siparişleri yerine ulaştırayım istersen...''dedim ve
Babamdan cafenin ismini ,adresini ve saatleri aldığım gibi doğru cafenin yolunu tuttum.
Dükkana çok ta uzak değilmiş,uzak olmamasına rağmen nasıl olurda bu cafeyi daha önce görmedim bilmiyorum çok ta şirin bir yere
benziyor.Cafenin adı Mavi Cafeymiş. İçeri girdim görünürde müşterilerden başka kimse yoktu.''Kimse yok mu?'' diye seslendim.Cafe sahibinin gelmesini beklerken cafeye şöyle bir göz gezdirdim duvardaki süsler masalar herşey harika!
Babamın tasarladığı saatler duvarlara çok yakışacak diye düşünürken köşede asılı olan siyah beyaz bir fotoğraf dikkatimi çekti.
Fotoğraf bizim evin yanındaki evin önünde çekilmiş bir fotoğraf.
Ben bu fotoğrafa şaşkınlıkla ve merakla bakarken

''Çok eski aile dostlarım, son çekildiğimiz fotoğraftı sonra buradan taşındılar bir daha da göremedim şimdi neredeler bilmiyorum...''
diye bir ses belirdi arkamdan.
Döndüm ve ''Merhaba''dedim.Fotoğrafın evimizin yanındaki evde çekildiğini bu nedenle merakla baktığımı belirttim.

Cafe sahibi olan bayan ''Biliyorum,sen Mehmet efendinin kızı İkra olmalısın,ben de Zeliha dedi.
''Evet'' dedim şaşkınlıkla ''Siz nereden biliyorsunuz? ''
''Bir zamanlar komşuyduk o zamanlar bebektin çok güzel bir genç kız olmuşsun.
Ne kadar da çok Annene benziyorsun,en çokta  gözlerinin rengi! ''
Cevabını alınca şaşırdım.
Çünkü;annemin gözleri renkli değil babamın gözleri renkli idi.
''Yanlışınız var sanırım babamla karıştırıyorsunuz annemin gözleri renkli değil.'' diye cevapladım.
Benden aldığı cevapla afalladığını hissettiğim Cafe sahibinin,''Yanlış hatırladım sanırım kusura bakma'' demesi üzerine ''Sorun değil,tanıştığıma memnun oldum bu arada Cafenizi de çok beğendim tekrar
görüşmek dileğiyle...'' dedim saatlerin ücretini aldım ve Cafeden çıktım.

Mavi CafeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin