4

29 2 0
                                    

Deniz böylesine mavi,gökyüzü böylesine güzelken bir de oturduğum bankın yanı başında kuyruğunu bir oraya bir buraya sallayan ,gözleri boncuk mavisi kediyi görür de bir insan nasıl mutsuz olabilir ki?
Derdi olan derman bulmaya gelmeli sahile...
Önümden geçen simitçiyi durdurup aldığım simiti kediye ve martılara paylaştırırken her defasında beni çok bekleten Sena'nın geç kalmasını farketmedim bile.
''Yine bulmuşsun tüy yumağını..''
Sesiyle Sena'nın geldiğini farkettim.
Sena'nın
''O ellerini silmeden sarılmazdım seninle ama ne zamandır görüşmüyoruz çok özledim.'' sözleri eşliğinde sımsıkı sarıldık birbirimize...
''Ben de çok özledim hayırsız,tatil dedin gittin İzmir'e daha yeni dönüyorsun unuttun bizi.''demeden ala koyamadım kendimi.
Sahilde biraz oturup çay bahçesine gittik Sena ila ikimizin sevdiği kuş burnu çayımızın gelmesini beklerken,
konu konuyu açtı.
Muhabbet koyu...
İki erkek bir araya gelince ne konuşurlar bilmem ,tahmin ettiğim maçtan başka ama biz kızlar her dakikamızı konuşarak geçirdiğimiz kesin.Muhabbet dönüp dolaşıp Yusuf'a gelmişti.
Yusuf,küçüklük arkadaşım,değerlim ve ne kadar utansamda hoşlandığım insandı.Belki çok garip ama Sena,Yusuf tan hoşlandığımı bilmeden açmıştı konuyu.Ona göre Yusuf ,benim için değer verdiğim arkadaştan ,kardeşten öte değildi.Ona Yusuf tan hoşlandığımı neden anlatmadım bilmiyorum ,sanırım  benim bile kabullenmeyişimden.
Herkes bizi arkadaştan öte düşünemezken ben nasıl olurda böyle düşünebildim bilmiyorum.Kendimi olmaması gereken birşeyi düşündüğümden dolayı suçluyorum.Bu nedenle de kimseye söylemedim hissettiğim duyguları.
Yusuf çok ağır başlı olgun bir insan.
Kömür karası gözlerinin içinde kaybolduğum,yüreğinin temizliğiyle beni koruduğunu,her daim yanımda olduğunu hissettiğim insan...
Yusuf'un hayatında bir başkası olsa belki düşüncelerim değişebilirdi belki de değişmeyecek kadar vahim bir durumdayım.
Zaten Yusuf hayatına kolay kolay birisini alan kişilikte değildi.
Bu yüzden seviyorum onu.
Sevgiyi arayıpta bulmanın gücüne değil ,
hiç aklında yokken sevginin kendisini bulacağına inanırdı hep tıpkı benim gibi.
Okul biter bitmez aramızdan ayrılıp annesiyle babasını burada bırakıp,abisinin yanına Bursa'ya gitti.İstanbul gibi bir yeri ,beni, bizi,herşeyi bırakıp gitti.Gitmesine sebep,babasıyla olan anlaşmazlıklarıydı.Babasıyla olan sorunlarını anlatmazdı çok ama halinden bir çok şeyi anlayabiliyordum.Beni bırakmış olması umrundamıydı vedalaşırken bilmiyorum ama bana değer verdiğini hissedebiliyordum.
Döneceğim dedi giderken,biraz kafamı toplasam iyi olacak yine geleceğim dedi.
Her sabah uyandığımda,o gün bugün olur mu diye uyandım ama o gün hiç olmadı.Neredeyse 1 sene olacak ama o hala yok.O kadar yakın olduğun bir insan bir anda uzak oluyor ya en çokta bu acıtıyor insanın içini.Nerede ne yapmakta olduğunu bildiğim insanın şimdi neler yaptığından haberim bile yok.Neyse,bu kadar düşünmek yeter bugün  bu güzel havanın ve Sena ile geçen vakitin tadını çıkarma günü.
Ben ne kadar düşünmemeye çalışsamda,Sena Yusuf tan bahsetmeye devam ediyordu.
Sena ile Yusuf komşu oluyorlardı.Gerçi hala öyleler. Yusuf'un gitmiş olması birşeyi değiştirmez.
Yusuf'un annesi Hatice hanım Sena'ların evine gelmiş dün,Sohbet muhabbet derken konu Yusuf'tan açılmış.Telefonla konuştuğunu ,iyi olduğunu yakında döneceğini söylemiş.
Sena'nın dudaklarından bu kelimeler dökülürken içimi tarifsiz bir neşe kapladı.
Akşam olmuştu ,Sena ile birlikteyken vaktin nasıl geçtiğini anlayamıyorum.Çay bahçesinden ayrılıp konuşa konuşa evin yolunu tuttuk,eve gelirken Mavi Cafe nin önünden geçtik.Cafe'nin önünde ,masada oturmuş,Zeliha hanımı çay içerken gördüm selam verdim ,nasıl olduğunu sordum, iyi günler diledim yoluma devam ettim.Bu kadın bana neden bu kadar dikkatli bakıyor anlamış değilim.
Rahatsız edici bir bakış...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 06, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mavi CafeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin