Multimedyada ki Kaan
-Tenime işleyen rüzgar beni ayık tutan tek şeydi. Dün gece yine bir hatunla fena kafayı bulmuştuk.
Güzel bir geceydi. Ama bu okula gelmeme engel olamadı. Peder bey yine zorla beni okula yolladı. Üstelik telefonumu da vermedi pezevenk. Okula gitmek istemiyordum.
Cebimden çıkardığım sigarayı keyifle dudaklarımın arasına yerleştirdim. Şu sigarada olmasa ben ne yapardım bilmem.Okul bahçesine girdiğimde herkesin gözü üzerimdeydi. Okulda namı sayılır biriydim.
Karnım guruldadı. Acıkmıştım. Dün eve geç saatte gittiğim için yemek yiyememiştim. Kantine doğru ilerlerken hızla elimi cebime attım.
"Ananı satıyım, para yok."
Parayı komidinin üzerinde unutmuşum. Hemen çevreme baktım. Kantinin önünde ki bankta oturan sarışın kız dikkatimi çekti. Kaşara benziyordu. Bence cazibeme dayanamaz, bana para verir o kız. Umutla kızın yanına gittim ve çekici sesimle;"50 kuruş versene bebeğim."
Başını yavaşça bana doğru çevirdi. Etkileyici bir kokusu vardı. Uzun altın sarısı saçlarıyla hoş bir kızdı. Saçlarının dibinde beliren siyah renk ona ayrı bir hava katıyordu. Mavi gözleri vardı. Okyanus mavisi.
Ondan 50 kuruş istediğimde 'Yok , olsada sana vermem' dedi. Ne yapacağımı şaşırmıştım, yeşil hummel hırkamın fermuarını boğazıma kadar çekip başımı önüme eğdim. Zaten gelmek istemediğim okulun kapısında elimi kolumu sallayarak dışarı çıktım. Allah'dan cebimde bir dal sigaram vardı.
Elimi hevesle cebime soktum.
"Ananı s*kem sigaramı kim coftu." Okul bahçesinden ayrılıp ara sokaklardan birine girdim.Boş sokakta efkarla bağcıları söylemeye başladım.
"Burası Bağcılar Welkom to cehennem, tatatatat"
Bir kaç çıtır aşırı bad boy görüntüme dayanamayıp bana döndü. Ama ben masum kızlardan hoşlanıyordum görüntümün aksine.
Onlar benim için tek gecelik kızlardı.O kızı tanıyordum. Adı Derin. Yanlış hatırlamıyorsam 11. sınıfa gidiyor. Okul korosundaydı. Bir ara bizim gavat müzikçi sesim güzel diye beni de zorla koroya sokmuştu. Sesimin güzel olması Allah vergisi napıyım yani kardeşim.
Benim aklım hala altın saçlı Derin'imdeydi. Kafasını çevirdiğinde yayılan vanilyalı ter kokusu küçük Kaan'ı azdırmıştı
Sokağın sonundaki ultra sexy şahinime doğru ilerlemeye başladım. Arabamın yanında sallanan adam göz hizama girdi. Adımlarımı hızlandırıp ne yaptığını kestirmeye çalıştım.
"Birader, napıyorsun!" Sert inkazıma karşılık kafasını benim olduğum tarafa doğru çevirmedi bile. Adımlarımı biraz daha hızlandırıp arabama ve yanındaki dangalağa doğru ilerledim. Muştamı cebimden çıkartıp adama var gücümle yumruk attım. Arabama dayıyordu! Hayvan herif!
"Seni, insan yerine koyup ekmek veren fırıncının küreyini g*tüne sokayım!"
Adamı yere yatırıp yumruklamaya devam ediyordum ki bir çığlık sesi boş sokakta yankılandı. Adamın üstünden kalkmaya tenezzül etmeyip sadece kafamı çevirdim.Gördüğüm masum surat ve uzun altın sarısı saçlarla beynimden vurulmuşa döndüm. Hızla üzerime doğru geliyordu. Bir an afallasam da kendimi toparlayıp ayağa kalktım.
"Ne yaptığını sanıyorsun?" Sol yanağımda hissettiğim yanma hissiyle kafam istemsizce sağ tarafa doğru çevirdim.
"Senin vurduğun yerde gül biter." diyemedim tabii, orası ayrı konu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
50 Kuruşdan Vazgeçmem
HumorBurnumu yakıp geçen vanilya kokusu derin yaralar bırakarak kalbime ulaştı. Onun saf ve temiz kokusu, benim kirlenmiş ruhuma ferahlık getirecekti, hissetmiştim. Sıkışan kalbimi dinleyerek, kuru dudaklarımdan aldığım derin nefesler arasında sadece iki...