Bölüm 2

46 5 1
                                    

Bölüm şarkısı: Sean Paul- Hold My Hand

Deniz'den

Hayatta güvendiğiniz, sırlarınızı paylaştığınız şeyler olur. Bazen bir oyuncak bazen bir hayvan bazense bir insan. Oyuncağınız veya hayvanınız siz onlara ne yaparsanız yapın sırlarınızı açığa vurmazlar. Ya insanlar? Sırrınızı verdiğiniz kişi bir şekilde sırrınızı dile getirir. Ece'nin Tuğçe'ye yaptığı gibi.

Tuğçe hepimize göre daha ağır şeyler yaşamış biri. Yaşadıkları yüzünden erkeklerden tiksinmiş ve artık hiçbir erkeğe güveni yok. Ece Tuğçe'nin yaşadıklarını yaşatanlardan sonra en iyi bilen 4 kişiden biri. Tuğçe'nin çektiği acılarda yanında olan, ona tesellilerde bulunan birinin bunu yapması fazlasıyla ironi bir durum.

Karanlık işlere "Sistem" adı verilir. Sistemin bilinen bir lideri yoktur. Sistemde işler ise sert kurallarla yürür. Mesela, bir iş teklifi aldınız ve grup lideriniz bu teklifi kabul etti. Artık bunun geri dönüşü yoktur. O yüzden geri dönüşümüz yok. Ha derseniz ki siz cayın diye. Tek kişi dahi caysa tüm grup bedelini öder. Akla dahi gelmeyecek kadar ağır bir şekilde hem de.

Selim Bey işle ilgili bir kaç şey dedikten sonra izin isteyip kalktık. Taksiyle bizim eve geldik. Gelir gelmez Tuğçe odama fırladı ve kapısını kilitledi. Yaklaşık 2 saattir de oradan çıkmıyor.

Bende yaklaşık 2 saattir Ece'ye bağırıyorum. O ise, İrem ve Simge gibi, bizim klasik oturuşlarımızdan birinin şekliyle oturuyor. Bacaklarını karnına toplamış kollarıyla bacaklarına sarılmış kafasını ise bacaklarına gömmüş bir şekilde.

Bense bir türlü oturamıyorum. Olmuyor. Sehpanın etrafında dolanıyorum, pencerenin önüne gidiyorum. Tam sakinleştim diyip arkamı döndüğümde Ece'yi görüyorum. Tekrar sinirlenip Ece'ye avazımın çıktığı kadar bağırıyorum. Şuan da olduğu gibi.

"Nasıl kabul edersin hala aklım almıyor. Neler yaşadığını bilmiyormuş gibi kabul ettin. Tuğçe o yapılanları hak etmiyordu. Ve senin yaptığını da hak etmiyor." Ece'ye doğru iki adım attım. "Ece 2 saattir sana bağırıyorum ve sen hiçbir şey yapmıyorsun. Artık cevap vermen lazım. Neden yaptın Ece?"

Ece kafasını kaldırır gibi olduğu an odanın kapısı açıldı. Evde bizden başka kimse yoktu. Oda da ise tek olmayan Tuğçe'ydi. Ece'de bunu bildiği için kafasını geri gömdü.

Tuğçe odaya girdiğinde İrem ve Simge kafalarını kaldırıp ona baktılar. Tuğçe hiçbir şey yapmadan koltuğa oturdu ve Ece'yle aynı pozisyona geçti. O öyle yapınca İrem ve Simge'de kafalarını tekrar gömdüler. Bende Tuğçe'nin yanına geçip ekibi tamamladım.

"Kızlar, 3. sınıftaki kampı hatırlıyor musunuz?"

Ses Simge'nindi.

"Hatırlamaz olur muyum hiç. Tüm okul o kamptan sonra bizden tırsmıştı." Şimdi konuşansa İrem'di.

"Bana asılan bir çocuğun  kafasına arı kovanını düşürmüştü Ece."

Kafamı yavaşça kaldırıp Tuğçe'ye döndüm. Ece ile birbirlerine gülümseyerek bakıyorlardı.

"Özür dilerim." dedi Ece.

"Bir yerden başlamam lazımdı."

O kadar saat boşa mı bağırdım ben şimdi?

"Lan! Boğazım acıdı bağırıcam diye. İki saniye daha küs kalsaydınız bari."

"Kızım bilmiyor muydun sanki?  Ben boşa mı sustum? Ben, ben Simge. Salaksın." diyerek kahkaha attı.

"Senin kadar değil." diyip yanımda duran yastığı kafasına attım. Ama Simge'nin refleskleri güçlüdür. Hemen kafasını eğdi. Yastık cama fırladı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 06, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bir Siyah MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin