1

198 7 4
                                    

saat 03:38 salı 9 temmuz 2013

Son on gündür olduğu gibi anlamsız bir biçimde uyandım. Tenim hafif ıslak ve nemli, açık unuttuğum saçlarım karışmış, her zamanki gibi yastığım yatağı terk etmişti. Açık unuttuğum pencereden içeri süzülen soğuga yakın rüzgar perdenin bir kısmını dalgalandırıyor ve tüm bu ahenk içindeki manzarayı bahçedeki pek sevgili çınar ağacının yapraklarından yükselen hışırtı ile bir o kadar sevimli sokak köpeklerinin birbirine karışan sesleri bozuyordu. Yarı açık gözlerimi ağacın sokak lambasının desteğiyle odama dalan gölgesine dikmiş, sanki bir çift gözde sağ elimde varmış gibi o yöne bakmadan saati öğrenmek için telefonunu arıyorum. Hay aksi! Telefonum yine çok özlediği sevgilisi zeminle buluştu.
Her neyse, aldım telefonu yerden saat 03:39, 40 , 41... 5:51 öylece oturuyorum saatlerdir. Sevgili günlük hava aydınlanmaya başladı soğuk bir aydınlık, yürümek. Yürümek iyi gelir..
Aniden kalktım yataktan, elimi yüzümü yıkayıp doğruca kıyafet dolabıma yöneldim. Siyah tişört lacivert kapşon siyah eşofman...
Bir ırmak klasiği. Dağınık saçlarımı tek hareketle özensiz bir şekilde topladım her zamanki gibi ayakkabılarımı giyip çıktım evden evin arka sokağından ormanlık yola saptım. Sonra...

Saat 21:41

Sevgili günlük sonra ne olduğunu hatırlamıyorum. Şuan evdeyim yaklaşık bir saat kadar önce arka bahçede havuzun kenarındaki şenzdonkta otururken buldum kendimi hafızamı kaybetmiş gibiydim sonra seni bulup okudum ve yazmaya karar verdim. Başım çok ağrıyor birşeyler araştırıp yatmayı planlıyorum. Not: iyi geceler.

Saat 20:14 10 temmuz 2013

Su buz gibiydi!
Dimağımda hissettiğim belirsizlik ve yuttuğum bir miktar suyun verdiği verdiği garip bir hisle muhtemelen saatlerdir yüzmeme rağmen bu soğuğa alışılmamış gibi ürperdim.. Vücudumdan özellikle de saçlarımdan yere süratle süzülen su damlaları eşiliğinde sudan çıktım havuzun kenarına bırakılan havluya yöneldim havluyu saçlarıma sarıp yaşadığım belirsizlik duygusunu da yanıma alarak eve girdim. Bu saate kadar ne yaptığımı hatırlamıyorum.
Akşam üzeri...
Duş aldıktan sonra arabaya atlayıp gezinmeye başladım. Nereye gittiğim hakkında hiç bir fikrim yok, arabayı bir kütüphanenin önüne park ettim. Elim dogruca cüzdanıma uzandı kimlik kartını gösterip içeri girdim, gözlerim kapıda kapanış saatinin gece 12 olduğuna dair yazılmış yazıya ilişti bu yüzden saat konusunda rahatım. Görevliyle göz göze geldiğimde

" kitaba devam edecek misiniz yoksa başka birşeyler mi okuyacaksınız? "

Sorusuyla karşılaştım.

" devam etmek istiyorum.." her ne kadar ne okuduğundan bir haber olsamda

" lütfen bekleyin getiriyorum"

" peki "

Yaklaşık beş dakika kadar sonra kadın kitabı getirdi..
Suç ve ceza.
Herneyse sanırım benden sonra hiç okuyan olmamış zira görür görmez bana ait olduğu kanısına vardığım kitap ayracıyla karşılaştım.. Ayracım arkasında ' Ben Rıfkı ve en son bir da kaldın Irmak' yazısı vardı. Anonsun sesiyle irkildim (saatin 12 ye yaklaştığını ve kütüphanenin kapanacağını bildiren anons). Kitabı teslim ettim ve Rıfkı yı da alarak ayrıldım ordan. Arabayı bir barın önüne çektim içeri çok gürültülü basık ve kalabalıktı gözüme boş bir bar taburesi ilişti oraya ilerleyip oturdum.

" viski lütfen. "

birinci bardak, ikinci, üç...barmenin kolundaki saate ilişti gözüm karşımda bardağı kurulurken epey geç olmuştu içkili ve pek aklı başında olmadığımı göz önüne alarak bardan ayrıldım. Arabayı kilitleyip otoparka bıraktım, taksiye binip eve döndüm ve yatak.. canım yatak.
Sızmak üzereyim sevgili günl..

Saat 14:50 11 temmuz 2013

Gözlerim yanıyor, telefon? Buldum. Öğleyi geçmiş. Hala mı uçuş modunda bu ? Hat geliyor , tamam geldi. Bir kahve iyi olurdu sanırım. Mutfağa gidip su ısıttım masanın üzerindeki kupayı alıp kahveyi hazırladım ve tekrar oturma odasına geçtim telefonum sürekli titriyordu, bir sürü mesaj ve arama. Sesli mesajları dinlemeye başladım Ali, Çağla, Sinem, Konur, Özge ( çocukluk ve lise zamanlarından beri çok iyi anlaştığım dostlarım geçmişi çocukluk ve gençlik dönemlerimi hatırlıyorum ama son zamanlar.. Herşey çok karışık.) Özge mi ? O telefonda konuşmayı sevmez sesli mesaj mı bırakmış ? Çok garip. Beni merak etmiş ve iyi olduğundan endişeliymiş, diğerleri gibi. Neyse...
Varlığını unuttuğum televizyon ilişti gözüme raftan en sevdiğimiz filmi alıp yerleştirdim, her zaman oturduğum yere oturdum içim geçmiş. Tamam film bitene kadar uyumuşum açık bıraktığım bahçe kapısından esen soğuk rüzgara irkilip uyandım.

" şiiiiştt sakin ol, ben yanındayım"

Diyerek öptü aklımdan. Boynundan yükselen kokuyu duyabiliyorum hala omzuma attığın kolunun sıcaklığını hissedebiliyorum. Hava, karardı sanırım.
Arabayı barda unuttum! Beni burada bekleyeceğini biliyorum( yanağında küçük busesiyle bana baktı)

Saat 01: 56

...Anahtarı alıp çıktım evden taksiye binip bara gittim. Otoparka girip arabayı kontrol ettim ve bara yöneldim . Birkaç kadeh içki fena olmazdı. Otoparkın çıkışına yakın bir yerde bir minübüs ilişti gözüme. Kapısı açıktı içinde silaha benzer şeyler ve yakınlarında siyah giyimli bir grup adam vardı (bazılarının yüzünde kar maskesi vardı), hatta minibüsün en yakınında duran adamla göz göze geldim. Görmezcesine kafamı çevirip bara girdim. Bir kadeh içkiden sonra az önce gördüğüm seyleri yeni idrak ettim ve bardan çıkmaya karar verdim. Merdivenleri çıkarken az önce minibüsün yanında gördüğüm ve hatta göz göze geldiğim adamla tekrar göz göze gelmiştim. İçinde zerre kadar yaşam isteği olmamasına rağmen içgüdüsel olarak hızlı hareketlerle otoparka yönelip arabayı alarak uzaklaştım. Eve döndüm ve televizyon izlemeye başladım. Her zaman ki gibi ev bomboş ve yalnızlığın verdigi bir soğukluğa sahipti. İki saat geçmemişti bardan dönmemin üzerinden. Tüm kanallarda son dakika haberi yayınlanmaya başlamıştı bir barda silahlı çatışma çıkmış ve barda olan herkes ölmüştü. Burası, burası yaklaşık iki saat önce döndüğüm bar.

... Anahtarı alıp çıktım evden taksiye binip bara gittim. Otoparka girip arabayı kontrol ettim ve bara yöneldim . Birkaç kadeh içki fena olmazdı. Otoparkın çıkışına yakın bir yerde bir minübüs ilişti gözüme. Kapısı açıktı içinde silaha benzer şeyler ve yakınlarında siyah giyimli bir grup adam vardı (bazılarının yüzünde kar maskesi vardı), hatta minibüsün en yakınında duran adamla göz göze geldim. Görmezcesine kafamı çevirip bara girdim. Bir kadeh içkiden sonra lavaboya girdim bağrışmalar ve şiddetli gürültüler duyulmaya başladım. Çıktığımda herkes yerdeydi az önce dolu olan kadehlerin tümü kırıktı. Şiddetli bir ses duydum ve irkildim. Kulağım çınlıyordu, bir süre sonra görüş yetimin zayıfladığını fark ettim. Alnımdan aşağı süzülen bir sıcaklık ve ayakkabılarıma damlayan şeyin sesinden başka bir şey algılayamıyordum. Tam o anda az önce minibüsün yanında gördüğüm ve hatta göz göze geldiğim adamla tekrar göz göze gelmiştim. Görüşüm her ne kadar bozuk olsa da tanımıştım onu. Bağırıyordu sağa sola ateş ediyordu. Sonra sesler ve görüntüler yerini koca bir siyaha bıraktı.
Dur bir saniye! Bu olamaz imkansız öyle olsa şuan yatağımda oturup günlüğüme yazabilmek için ne yaşadığımı hatırlamaya çalışamazdım. Her neyse

... Anahtarı alıp çıktım evden taksiye binip bara gittim.

NoktaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin