2

115 6 10
                                    

Doğruca bara girdim bir kadeh içkiyi yarılamıştım yanımda duran tabureye oturdu. Yaklaşık yirmi yaşlarında muhtemelen koyu kumral( ışıktan pek seçemiyorum), iri siyah gözleriyle bir yandan etrafı kolaçan eden bir yandan sürekli konuşan biriydi (itiraf etmeliyim son zamanlarda gördüğüm az sayıda insandan biriydi ve oldukça çekiciydi, garip ve bir o kadarda karizmatikti.)
Sürekli bazı tekinsiz işlere bulaştığından ve alacaklı kişiler tarafından takip edilme ihtimalinin yüksek olduğundan bahsediyor muhtemelen öldürülmekten veya zarar görmekten korkuyordu.
Korktuğu kişilerin tehlikeli bir çete olduğunu daha önce kendi durumunda olan kişilerin ve hatta masum insanların gözleri önünde öldürüldüğünü anlatıyordu. Aldırmadan içmeye devam ettim. Soru sorduğunda başımla onaylıyor ara sıra gözlerinin içine bakıyor destek olur bir tavır sergiliyordum. Telefonunun çaldığını fark etti( titreşimden anlamış olmalı bu gürültüde zil sesini duyması imkânsız).
Telaşla açtı ve alnından soğuk terler süzülmeye başladı bi hayli endişelendiği her halinden belliydi. Teşekkür etti ve oturduğu tabureden kalkarak birazdan öleceğini ve son kez annesinin sesini duymak istediğini belirtti ve ekledi " burası çok gürültülü. Birazdan buna silah sesleri eklenecek biran önce git" lavaboya yöneldi ve gözden kayboldu.
Tüm bunların deli saçmalığı olduğunu düşündüm ve kahkaha atmış olmalıyım ki barmen ve yakında oturan birkaç kişi ne oluyor dercesine yüzüme bakıyordu. Hesabı ödeyip çıktım bardan, otoparka girdim arabamı aldım ve otopark çıkışına yöneldim.
Lanet herif! Sen ehliyetini nerden aldın be? Siyah bir minübüsle burun burunaydım az kalsın çarpışıyorduk. Minibüsün içinde kar maskeli kalabalık bir grup adam vardı. Geri çekilip yol verdiler. Şaşkınlık ve sinir içinde uzaklaştım. Biraz ilerledikten sonra başı gözükmeyen bir trafiğin ortasında buldum kendimi.
Bir süre sonra radyoyu açtım. Tüm radyo kanalları az önce bir barda olan silahlı çatışmadan bahsediyordu. Adresten az önce ayrıldığım bar olduğunu anladım, barda olan çoğu kişi ölmüş ağır yaralılar hastaneye götürülüyormuş, durun! Yaralılar da ambulansta ölmüşler. Şans eseri ölmekten kurtulmuş olmanın verdiği şaşkınlıkla yolun açıldığını fark edememişim, arkadaki aracın korna sesisiyle irkildim. Eve döndüm. Kapıyı açıp içeri girdim anahtarı yere fırlatıp koltuğa yığıldım, uzanıp olanları düşünmeye başladım. Yaşadığım hiç bir şey net değil sanırım üçüncü ihtimal gerçek hatırlayamıyorum  barda ne oldu? kimle karşılaştım, neler yaşadım? hatta ölüp ölmedigimden bile emin değilim. Korkudan mı şaşkınlıktan mı bilmem ağlamaya başladım.Sevgili günlük.. sonra içim geçmiş

Saçımı okşayıp teselli ettiğini hissediyorum...

"Keşke gerçekten yanımda olsaydın! Son zamanlarda yaşadığım hiç bir şey net değil.. Doğru da yanlış da sendin, şimdi kayboldum..."

O gitti ben de soğuk bir duş alıp yatağıma yattım.

Saat 04:45

Sevgili günlük tekrar merhaba..
Onu hissetmek dünyanın en güzel hissi hiçbir şeye değişmem fakat ölü biriyle zaman geçiriyor olmak garip geliyor, ya ölmediyse diye düşünmekten alı koyamıyorum kendimi. İyi de o zaman ben kimin mezarı üzerinde ağladım günlerce? Neden herkes onu öldü biliyor? Yarısı kayıp anılarının arasında cevabı olmayan sorular muhteşem değil mi? Sevgili günlük neredeyse sabah oldu yatmalıyım iyi geceler, günaydın da olabilir pek emin değilim....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 29, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

NoktaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin