Bölüm 2

18 5 2
                                    

Kendime inanamıyorum cidden ben nasıl böyle bir hata yapmıştım ki?  Nasıl olur da boşluğuma denk gelip 4 yıldır sakladığımız bu sırrı ortaya dökmüştüm böyle? Yalnız bir şeyler dönüyordu burada? Berk'in dudağının bir kenarı kıvrılmış şu yeni gelen kıza bakarken bizimkilerde bana mahçup olmuş gibi bakıyorlardı. Bu bakışı tanıyordum! 

"Siz..." dedim demesine ama devamını getiremedim bir türlü. Berk'e döndüm hayal kırıklığı ile. Ellerini lacivert vücuduna tam oturan hırkasının eline koymuş rahat bir tavırla bakıyordu bana.

"Evet Öykü bu oyuna son vermek istiyordum artık. Böyle olması gerektiği için Başak buradaydı en azından gözleriyle görmüş oldu. Umarım artık inanmışsındır değil mi?" dedi Berk Başak'ın gözlerine umutla bakarak! Bu benim ikizim benim her zaman yanımda olan Berk olamazdı. Berk aşktan ne anlardı ki Başak'a aşkla bakıyordu!

"Evet Berk inandım ve hala şoktayım böyle bir oyun oynadığınıza?" dedi soran gözlerle. Şu Başak denen kız o kadar sinsi bir insan ki bakışlarından belli ediyordu ama sadece ben farkediyordum bunu! 

"Öykü'nün korunmaya ihtiyacı vardı ama artık büyüdü sanırım kendi ayakları üstünde durabilecek yaşa geldi." dedi hafif tebessüm ederek. Başak bana sinsice bir bakış attıktan sonra-ki bu bakış zafer benim bakışı- Berk'e döndü. "O zaman teklifini kabul ediyorum." dedi biraz da utanma şekline girerek. Sinsi yılan!

Bir dakika! O kız 'Teklifini kabul ediyorum mu?' dedi! Şaşkınlıkla ağzım aralanırken bakışlarım Berk'e kaydı.  Sanki küçük bir çocuğu mutlu etmişsin gibi gülen gözlerle bakıyordu. Hadi ama bu kızın sinsi olduğunu bir ben mi anlamıştım. Çocuklara ters bakışlarımı çevirdiğimde gözleri bende sabitlenmişti ne yapacağımı merak eder cinsten bakıyorlardı.

Sandalyeyi sert bir şekilde iterek ayağa kalktım sandalyenin yere düşme sesiyle Başak irkilsede belli etmemeye çalıştı. Berk ise davranışlarımdan rahatsız olmuş derece bakıyordu. Hadi ama bu benim ikizim olamazdı. Gözü bu kadar dönmüş olamazdı.  

Peki ya ben nasıl bir aptaldım?

 Nasıl Berk'in değişimini anlamamıştım?  Aptal aptal telefona bakıp sırıtmaları... Sürekli ortadan kaybolmaları... Nasıl olur da anlamamıştım.

O sinirle birine çarpıp yere düşmesini sağladım sandım ama sanırım tek zararlı çıkan ben olmuştum. Benden uzaklaşmış olan beden yere düşmemiş sadece bir iki adım gerilemişti. Olan benim kafama olmuştu. Sanki duvara çarpmış gibi zonklayan başımı ovuşturarak çarptığım bedene bakmadan "Önüne baksana lan!" diye çıkıştım. Cidden başım çok acımıştı! 

"Önüne bakacak olan kişi ben değil sensin küçük hanım" dedi eğlenir şekilde. Şuan ağzım şaşkınlıktan aralandı desem yeridir. Bu okulda benim söylediğim sözün üstüne söz söyleyecek Akınların tayfasından başka kimse yok ki!

Tam çocuğa 'sen kimsin' diyerek bir çıkış yapacaktım ki gereksizin biri beni koruma gereği duymuştu.

"Ne diyorsun oğlum sen dikkat et diyorsa edeceksin!" Berk'in yersiz konuşmasıyla sinir kat sayım iyice artmıştı. Biraz önce ki olaydan sonra o kendini ne sanıyordu ki böyle konuşmaya cesaret etmişti. Çocuk ellerini yumruk yapmış her an kavgaya kendini hazır hissediyormuş gibi beklerken ben Berk'in arkasında kaldığım için yüz ifadelerini göremiyordum. Etrafımızda oluşan kalabalıktan anladığım kadarıyla hepsi kavgayı bekliyor kimisi ise kameralarını hazırda tutuyordu. Aptal kalabalığa göz gezdirirken bakışlarım Başak'a takıldı. Berk'in benimle bu denli ilgilenmesinden rahatsız olduğu apaçık ortadaydı. 


Berk'in omzunu dürterek bana bakmasını sağladım. Arkasını döndüğü zaman etrafta çıt çıkmıyordu. Aman ne güzel ne güzel malzeme çıktı hepinize!

"Ne yapıyorsun Berk?" dedim umursamaz davranarak. "Bu şerefsiz sana karşı gelmeye çalışmadı mı kızım kimse benim..." dedi ve ben direk sözünü kestim. "Haklısın kimse senin ikizine laf edemez öyle değil mi?" dedim. İkiz kelimesine vurgu yaparak. Herkesten bir fısıldama sesi yükselirken hepsinin ortasına doğru yürüdüm.

"Duydunuz işte Berk benim ikizim. Siz erkekler yüzünden böyle bir şey yapma kararı aldık sizin sarkıntılarınız laf atmalarınız olmasın diye şimdi bu oyuna ben bir son verdim demek isterdim ama Berk bu durumdan haliyle sıkılmış ve bu sabah son verdi siz şimdi Berk'in neden sıkıldığını da sorarsınız hemen açıklayayım benim güzel ayaklı gazetelerim." sinirlerim bozulmuştu ve gülmeye başladım bu sözümden sonra. "Berk beyin sevgilisi Başak onları tebrik etmeyi unutmayın lütfen." dedim ve sinirle Berk'e döndüm hem bu konuşma yüzünden bana kızgın ama davranışlarım yüzünden de bir o kadar korkmuştu. Zaten bende kendimi kafayı sıyırmış gibi hissediyordum. "Ve sen Berk ARSOY benim işlerime sakın ama sakın burnunu sokma anladın mı?" dedikten sonra omzundan itip onu es geçtim. Çarpıştığım çocuğu görünce onuda aldırmadan yanından geçerek motoruma binip bir an önce buradan uzaklaşmak istedim! Uzaklaşıp sadece kafa dinlemek istedim...








KAP-KAÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin