BÖLÜM 3

1.4K 35 7
                                    

Etrafta sadece deniz ve arkamızda da ağaçlar vardı. Biz çok endişelendik. Çok korkuyorduk. Adamlara çok sinirlenmiştik. Çünkü, çünkü onlar bizi ormanda bir başımıza ve yalnız bir şekilde bırakmışlardı. Onların yaptıkları affedilir gibi değildi. Çünkü yaptıkları tam bir suçtu. Yani bize göre bir suçtu tabii. Ama her kim olursa olsun bizim yerimizde olsaydı onlar da bir suç olarak görürdü onların yaptıklarını. Neyse bizim moralimizi bozmamamız gerekiyordu ve soğukkanlı olmalıydık. Çünkü en ufak bir hatamız veya yaptığımız bir hareket bizim hayatımıza mâl olabilirdi. Neyse biz bayağı bi kızdık sinirlendik adamalara ama ne önemi vardı ki. Çünkü onlar artık gitmişti. Ama çok salaklardı. Karavanın tekerlek izleri nereye gittiklerini gösteriyordu. Ama biz hazır fırsatı bulmuşken birkaç hafta daha kalmayı düşünüyorlardı. Hiçbir şey onları kararlarından döndürmeye yetmezdi onlara göre. Ama illaki evlerine geri döneceklerdi. Ve o gün bu fırsatları da olmayacaktı. Onlar da tekrar gezmeyi planladılar ve gezmek için yola koyuldular. Artık çok yorulmuşlardı. Kamp yoluna düştüler ve bi an önce uyumak için hızlıca yürüyorlardı. Ama git gide gözleri kapanıyordu. Ve tam da kamp alanına ulaştılar ve kendilerini yataklarına nasıl atacaklarını bilemediler. Ertesi sabah denizde bir gemi gördüler ve el sallamadılar. Nasıl olsa başka gemiler de gelirdi elbet bir gün. Ama onları ne zorluklar bekliyordu daha haberleri yoktu. Ve bu oradan senede bir kez geçen tek gemiydi. Çünkü orası ıssız bir adaydı ve oraya hiç insan gitmezdi. Onlar bunu bilmiyor ve farkında bile değillerdi. Onlar bunu bir bilse nasıl bir tepki verirlerdi acaba? Neyse birkaç hafta oldu artık hiç kimse gelmiyordu. Ne gemi geçer oldu, ne de bir tekne. Artık haddinden fazla sıkılıyorlardı ve bunalıyorlardı. Orasının ıssız bir ada olduğunu daha yeni anlamışlardı. Artık endişeleniyorlardı. Ailelerini de çok özlemişlerdi. Acaba aileleri de onları özlemişmiydi? Onları arıyorlar mıydı? Bu sorular kafalarında gidip geliyordu. Kendilerine bu soruları sormaya başladılar. Artık kafayı yemişlerdi. Ne gidecek bir yer vardı, ne de aileleri vardı yanlarında. Tek başlarına ve savunmasız birer yavru kuş gibi hissettiler kendilerini. Çünkü yavru kuşlar da anne veya babaları olmayınca yanlarında hiç koruyamazlar kendilerini ve avları da yer onları. Bu yüzden onlar da kolayca yenmemek için ani bir hareket yapmamaya çalışıyorlardı. Çok heyecanlıydılar. Hem de çok.
Biraz ileride bir geyik gördüler. Ellerine bir bıçak alarak geyiğe sessizce yaklaşıp onu öldürdüler. Sonra çok acıktıkları için bir ateş yakıp geyiği yediler. Sonra yollarına devam ettiler. Daha ilerilere gittikçe bir yol gördüler. Yola çıktılar ve bir araba geliyordu. Hemen arabayı durdurdular. Araba durdu. Onları alıp deniz kenarına bıraktı. Ama gene başladıkları noktaydı bu. Yani yolun sonu gene bu noktaya varıyordu. Gene aynı yoldan gittiler. Ama bu sefer ne görsünler.........

Macera AdasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin