Sıkılıyorsun bazen herşeyden , basıp gidesin geliyor Dünya'nın en uç noktasına. Hatta Dünya bile dar geliyor bazen de imkanın olsa Dünya'dan bile göçesin geliyor.
Yıldızlara daliveriyor gözlerin. Hepsi birbirine çok yakın gözükürken aslında aralarında milyonlarca kilometre olduğunu biliyorsun. Tıpkı insanlar gibi.
Ay'a çarpıyor Gözün sonra , tatlı tatlı gülümsüyor sanki sana, bir baba sefkatiyle. Ama yine biliyorsun ki o gülüşü sağlayan , aldığı darbelerin oluşturduğu büyük kraterler. Tıpkı senin gibi.
Gökyüzüne bakıyorsun , gece simsiyah sabah ise masmavi , tıpkı yansıttığın ruh halin gibi. Tek farkı bazen kutuplarda hissedebiliyorsun geceyken. Sanki siyah olan ruh halin altı ay surecekmis gibi. Bir tarafın kutuplardayken diğer yanin yağmur ormanlarında hissettiriyor kendini. İçindeki yağmur hiç dinmeyecekmis gibi.
Dunya'nın aslında sana benzediğini fark edince bırakıp gidesin kalmıyor. Kimseye anlatamadigin derdini gece rüzgarlara anlatıyorsun. Ve Dünya seni duyar umuduyla insanların vermediği güveni rüzgarlarda, yağmurlarda ve dünyanın ruhunda buluyorsun. Ve güleceğin zaman insanlar ile değil. Geceyi bekleyip Ay ile karşılıkla gülümsüyorsun birbirine .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessizliğin Sesi
RomanceHepimizin yolu yalnızlığa düşüyor aslında , Ihanetle kurulan bu Dünya'da, İhanet sonlandiracak bizi hatıralarda, Konuşmayı keseceksin insanlarla, Ve odandaki duvarlar fısıldayacaklar sana , Tek dostun aynalar olurken, Aynalar bile güvensizliği yansı...