Hiç bir zaman alarm kurmam. Çok nadir insan vardır alarmsız uyanabilen. Nasıl yapıyorum bilmiyorum ama istediğim saatte kalkabiliyorun. Geç kalmayı fazla sevmem çünkü geç kalınca tüm dikkat senin üzerinde oluyor. Dersim 10 da 8.30 da birden bire kalktım ve hazırlanmaya başladım. Saçlarımı her gün yıkamam gerekiyor. O kadar deli yatıyorum ki hep kıvırcıklarım bozuluyor. Hiç bir zaman kahvaltı etmem. Hazırlamaya üşendiğimden. Oysaki kahvaltı yapmayı çok severim. 9.30 da çıkmam gerekiyor. Tabi o dağınık odada bir şeyimi kaybetmezsem. Şans ya bir türlü kulaklığımı bulamıyorum. Saat 9.45 kulaklığı ancak buldum. Koşuştura koşuştura çıktım aparttan. Dolmuşlar 10 dakika yürüme mesafesinde. Hızlı hızlı koşar adımlarla yürüyorum. Dolmuşlar karşıda iki tane trafik lambası geçmem gerekiyor. Hay aksi! Dolmuş gidecek. Karşıya geçtim ve saçları omuzlarında kıvırcık saçlı bir çocuk çekti dikkatimi. Sadece arkadan gördüm. Dolmuşa bindi ve dolmuş anında hareket etti. Ben birden donuverdim. Ne olduğunu anlamadım. İnsan arkadan gördüğü birine nasıl böyle bir şey hisseder. Bir daha görüp görmeyeceğim belli bile değil. Şimdi 10 dk daha beklemeliyim. Sonunda okula gidebildim. Koşar adımlarla sınıfa girdim. Çok yakın bir arkadaşım var 14 yıldır aynı sınıftayız. Herkes çok şaşırıyor bu durumu. Yakın arkadaş değildik çünkü. Aynı yerleri yazalım dememiştik. Şans işte. İyiki hayatımda o var. Biz her zaman en son sıranın bir önüne oturuyoruz. Tembel değiliz sadece orada oturmayı seviyoruz. Sınıfa girdim ve yine aynı sıraya doğru yöneldim. Kafamı bir kaldırdım, karşımda arkadan gördüğüm çocuk. Sırama geçene kadar donakaldım. İstemsiz bir şekilde çocuğun yüzüne bakıyordum. O da bana bakıyordu. Belki de benim neden baktığımı sorguluyordu. Arkadaşımın yanına oturdum ve hoca tam o zaman kapıdan içiri girdi. " Kendi arabanızla okula gelmeyin, trafik çok kötü bir şey." dedi her zamanki gibi. Çantasını masaya bıraktı arkaya mantosunu asmak için geldi. Kimseye sataşmadan duramıyan bir hoca. Kıvırcık saçlıya adını sordu. Artık onun hakkında bir şey biliyordum. Ne okuduğunu sordu. Bileceklerim çoğalıyordu. İsim listesi dağıtıldığında ismine bakmaya karar verdim. Listeyi elime aldım. Hayal kırıklığı. Okula yeni kayıt olduğu için ismi yazmıyordu. Ders bitti. Bir kaç saatte olanlar beni gerçekten şaşırtmıştı. Kimseye bir şey diyemedim bir an. Kantine gittik ve takıldığım 4 kızdan biri kıvırcıktan hoşlandığını söyledi. Ben öylece kaldım. Ne yapmam gerektiğine karar veremedim. Derslerim bitti aparta geldim.Aklımda hala o çocuk vardı. Kızlara anlattım. Ve hepimiz okulun gruplarında tek tek o isimli çocuklara baktık. Sonuç hüsran bulamadık. Uzun zaman sonra birini düşünerek uykuya dalmak çok garip bir duygu.
"İlk görüşte aşka inanır mısınız?"