-Beni yeterince süzdüysen artık ne istediğini söyleyecek misin?
-(kekeleyerek) Şe-şey ben Serkan hocaya bakmıştım ama...
-Serkan hoca olmadığıma göre gidebilirsin?
(Sohbet etmek istemiyordu.Ama ben yine de ısrarla devam ettim.)
-Siz kimsiniz acaba?
-Seni ilgilendirir mi?
Buda ne böyle.Kendini ne zannediyordu bu. Benim de elim armut toplamıyordu ya .Sinirlendiğimi belli ederek:
-Altı üstü bir soru sordum.Cevap vermek zorunda değilsiniz zaten.Belki bana bir hocanın odasına nasıl girdiğimi öğretmediler fakat belli oluyor ki size de bir bayanla nasıl konuşulacağını öğretmemişler anlaşılan.Şimdi saygılı (!) bir öğrenci olarak izninizle bayım.
O sinirle hızlıca kapıyı çektim sınıfa doğru merdivenlerden çıktım. Allahın zübbesi.Az bile yapmıştım ona.Sınıfa artık nasıl girdiysem uyuz Yasemin bile anladı sinirli olduğumu.Sırıtarak:
-Deniz prensesimiz yine neye kızmış bakalım.kız bu sefer kim alındı ekinden.
Tam cevap verecektim ki hocanın sınıfa geldiğini fark ettim.O yüzden hiç sesimi çıkarmadan yerime oturdum.Selin sessiz bir şekilde:
-Kızım yüzünden düşen bin parça.Hayırdır?
-Boş ver Selin ya önemli bir şey yok.
-Sen öyle diyorsan...
Bir kaç dakika sonra biraz sakinleşmiştim.Sonra hocanın bize bir şeyler anlattığını fark ettim:
-Evet çocuklar bugün size bahsettiğim Çağatay seres bu ders bizimle olacak.Çağatay bey buyurun lütfen.
Şaşkınlığımdan dilimi yutacaktım.Bu benim bugün Serkan hocanın odasında kavga ettiğim adam.Hey bendeki şansın ta içine...
Sen artık o ajansta çalışma şansını tamamen kaybettin kızım.Adam seni sınıftan çıkarmazsa sen ona şükret.Ben böyle kendi kendime dövünürken bir den onun bana baktığını fark ettim.Bende bakınca artık göz göze gelmiştik.İnsanın kalbine işleyen gözleri vardı.Hani insanlar gözleriyle bir şeyler anlatır ya o ise tam tersiydi.Gözlerinde ki sözcükler saklıydı...
Gözlerimi ondan ayırmaya çalıştığımda yapamadım.O bakışlarını çevirince ancak o zaman gözlerimi ondan alabildim.Bu adam neydi böyle?Her kezi içine çeken bir kör kuyu falan mı ?
Biraz kendimi sorguladıktan sonra hocanın buyurun der gibi hareketiyle herkesin ona baktığını fark ettim(Sanırım konuya başlıyorduk)
-Öncelikle hepinize merhaba arkadaşlar.
-(bütün kızlar sırıtık bir şekilde) merhaba!
-Evet arkadaşlar.Hocanız zaten size az çok bizden yani seres ajansından bahsetmiştir.Bugün içlerinizden en beğendiğim bizimle staj görme hakkına sahip olacak.Fakat seçtiğim kişi hemen öyle rahatlamasın.Bir de bizim şirkete gelip orada da mülaakata girecek.Evet,şimdi ilk sorumuzla başlayalım.Oyunculuğun size çağrıştırdığı nedir?Yani oyunculuk sizin için ne anlama geliyor?
Ben zaten o adamla kavga ettiğim zaman kökten bu hakkım gitmişti.O yüzden hiç parmak kaldırmadım.7-8 kişi kaldırdıktan sonra sınıf listesinde bir şeyler baktığını gördüm ve yine gözlerini bana getirerek:
-Deniz Savaş.Parmak kaldırmadığına göre ajansımızı beğenmiyorsun herhalde.
-Bana mı dediniz?
-Senden başka Deniz Savaş olmadığına göre.
-Buyurun?
-Bir de sen cevapla bakalım soruyu
-şey...ben...
cansu:Siz onu boş verin.Hep böyle tembeldir zaten o.ben anlati....
Onun cümlesini bitirmesine izin vermeden ayağa kalktım :
-Ben annemin anlattığına göre ta küçükken kendimi kaptırmışım bu işe.Annemden gizli , hep bizim evin biraz ilerisinde tiyatro sergilenen bir mekana gidermişim.Hatta bir keresine izinsiz bir şekilde tiyatroda rol aldım.Bir oyuncu sakatlanmıştı.Bende kimseye fark ettirmeden onun yerine geçmişim.Şimdi siz bu anlattıklarınla benim sorduğumun ne alakası var diyeceksiniz? Haklısınızda.Oyunculuk işte benim için budur.çocukluk,aşk,gülümsemek,ağlamak,haykırmak...Daha sayayım mı? Bakın ben şu ana kadar arkadaşlarımdan çok oyunculuğa döktüm duygularımı.Oyunculuğun benim şu ana kadar amacı hiç para olmadı.İşte zaten amacım o zaman para olursa ben bu işi asla yapamam.Yani beni oyunculuktan vazgeçire bilecek tek şey bu...
O anda söylediklerimi fark edemiyordum.Sözlerimi bitirip gözlerimi yavaş yavaş sınıfa diktiğimde Cansu'nun bile beni alkışladığını fark ettim.Ondan yani Çağatay Serez den ise duyduğum tek şey :
Deniz Savaş.Yarın saat 7'de ajansta ol...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞAN GÜNEŞİM
RomanceBenim sessiz kaldığımı fark edince yavaş bir şekilde bana döndü.Aman Allahım! Şu ana kadar gördüğüm en yakışıklı insandı sanırım.Uzun boyluydu.Kömürü andıran simsiyah gözleri ona ayrı bir hava katıyordu.Ne esmer ne de beyaz diyebileceğim bir ten ren...