1.Ufak Başlangıçlar

70 5 15
                                    

Ah! yine bir sabah ve güneşli bir hava muhteşem! Derecede sinir bozucu bunu seviyorum ama sevdiğim kadar da nefret ediyorum.

Yataktan doğruldum ve bir süre öylece kaldım. Beynim kalkıp giyinmemi söylese de ayaklarım sanki bu uyarı dinlemiyordu.


En sonunda kalktım ve dolabımda ki boy aynasına baktım gece sadece bir şortla uyumuştum sanırım bu yüzden üşüyordum. Ne kadar aptalım dolaptan elime geçen ilk tişörtü alıp giydim. Hala bozulmamış saçlarımı elimle hafifçe şekillendirdikten sonra duş almak için banyoya geçecektim ki ablamın o güzel(!) sesi buna engel oldu:

''Arda! Hemen buraya gel!''

''Yine ne var CANIM! Ablacığım''

''Birde soruyor ya utanmaza bak! Motorunun anahtarları nerde??''

''Sana hayatta motorumu vermem'' dedim odadan hırsla dışarı fırlarken.

''Vermek zorundasın babam dedi.''

Aşağı indim ve oturma odasında oturan babama bakarak:

''Baba ona motorumu vereceğimi sanıyorsan yanılıyorsun!''

Babam kafasını okuduğu gazeteden kaldırdı ve bana 3 numaralı bakışını attı bunun anlamı;

'Biliyorum şimdi odana çık o iş bende'

Demekti ona minnettar bakışlarımı attım ve odama çıktım. 15 dakika sonra duşumu aldım ve üstüme daha düzgün bir şeyler giydim sonrada komidinin üstünde duran telefonumu aldım.


Aşağı indim ve kahvaltı masasına oturdum. Annem yine döktürmüştü ama hiç iştahım yoktu nedeni mi? Çünkü bu aralar kendimi berbat hissediyordum.


Dıştan belki mükemmel hatta yakışıklı görünüyor olabilirim ama içim için bunun aynısını söyleyemeyeceğim maalesef. Sürekli öksürüyordum ve ara sıra öksürürken ağzımdan ve burnumdan kan geliyordu. Umursamıyorum neden mi?


Yaklaşık iki aydır devam eden bir şey ve bakın ölmedim o yüzden kafaya takmadım ve ailemden gizledim ama yine de ailem bunu fark etmiş olacak ki annem bana bakıp:

''Arda bu aralar hiçbir şey yemiyorsun çok zayıfladın baksana varsa yoksa kahve ben senin için hazırlıyorum bu kahvaltıyı.''

''Canım annem gerçekten iştahım yok. Hem bak iyiyim ben.''

O sırada öksürüklere boğulacağımı hissettim ve masadan tam kalkacak iken ablam kolumdan yakaladı ve o anda öksürüklere boğuldum masadan bir peçete kaptım ve ağzıma koydum ablamın beni bırakmasıyla yere yığıldım.


Hiç bu kadar çok öksürmemiştim aklımdan 'işte şimdi yandım' sinyalleri gelirken öksürüğüm bir anda kesildi ve kanama devam etti. Bir süre sonra o da durdu ve ablam bana dehşet ile bakarken doğruldum babam ve annemin bakışlarına aldırmadan mutfak musluğuna gittim. Ama annem beni kendine doğru döndürdü ve yüzüme baktı korkmuş görünüyordu buna gerek yoktu yani korkmaya gerek yoktu nasıl olsa hepimiz eninde sonunda ölecektik.

Ve bunu engellemenin ya da geciktirmenin hiçbir anlamı yoktu...

''Arda hastaneye hemen!'' bu babamın sesiydi ona aldırmadan yüzümü yıkadım ve ona dönüp.

''Gerek yok baba. İzin verirseniz artık dışarı çıkmak istiyorum.''


Sesim şu ana kadar hiç konuşmadığım kadar soğuk çıkmıştı. Onlar bana şaşkınlıkla bakarken askıdan ceketimi aldım cebindeki anahtarları hissedince içime bir huzur oturdu.

Kayıp KaranlığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin