KK-2 Kaptan İle Tanışma

126 12 0
                                    


2 Bölüm

Kaptan İle Tanışma

           Geceleyin Kara ve yanındakiler gemiye bindiler. Kara hiç sorgu sual sorulmadan hücreye kapatıp yemek verdiler. Kara içkinin etkisi ile birkaç korsanı konuşturmaya çalışmış ve başarılı olmuştu. Kaptan son günlerde erken yattığını ve tayfanın onu görmediğini öğrenmişti. Bir kaptanın erken yatması ve ortalıkta görünmemesi hiçbir zaman hayra alamet değildi. Kaptan hasta olabilirdi veya içlerinden birisi kaptanı indirmek için plan yapmış kaptan bunu öğrenince plan yapmak için kamara'sına çekilmiş olabilirdi. Hücresinde onu zincire vurmamışlardı,kaçabilirdi fakat bunu yapmadan önce nerede olduğunu öğrenmek istiyordu. Akıntının onu ne kadar sürüklediğini Yaratıcıdan başka kimse bilemezdi.

             Korsanlar Portekiz ve İngiliz aksanı ile konuşuyorlardı. Her ikisinin tek bir tayfada bulunması bile tayfayı ilginç kılmaya yeterdi. Tam olarak tayfa hangi millete ait ayırt etmek zordu. Aralarında siyahlar, beyazlar ve esmerler vardı. Birbirlerini arasında renk ayrımcılığı yapılmadığına kanaat getirmişti. Tayfalardan bir tanesi ona bir parça ekmek getirmiş hücresinden içeriye atmıştı. Kara ekmek yere düşmeden yakalamış ve korsanın dikkatini çekmeyi başarmıştı. Korsan bir anlığına da olsa rasgele fırlattığı ekmeği havada yakalayan adama baktı. Kara şimdi tam konuşma fırsatı olduğunu düşündü.

''Kaptan ile ne zaman görüşeceğim'' diye sordu. Korsan ''Ben bilmem ne zaman görüşmek isterse o zaman görürsün?'' dedi. Kara mutlaka kaptan ile görüşmesi gerekiyordu ve bildiklerinin bir kısmını korsan ile paylaşmaya karar verdi. Korsanlar çenelerini fazla tutup tutamayacağını pek bilinmeyen insanlardı. Onların içinde söylemek en ufak bir şey bile kısa sürede büyütülüp değiştirilebilirdi. Kara ''Bu bilgi çok önemli Kaptan Kara'nın peşinde başkaları da var. Venedik dükünün kızının başında büyük ödül var'' dedi. Korsan ona tekrar dönüp baktı. ''Ne ödülü?'' diye sordu. Kara ''Ödül altın bir oda dolusu altın'' dedi. Kara bu numaranın işe yarayacağını umuyordu. Kaptan altın teklifini değerlendirmese bile korsanlar kesinlikle ağzı açık kalırdı. Daha iyi bir hayata sahip olabilmek için diğer gemilerden ganimet topluyorlardı. Korsan hiçbir şey söylemeden oradan ayrıldı. Kara köşeye geçip yere oturdu atılan kuru ekmeği yemeğe başladı. Bir zaman geleceklerdi altından için kimin ve ne için geldiği önemli değildi. Ekmeğini bitirdikten sonra samanlığa uzandı ve gözlerini kapadı.

Henüz yarım saat geçememişken merdivenlerde ayak seslerini duyunca uyandı, tahtaları gıcırdayan gemide merdivenlerinin tahtaları diğerlerinden çok daha fazla gıcırdıyordu. Yukarıda sesler artmıştı. Birkaç kişi aşağıya inmişti hücrenin önüne geldiler. Aralarından bir tanesi diğerlerinden ileriye çıkarak ''Çeneni tutamadın değil mi?'' diye sordu. Kara olduğu yerden doğruldu. ''Kaptan ile görüşmek istiyorum söylediklerim gerçek. Zaman aleyhimize işliyor'' dedi. Korsanlar kapıyı açtılar, içeriye girdiler Kara ayağa kalktı. Ellerini kelepçeler vurulduktan sonra hücreden dışarıya çıkartıldı. Önünde iki kişi vardı arkasında bir kişi vardı. Tam ortalarında ilerlerken bir üst kata çıktılar. Gemide ki birçok kimse sızmıştı. Merdivenlerden bir üst kata çıktığında ayakta birkaç topçu bulunuyordu. Etrafı fazla inceleme fırsatı olmadan güverteye çıkmıştı. Bu gece ay tamamen görülüyordu, geminin ışıkları söndürülmüştü. Ay geminin güvertesini aydınlatıyordu. Güverte de bir iki dışında kimse yoktu. İnsanları sarhoş edip bu görüşmeyi ayarlamışlardı anlaşılan. Peki, Kaptan neden böyle bir şeye ihtiyaç duymuş olabilirdi ki? Denizin ortasında haberin yayılması sadece güvercinler tarafından yapılan bir olaydı. Gemide gizlice güvercin yetiştirebilecek cesarete sahip olabilecek kapasite de korsan olabilir miydi? Bilmiyordu. Kaptan kamarasının kapısı açıldı ve Kara içeriye girdi. İçeride iki asker daha vardı. Kaptan yatağına uzanmış yatıyordu, elini altına atmış tavana bakıyordu. Kara onu halsiz olarak görmüştü, fazla düşünmekten yorulmuşta olabilirdi. Kaptan

''Anlat!'' diye sertçe bağırdı. Sesinden anlamıştı rahatsız oluşunu insanlara tahammül edemiyordu. Kara ''Siz gerçekten kızı bulmak istiyor musunuz?'' deyince Kaptan yüzünü ona doğru çevirdi. Bir süre baktıktan sonra ayağa kalktı ve ona doğru yürümeye başladı. Yüzünde yanık izi vardı. Sinirlenerek Kara'nın önünde durmuştu. Boy bakımından Kara onun omzuna geliyordu. Ancak bu kadar yakınlaştığında onun boyunun uzun olduğunu anlamıştı. Belinde ki silahı çekip Kara'nın göğsüne dayadı. Kaptan

''Bundan şüphen mi var'' diye sordu. Kara ile Kaptan birbirlerinin gözlerinin içine baktılar. İkisinin de isteği ne pahasına olursa olsun dükün kızıydı.


Kaptan Kara Türk HilesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin