Bölüm 1

71 7 2
                                    

Yıl 2003, İngiltere, Londra

      Hava yağmurlu ve yerler kaygandı tüm arabalar dikkatli bir şekilde gidiyordu, fakat John McAllister adında bir adam, kız kardeşi Jenna McAllister ve annesi Silvia McAllister'ın içinde bulunduğu arbayı kullanıyordu ve hız limitini aşmıştı. Jenna "John yavaşla yerler kaygan! Yavaşla John! Yavaşla!" diye bağırıyordu arbanın içinde. John bunun farkında değildi çünkü 10 yaşındaki kızı Allison o sıralarda sinaklit hastasıydı.
                                  ● ● ●
    Sinaklit hastalığı olan bir kişi hastalığın ilk evresini grip olmuş gibi geçirirdi, ikinci evresinde kişinin arada bir soluğu kesilir ve komaya girerek titremeye başlardı, fakat hastalığın son evresinde ise kişinin ten rengi griye döner ve gözleri dahil heryerinde kocaman, derin yaralar açılmaya başlardı, bu hastalığın iki kötü yanı vardı; bunlardan biri hastalığın tedavisi sadece "Radyoaktif Oda" adında bir odaya kapatılıp orada bulunan Garchentel adında kocaman ve her donanıma sahip aslan ve kartal karışımı griffinleri geçen ve "Radyoaktif Oda"da bulunan öbür tehlikeleri geçen kişiler (bu kişlere tedavi edici denir) tarafından hasta kişiye tedavi edicilerin kanının yılan zehri ile karışmış hâlini her seferinde hasta kişiye enjekte edişte doz artacak şekilde enjekte edildiğinde tedavi edilir.
     İkinci kötü yan ise dünayda kimsenin bu hastalıktan haberdar olmaması ve bu nedenle dünyada tedavi edici aranmaması yani tedavisinin o yıllarda olmaması nedeniyle bu hastalık o yıllarda tedavi edilememekteydi ve kimse Allison'un sinaklit hastası olduğunu bilmiyordu doktorlar bile onu grip zannediyorlardı çünkü daha hastalığın birinci evresindeydi. Fakat hastalık küçük kızı o kadar çok etkilemişti ki küçük kız hastalığın ikinci evresini yaşıyor gibiydi.
                                 ● ● ●
      Allison'un annesi aynı zamanda John'un karısı olan Rose yarım saat önce John'u aramış ve Allison'un durumunun çok ağır olduğunu ve acil gelmesi gerektiğni söylemişti. John hemen restorandan çıkımış ve arabasına koşmuştu, restoranda onunla birlikte yemek yiyen annesi ve kız kardeşi de John arabasına koşmaya başlayınca peşinden gitmişlerdi.
      Annesi "John! Oğlum bekle! Ne oldu?Anlat." dedi, John bir saniyeliğine durdu ve "ACELE EDİN ARABADA KONUŞURUZ!" dedi ve arbaya bindiklerinde "Allison'un ateşi çıkmış ve Rose acil gelmemi söyledi." Dedi. Ardından yeğeni Katherine ile birbirlerine çok düşkün olan Jenna "Peki Katherine? O nasılmış?" Diye sordu. John bu soruya "O iyiymiş." Dedi ve hemen arabayı çalıştırıp gaza bastı. Yarım saat sonra ana yola çıkmışlardı.

        Anayolda çok hızlanan John bir benzin tankerine çarpmıştı ve büyük bir patlama olmuştu bu patlamada John, Jenna, Silvia hayatını kaybetmiş ve tankerin şöförü de ağır yaralanmıştı.
         Olay yerine hemen polisler ve ambulans geldi, ambulansta bulunan doktorlar hemen John, Jenna, Silvia ve tır şöförünü kontrol ettiler ve polislere John, Jenna ve Silvia'nın öldüğünü ve tır şöförünün ise ağır yaralandığını söylediler. Bunun üzerine polisler John, Jenna veya Silvia'nın telefonlarını kaza yerinde aramaya başladılar ve John'un telefonunu patlama yerinden 15 metre ileride buldular ve son aramalardan Rose'u aradılar.
            Rose o sırada Allison'un alnına ıslatılmış bez koyuyordu ve birden telefon'un çaldığını duydu, hemen telefonunu son bıraktığı yere koştu ve John'un aradığını görünce yüzünde bir tebessüm belirdi fakat telefonu açınca polisin şu sözlerini duydu " Alo? Ben polis memuru Harry. Sanırım siz Bay John McAllister'ın karsı Rose'sunuz, değil mi?" Rose bu soruya korkulu bir sestonu ile "Evet! Yoksa... Yoksa John'a birşey mi oldu?" diye sordu.Polis memuru "Üzgünüm hanımefendi ama kocanızı öldü." Dedi ve Rose telefonu düşürdü ve ardından Katherine kocaman bir çığlık attı ve bu çığlığı tüm Liverpool Street'te oturan insanlar duydu.
           Rose hemen Katherine ve Allison'un yanına koştu ve Allison'un hareketsiz yattığını görünce o da bir çığlık attı ve ağlamaya başladı. Katherine annesinin bu halini görüp çok üzüldü ve ona sarılıp "Merak ettme anne. Babam, Jenna ve büyükannem gelince Allison'u kurtaracaklar." Dedi ve bunun üzerine Rose " Tatlım baban, Jenna ve büyükannen bugün gelemeyecek. İşleri çıkmış." Dedi ve Katherine'i kucağına alıp telefonunun yanı gitti ve ambulans'ı aradı ve Allison'un öldüğünü bildirdi. Yarım saat sonra ambulans geldi ve Allison'u siyah bir poşetin içine koyup hastaneye gittiler ve cenaze töreni için gerekenleri yaptılar.

       3 gün sonra Allison, John, Jenna ve Silvia'nın cenaze töreninde Katherine çok sevimli tüllü siyah bir elbise giymişti. Siyah tüllü elbise Katherine'in açık kahverengi uzun saçları ve koyu kahverengi gözlerine çok yakışmıştı küçük kız çok sevimli görünüyordu ve annesi eline törenden sonra Allison'un mezarının üstünde koyması için, Allison'un en sevdiği çiçek olan paptyadan vermişti.
        Annesi John, Jenna ve Silvia'nın da bugün bu mezarlığa gömüleceğini biliyordu fakat bunu Katherine'nin bilmesini istemiyordu çünkü Katherine babası, halası ve büyükannesinin öldüğünü öğrenmek için çok küçüktü.

         İlk törende Allison gömülmüştü ve Allison'ı sonsuzluğa uğurladıklarında Katherine hemen mezarın üzerine papatyaları bırakıp etrafta koşmaya başlamıştı ki annesinin, teyzesi Emily'e "John, Jenna ve Silvia da bugün gömülecek ama sakın bunu Katherine'e söyleme. 5 yaşındaki küçük bir kıza ağır gelebilir." Dediğini dudydu ve annesi ve teyzesinin yanına koşup "Babam, Jenna ve büyükannemin hani işi çıkmıştı? Onlar da mı Allison gibi öldüler? Onlar da Allison gibi bir daha gelmeyecekler değil mi?" diye bağırıp ağlamaya başladı annesi ve teyzesi Emily bu duruma çok üzülüp Katherine'i sakinleştirmeye çalıştılar ve başarılı oldular. Katherine babası, halası ve büyükannesinin cenaze töreninden hemen sonra uykuya daldı.

Radyoaktif OdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin