Seremoni Şoku

Giriş

Serin bir akşamdı. Gökyüzünde en ufak bir bulut parçası bile yoktu. Tüm yıldızların ışığı, uçurumun tepesindeki bir yatağa düşüyordu. Denize bakan bu yüksek uçurumda bembeyaz mermer bir zemin vardı. Dikdörtgen şeklindeki ve dört köşesinden zemin ile aynı beyazlıkta sütunlar yükseliyordu. Uçurumun kenarına yakın olan iki sütunun arasına çift kişilik bir yatak yerleştirilmişti. Yatakta yatan biri vardı. Kısa zaman sonra onun yanına uzun boylu biri geldi ve yanına yattı.

"Özledim seni." dedi uzun olan

"Konuşmayı kesip mevzuya gelelim." dedi diğeri sabırsızlıkla

Ve böylece başladı ikisinin fiziksel harmoni seremonisi. Ergenliğe girmek üzere olan Ali'nin iç dünyasında bunlar oluyordu. İşleri bitince uzun boylu olan yataktan kalktı ve gitti. Bu sebeple ki Ali aşkı özlemeye başladı. Bu sırada onun iç dünyasında hala yatakta yatmakta olan kişi huzur ve mutlulukla gökyüzüne baktı ve yıldızlara emir verdi

"Temizlen!" ve üzerindeki kir ve 'seremoni sonucu' bedeninden yükselen, toz bulutunu andıran bir ışık bulutu formunda ortadan kayboldu. Yatakta doğruldu ve karşı kıyıdaki şehre baktı.

Her şey o anda başladı. Bir anda yer sarsılmaya başladı ve yarıklar açıldı. Dalgasız deniz birden azdı. Sema yarıldı ve bir meteoru içine aldı. Gökler ölüm ışığını ardı ardına yağdırdı. Toprak patlamaya başladı ve lavlar fışkırdı. Endişe ve korku içinde yataktan fırlayıp şehre koşmaya başladı. Şehirden insanlar akın akın dışarı çıktı. Her biri Ali'nin farklı bir yanıydı ve her biri karşı saldırıya geçti. Felsefi yönü meteorun önüne bilgiden bir duvar ördü ve dev kayayı yavaşlattı. Cesur yanı ile Çılgın yanı meteora doğru uçtu ve üzerine indiler. Ardından alev alev yanan kayayı parçalamaya başladılar. Özveri göğe yükseldi ve içindeki tüm gücü kullanarak şehrin üzerine bir bariyer örerek yıldırımlara karşı koymaya başladı. Denizden yükselmiş olan tsunamiye İyi, Kötü ve Tarafız karşı koydu. Üçlü, dev dalgayı iterek geri püskürtmeye çalışıyordu. Sportif, Karizmatik ve Flörtöz ise güçleriyle rüzgârları kontrol edip meteoru aşındırmaya ve devasa dalgaya karşı koymaya çalışıyorlardı. Cani, Barbar, Merhamet ve Panik enerjilerini yere odakladılar ve gelen depreme kendilerini kalkan yaptılar. Bu sayede depremin çoğu hasarını kendi üzerlerine çekmişlerdi. Aşk ve Nefret dev dalgadan alabildikleri kadar suyu aldılar ve lavlara yönelttiler. Ve daha nicesi elinden her şeyi yapmaya koyuldu. Asıl Ali ise elinden bir şey gelmeyeceği halde şehre doğru koşuyordu. Nefes nefese kalmıştı. Bir adım daha attı ve bastığı alan lav rengi bir ışık saçıp patladı. Asıl Ali bilincinin yarısını kaybederek, lavlar içinde metrelerce öteye savruldu. Ne kadar kalkmaya çalıştıysa da başarılı olamadı. Bütün herkes yorulduğunda Umut havalandı ve beyaz bir ışık saçarak Ali'nin bütün yönlerini iyileştirdi. Bu direniş bir süre böyle devam etti. Ama Umut dâhil herkes tükenmişti. Karamsarlık ortaya çıktı ve herkesin gücünü emmeye başladı. Umut ona karşı çıktı ve ikisi arasında savaş başladı. Bu savaş çok kısa sürdü ve Umut kaybetti. Umut giderek ışığını kaybederek yere çakılıyordu ama son anda bir yıldızdan bir ışık doğrusu indirmeyi başardı. Işıktan mızrak Karamsar olanın kafasından girdi ve önüne gelen bütün vücut parçalarını yararak çıktı. Böylece kendisiyle birlikte Karamsarı da düşürdü. Yine de bir işe yaramadı ve direniş yenildi. Meteor şehre çarptı. Tsunami kalanları kendine kattı. Depremin yarıkları arta kalanları yuttu. Volkanik patlamalar herşeyi küle çevirdi. Ama Ali'nin kişilik özellikleri ölmedi. Onun bütün iyi yönleri, Pasif, Merhamet, İyilik, Felsefe, Nezaket ve diğer olumlu yönler bir yerde birleşti ve tek beden olarak yeniden doğdular; Angelo. Kalan özellikler ise, Kötülük, Nefret, Öfke, Cani, Barbar, Kaba, Acımasız ve diğer olumsuz özellikler de tek bedende yeniden doğdu; Diablo. Angelo ve Diablo birbirlerine doğru yürüdüler. Bedenleri birbirine değdiği vakit birbirlerinin yüzlerine dokundular. Angelo'nun dokunuşu ile tamamen kapkaranlık olan Diablo'nun teni soluk beyaz oldu. Bu sayede yüzü gözü nerede olduğu da belli oldu ama bunun asıl amacı Diablo'da bir açıklık yaratmaktı. Diablo'nun dokunuşu ile Angelo'nun bedenini çok ince bir buz tabakası sardı. Bu ise Angelo'yu koruyan bir kabuktu. Ve bu kabuk ile narin ve aciz görünen Angelo daha da narin göründü. Diablo geri çekildi ve Angelo' nun etrafında buzdan surlar ortaya çıktı. Angelo'yu çevreleyen surların içi ise yemyeşil oldu ve bin bir çeşit bitki ortaya çıktı. Surların sayısı ve kalınlığı arttı. Zaman geçtikçe surlara okçu kuleleri, havan topları, toplar ve başka silahlar dâhil oldu. Ve Ali'nin ergenliğe girişi onun iç dünyasında bu şekilde gerçekleşmiş oldu.