Aras'dan...
"Lanet olası okul!"
Ne zaman zil çalacaktı? Gözümü saat'ten ayırmıyordum, sanki bir kızla kesişir gibi saat'teki yelkovanla kesişiyordum. Okul'da güzel kızlar var diye geliyordum, hani anlarsın ya. Lise 1'den beri birçok kızla çıktım, şimdi lise sondayım ve okul'daki tüm kızların tadına baktım. Artık sıkılmaya da başladım. Babam'da tepemde "Okuyup adam olmanı istiyorum!" deyip duruyordu. Ya ne vardı ki benim hayatımda? Ben gayet memnun'dum. Tamam o kadar da memnun değildim ama yaşadıklarımı unutmam için bu gerekliydi. Bende isterdim ciddi bir ilişkim olup, bana kendimi özel hissedirecek birini bulmak, ama öyle birisi yok! Hiç böyle bir kişiyle karşılaşmadım hepsi "Gelip,geçici". Beni değiştirecek biri lazımdı,daha da önemlisi güvenebileceğim ve o kişinin bana güvenmesiydi. Güven konusunda çok hassastım, o yüzden güvendiğim bir kız, aşık olduğum ve onun yanında kendimden geçeceğim birini bulursam, yemin ederim kendimi bir kenara atıp onun için ölürüm, kendi hayatımı unutur onun hayatını yaşarım... Evet dışardan baba parası yiyen, züppe biri gibi durabilirdim ama böyle olmak zorundayım, çünkü kimsenin bana acımasını istemiyordum. Gündüzleri "züppe, hayattan zevk alan umursamaz biri" gece ise "Düşünceli kendi özüne dönen Aras." oluyordum. O yüzden bu züppe'lik oyunu gerekliydi. Neyse yeter bu kadar, içimde kendimle hesaplaşırken zil çalmıştı, hızlıca kendimi toparlayıp okulun kapısına doğru yürümeye başladım, kapıya yaklaştığımda cebimden telefonu çıkartıp Ege'yi aradım, çok geçmeden telefonu açtı...
"Beni mi özledin lan!"
"Kes sesini Ege! Nerdesin sen?"
"Mükemmel fiziğime antreman yaptırıyorum."
Bu çocuk hep ukalaydı zaten! Kendini övmeye bayılırdı piç! Ama yinede kardeşimdi.
"Anladım spordasın Bay mükemmel fizik!"
"Anladığına sevindim yavrum, sen niye aradın?"
"Dersten çıkıyorum,takılırız diye aradım"
"Bu kasların işini yarım bırakıp gelemem, bu bebeklere iyi bakmalıyım Aras."
" Tamam ege uzatma! Sen şişme kaslarınla işine geri dön! Kapatıyorum, Görüşürüz.
"Görüşürüz yavrum."
Anlaşılan tek başımaydım bugün, bâri sahile gideyim en azından orası sakin. Arabaya bindiğimde müziğin sesini açtım ve yol boyunca aynı şarkıyı tekrarlayıp durdum yaklaşık 25-30 dakika'da sahile varmıştım, çok geçmeden arabadan indim ve çimlere basa basa sahilin düz yoluna geldim. Etrafa boş boş bakınıp yürüyordum biraz zaman geçtikten sonra sahilin başında bir pamuk şekerci! Tamam bir erkeğe göre biraz tuhaf... Hatta baya tuhaf olabilir, ama pamuk şekeri çocukluğumdan beri çok severdim...
Hızlı adımlarla pamuk şekerciye doğru ilerlemeye başladım, çok geçmeden yanına varmıştım, tam parayı uzatacaktım ki, biri omzuma çarptı yavaşça arkamı döndüğümde bir kız. Nerden çıkmıştı bu böyle baştan aşağı kızı süzdüm, üzerinde salaş açık mavi renkte bir t-shirt, altında kot şort ve yine mavi renkte spor ayakkabı vardı, siyah saçlarınıda topuz yapmıştı. Yüzüne baktığımda kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıyordu. Ona birşey yapmışım gibi, sadece pamuk şeker alacaktım ne diye omuz attı bana! Oda beni süzdükten sonra dudaklarını araladı...
"O pamuk şeker benim, çekil şurdan!"
Ne diye çıkıştı bu bana böyle? Tamam bir tane pamuk şeker kalmış olabilir ama o benden sonra gelmişti.
"Önce ben geldim, ben alıcam hadi uza!" deyip elimin tersiyle karnından hafifçe ittirdim. Gözlerine baktığımda daha çok sinirlenmişti, yine sinirli bir şekilde nefes alıp verdi, galiba sakinleşmeye çalışıyordu. Oda benim gözlerime bakıp "Arkadaşım burası benim yerim, ve buradaki herşey benim defol git!" dedi. Muzip bir ifadeyle gülümseyip "Çok korkutucusun gerçekten!" dedim alay edercesine. Onun konuşmasına fırsat vermeden son kalan pamuk şekeri birden kaptım, neye uğradığını şaşırdı. Parayı uzatırken birden bana saldırdı! Derdi neydi bu kızın? Ayağıma basıp pamuk şekeri almaya çalıştı tam uzanacakken pamuk şekeri havaya kaldırdım artık hiç alamazdı çünkü boyu benden kısaydı, zıplamaya başladığında almaya kararlıydı. Ne inatçıydı bu böyle! Bir süre zıpladıktan sonra "Aahh!" kolumu ısırdı gerçekten acıtmıştı. Bir anlık dalgınlığımı yakalayıp pamuk şekeri elimden aldı.
"Kızım manyakmısın sen ne ısırıyorsun!"
"N'oldu ağlayacak mısın? Seni koca bebek. Hahaha!" deyip dalga geçti, çocuk gibiydi gerçekten.
Her neyse, küçük bir kız çocuğuyla uğraşıcak değildim-ki çocuk dediğim kızda 17-18 yaşlarındaydı. Amaan banane, yaşı büyük olabilirdi ama hareketleri 12 yaşındaki çocuk gibiydi. Üzerimdeki Kapşonumu çıkartıp koluma baktım, bu neydi böyle nasıl ısırmışsa artık izi aylarca geçmezdi. Bu kızla daha fazla uğraşamıycam, bari Bay Fiziğin yanına gidiyim spordan çıkmıştır...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahte
ChickLitHerşey bir oyunla başladı... Ben bunu gerçekleştirmek istiyorum... Sensiz kalmak istemiyorum anlıyor musun? Şimdi sen beni dinle, çekip gitmene izin vermiyorum! Uyuşturucum sensin ve ben hayatım boyunca sana ihtiyaç duyacağım. Sana lütfen demiyorum...