Arkadaşlar ben burada yeniyim ve gördüğünüz gibi alsel hayranıyım Kitap güneşin kızlarındaki kişilerin aynısı ama olaylar tamamen farklı olcak İyi okumalar :p
Ayakkabılarımı giyip okula doğru yol almaya başladım. Zaten okula yakındım. Telefonum çalmaya başlayınca elimi montumun cebine sokup kimin aradığına baktım.
Annemdi. Her sabah arardı. Bunu alışkanlık hale getirmişti. Annemle konuşup okulun kapısından girdim.
Sınıfa girip sırama doğru giderken sıramda başka birinin oturduğunu gördüm. Bu dünkü gelen çocuktu. Sırtı bana dönüktü kızlarla konuşuyordu.
"Kalkar mısın? Ben burada oturuyorum da." Kafasını çevirip bana baktı. O an gözlerinde takılıp kalmıştım. Gözleri masmaviydi..
"Hayır. Başka yere otur." Bana emir vermesi sinirimi bozmuştu.
"Tatlım? Geç arkaya." Dilim kopaydı da tatlım demeseydim. Allah benim belamı versin! Ama o mavi gözlü çocuk takmamıştı bile. Bildiğin cool takılıyodu.
"Bana emir veremezsin. İstediğim yerde otururum." Bunun egosu baya tavan yapmış! Egoist!
"Selin!" Eyvah! Nazlı beni mahvedicekti!
"Aa Nazlı?" Nazlı kolumdan çekip sınıftan çıkardı.
"Sen niye beni kaldırmadan okula geliyorsun ha?"
"Kalksaydın."
"Bak beni sini.."
"Hoca geliyor." Deyip sınıfa girdim. Yırtmıştım.
Nazlı'nın yerine oturdum. Ne? Başka yer yoktu sadece o mavi gözlü çocuğun yanı boştu. Onun yanına oturcak değildim. Nazlı, hoca geldiği için onun yerine oturmama itiraz edememişti. Yüzüme bir pic smile yerleştirdim.
"Selin?" Sıçrayarak hocaya baktım.
"Efendim hocam?" O anda yoklama alındığını fark ettim. Sınıfta sadece mavi gözlü çocuk gülmüştü. Diğerleri gülememişti. Çünkü gülerlerse onlara ne yapacağımı az çok biliyorlardı. Kavgacı bir tip değildim kesinlikle. Sadece korkutuyordum onları.
"Sen niye oraya geçtin?"
"Hocam yeni gelen çocuk var ya oraya oturmuş da."
"Nazlı ile yer değiştirin."
Kahretsin!
Hayır!
Asla!
Never!!
"Hadi Selin?"
"Ya ama hocam?" İtiraz istemediğini belirtti. Allah senin belanı versin!
Çantamı alıp eski yerime geçtim. Yanımda oturan çocuğa bakmamaya çalıştım.
"Demek adın Selin." Kulağıma fısıldamasıyla irkildim. Onu umursamayarak dikkatimi hocaya vermeye çalıştım.
"Ne yani inek misin sen?" Bu çocuğun amacı neydi bilmiyorum ama ona cevap vermeyerek başka şeylerle uğraşmaya başladım.
"Niye konuşmuyorsun benimle?"
"Sinir bozucu bir tip olduğun için olabilir mi?" Zilin çalmasıyla konuşmamız bitmişti. Sınıfa Savaş'ın girmesiyle bütün kızlar onu kesmeye başlamıştı bile.
"Naber kızlar? Alıştınız mı Ali'ye?" Tek kaşımı kaldırarak ona baktım.
O da yanımdaki çocuğu işaret etti. Mavi gözlü çocuğun adı Ali olduğunu daha şimdi öğrenmiş oldum.
"Hıhı alıştık." dedim.
"Hayırdır Selin Hanım pek memnun değilsin galiba?" Mimnin diğilsin gilibi.
"Aa! Neden öyle diyosun Savaş? Çok memnun oldum." Dedim gözlerimi devirerek.
"Kuzen? Kendini çok bilmiş benden memnun mu değilmiş? Yoksa ben mi yanlış anladım."
"Yanlış anlamamışsın canım. Bir dakika kuzen mi?"
"Evet. Ali benim kuzenim."
"Kusura bakma ama şu manyak kuzeninin götü kalkmış." Ali'ye kötü bakışlar attım. O da bana aynı şekilde karşılık veriyordu.
"Niye sevmediniz siz birbirinizi ya?" Arkamda konuşan Nazlı'yı unutmuştum.
"Şşt Nazlı? Benim düşündüğümü sen de mi düşünüyorsun?" Tek kaşımı kaldırarak neyden bahsettiklerini anlayamadım. Sonra birden gülmeye başladılar.
"Savaş, Nazlı noluyo ya?"
"Ehuehu En Büyük Aşklar Nefretle Başlar!" İlk başta anlamasam da Ali ile ikimizi kastettiğini fark ettim.
"Yok artık!" Ali ile aynı anda demiştik.
"Siz kafayı mı yediniz? Ayrıca benim sevgilim var." dedim.
"Sevgiline acıyorum."
"Ali şunu belirteyim acıdığın kişi senin en iyi arkadaşın." dedi Savaş. Ne yani Emre Ali'nin en iyi arkadaşı mıydı?
"Yok artık daha neler" Ali duyduklarına inanamıyordu.
"Oo hepiniz toplanmışsınız beni çağırmamışsınız." Of yine gelmişti yılan!
"Bi sen eksiktin!" Diye söylendim.
"Tatlım? Duygularımız karşılıklı."
"Bu kız kim aq?" Dedi Ali.
Gülmeye başladım. Resmen aq demişti. Şu cool takılan çocuk aq demişti!
'Neye gülüyorsun?"
"Aq dediğine aq." Kahkaha atmaya başladım. Çok komik olmuştu ama nabıyım.
"Aq dediğim için mi aq? Yanlışlıkla aq dedim. Nefret ederim normalde." Yüzünü buruşturdu. Yüzünü buruşturunca çok tatlı olmuştu.
"İyi anlaşmaya başladınız bakıyorum da."
"Beni takmadığınız için teşekkürler." dedi Tuğçe.
"Rica ederiz."
"Selin aşkım?" Emre gelmişti. Onun geldiğine sevinememişim nedense
"Emre? Hoşgeldin canım." Ayağa kalkarak ona sarıldım. Bu teneffüs çok mu uzun sürmüştü sanki?
"Iyk!"
"Ne var Ali?"
"Böyle canım cicimli konuşmayı sevmem de." Tekrar yüzünü buruşturmuşu. Abi,yüzünü buruşturunca çok tatlı oluyordu ya. Ay,tövbe tövbe ne diyorum ben Yarabbi!
"Ali? Senin ne işin var burda?"
"Bu okula geldim. Haberin yok mu?" Bunlar nasıl en iyi arkadaşlar?
"Yoktu. Neyse bu ders hocalar derse girmicekmiş. Toplantı varmış. Kantinde bir şeyler yapalım mı?"
Emre ile Ali'nin arasında kesin bir sorun vardı. Bunu sezmiştim. Sınıftaki herkes çığlık çığlığaydı. Muhtemelen dersin boş olduğu içindi.
"Ben gelmicem daha fazla sizi görmeyi kaldıramıcam."
"Senin gelmeni isteyen yok zaten yılan." dedim.
"Ben de gelmicem."
"Niye kuzen?" diye sordu Savaş.
"Ben de Selin'le Emre'nin cıvıldaşmalarını kaldıramam." dedi.
Nazlı ile Savaş güldü. Emre elimi tutarak sınıftan çıkarırken Nazlı'nın "Kıskandın mı yoksa?" dediğini duydum...
Yorumlarınızı alayım. Eleştirilerinizi merak ediyorum. :)Yeni bölüm yakında gelir...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maviş
HumorO keskin mavi gözlerinde bir şey vardı beni kendisine çeken.. Ne olduğunu bilmiyordum ama garip bir duyguydu.. Yoksa Nazlı'nın dediği gibi aşık mı olmuştum? İyi de ben aşka inanmam ki?