Sıkıcı van yolculuğu başlamışdı. Allahtan yanımda Berkay vardı yoksa bu yolculuk hiç çekilmezdi. Aileme karşı olan güvenim fazlasıyla sarsılmıştı ve ben simdi onlarla birlikte vana geri dönüyordum .
Yeni okul , yeni çevre ve yeni arkadaşlar bunlara alışmak tamamen zor bir işti . Fakat benim başka çarem yoktu Antalya da bıraktıklarım arasında özleyecegim iki şey yusuf ve arkadaşlarım olacak.
Yusuf acaba beni hemen unuturmuydu merak ediyorum. Zaten beni hiç sevmemişdi ki umrunda bile değildim onun hastahane de yaptığı şey beni hem hayal kırıklığına uğrattı hem de çok üzdü .
Neyse vanda mesut özata okuluna devam edeceğim. Aslında vanda çok tanıdığım kişi var ama o okulda pek Samimi olduğum kişi yok o yüzden yeni arkadaşlara ve öğretmenlere alışmak zor olacak.
. . .
Sonunda van' a gelmiştik . Van görmeyeli baya değişmiş ve gerçekten güzel olmuşdu .
Evimizi gördüğümde donup kaldım. Çünkü buraya ev demek için binlerce şahit lazımdı resmen saray yavrusu .
Babam kapıyı çaldığında kapıyı güler yüzlü tahminimce hizmetçi olduğunu düşündüğüm kadın açtı . Herkes içeriye girerken ben olduğum yerde kaldım . Berkay arkasına baktığında beni öyle görünce geri dönüp kolumdan tuttu ve içeriye cekti . Babam kapiyi açan kadına odamı göstermesini rica etti. Birkaç merdiven çıktıktan sonra kapıyı açıp içeriye girdim . Bej rengine boyalı duvarlar, krem rengi dolap ve çalışma masası , siyah halı ve krem rengi yatak ayrıca yere kadar uzanan sadece düz bir perde ile karşılaştım .oda o kadar büyüktü ki içeride odaya ait banyo bile bulunuyordu .
Odayı süzmeye devam ederken kapımın tıklatıldıgını duydum.
"Girebilirsiniz " dedim .
İçeriye kaslı ve baya yakışıklı muhtemelen benden 7 yaş büyük olan bir adam girdi. Elindeki valizleri yere bıraktıkdan sonra odadan çıktı .
Odayı süzmeyi bırakıp duş almak için banyoya doğru yöneldim .
. . .
Yarım saat sonun da banyodan çıktım. Çok yorulmuş olacağım ki hemen banyodan sonra kendimi yatağın üzerine attım. 15 dakika uzandıkdan sonra kalkıp üzerimi giyinmek aklıma geldi ve odanın için de gözlerimle valizimi aradım falan ortada valiz falan yoktu . Dolaba doğru yönelip , dolabın kapağını açtım ve eşyalarimi dolaba yerleştirilmiş bir şekilde buldum. Ayrıca sadece Antalya'dan getirdiğim elbiseler yoktu onun dışında bir sürü güzel, yeni ve oldukça şık elbiseler vardı.
Dolaptaki elbiselere bakmayı bitirdikden sonra elime oldukça kısa kot şortumu ve şifon pembe gömleğimi aldım ve üzerime geçirdim . Tekrar banyoya saçlarımı kurutmak için yöneldim.
Siyah dalgalı saçlarımı kuruttukdan sonra aşağıya yemek yemeğe indim. Yemek Masası oldukça kalabalıkdı . Tek kelime etmeden sofraya oturdum . Ailem ne kadar benimle konuşmak istesede hiç biri ile konuşmadım ve hızlıca yemeğimi yedim sonra da hemen odama çıktım.
Aklıma yusuf geldi elime telefonu aldım ve telefonuma cevap vermesi dileğiyle onu aradım.
İki defa çaldıktan sonra cevap verdi .
"Ne var güneş ne istiyorsun benden ? " diyerek hemen çıkıştı. Konuşmak için tam ağzımı açmıştım ki arkadan cırtlak sesli bir kızın" hadi ama aşkım devam edelim" dediğini duydum . O an sanki dilimi yutmuştum . Yusuf hızlıca " belki daha sonra konuşuruz " diyerek telefonu yüzüme kapattı . Lanet olsun beni unutmuştu hatta şuan başka biri ona aşkım diyordu. Onun umrunda bile değildim . Kahretsin igreniyorum ondan ...
. . .
Telefonu çalışma masasının üstüne koyup kendimi yatağın üstüne attım. İlk başta sadece hafif ve sessizce gözlerimden yaşlar aşağıya doğru süzüldü , ve daha sonra kendimi tutamadım hıçkırarak ağlamaya başladım. " şerefsiz , it , köpek , Erkek kaşarı , pislik ... " diye saydırırken odamın kapısının çalındığını duydum ve hemen göz Yaşlarımı silip kendime gelmeye çalıştım. Daha sonra ise sesimi kontrol ederek " gelebilirsin " dedim .
İçeriye Berkay' ın girdiğini gördüğümde derin bir nefes alıp bıraktıkdan sonra bir ohh çektim . Bu halime şaşırmış olacak ki tek kaşı havaya doğru kalktı ve bana hemen " ne oldu ?" Sorusunu yöneltti.
Cevap vermeden ona sımsıkı sarıldım ve hıçkırarak ağlamaya başladım.
Biraz sakinleştikten sonra olanların hepsini detaylı bir şekilde Berkaya anlattım . Beni o kadar dikkatli bir şekilde dinlemisti ki sanki anlattıklarımı ben değilde o yaşamış gibi yüzüme bakıyordu.
Daha fazla dayanamayıp telefonunu eline alarak yusufu aradı ve yusufun telefonu açması ile ona bağırmaya başladı.
Yusuf ise berkay'in aksine sesskz kalıp berkay'in cümlelerini bitirmesini bekledi ve hiç bir şey söylemeden telefonu kapattı.
Berkay daha fazla dayanamayıp internet üzerinden bir bilet ayırttı. Sanırım yarın yusuf için iyi şeyler olmayacak...
. . .
