1~{KENDİ BALOM}

54 6 2
                                    

"Geliyorum!"
Koşturarak indiğim merdivenlerin yanındaki odaya elimdeki kumaşlarla birlikte daldım.Masanın üzerine bıraktığım kumaşlara attığım tedirgin bakışları Bayan Bella'nın mor elbisesinde gezdirerek bakışlarımı gözlerine çıkardım.Eteği belinden kabarık elbise madamın belini sımsıkı sarıyordu.Omuzlarındaki düşük askılar kıskanç tarafımı kampçılıyor,ister istemez elbiseyi üzerimde hayal ettiriyordu.sade ve şık biçimde yaptığı topuzu madamın soylu görüntüsüne katkı sağlıyordu.
"Hazel ben çıkıyorum.Kumaşların düzenlenmesi sana ait."
"Tabiki.iyi eğlenceler madam!" Yüzümdeki şirin gülümsemeye ters olarak ruhum kafese sıkışmış gibiydi.Bayan Bella'ya kapıya kadar eşlik ettikten sonra odaya geri dönüp kumaşları katlama işine başladım.
Bu akşam ülkedeki saygın isimlerin katıldığı bir yılbaşı balosu vardı.Her sene düzenlenen bu balo bizim gibi alt kesimlerin gidemeyeceği bir yerdi.Bayan Bella gençliğinden beri birçok önemli insana yaptığı kıyafetlerle yaratıcı dehasını konuşturmuş biriydi.Herkes onun gibi birinin bir butikle kalmayıp işini büyütmesinden yanaydı ancak o maddiyatı bu işe katmadan sihirli parmaklarıyla eserler oluşturmak istiyordu.Bu butik pekalada buna yeterdi.Şimdi bile onca müşterisi vardı.Bu gece baloya gidecek pek çok kadının kıyafetini o dikmişti.
Ben ise bu büyülü mekanda bir çalışandım. Ayak işlerini yapıyor,ara sırada olsa birkaç parça şey dikiyordum.
Küçüklüğümden beri tek hayalim o baloya gitmekti.5-6 yaşlarında iken önümden geçen kadınları hayal meyal anımsıyorum.Rengarenk kıyafetlerini giyip balo kapısından içeri giriyorlardı.Kapının ardı ise benim sonunu hiç öğrenemeyeceğim bir hikaye gibiydi ve bu hikaye yıllardır benim zihnimi kurcalıyor,bir umut kırıntısını yüreğime serpiyordu.
Bitirmem gereken işleri hatırlayıp zihnimdeki düşünceleri bir köşeye süpürdüm ve kumaşları ütülemeye devam ettim.Sabaha kadar kumaşları katlayıp sırayla yerleştirmeliydim.Elime zümrüt yeşili bir kumaş aldığımda renk beni içine çekmek ister gibi bağırıyordu.Sıcak ütüyü bir kenara koyup kumaşı havaya kaldırdım.Çok güzeldi.Gözlerim karşıdaki aynaya kaydığında saçlarımın turunculuğuyla yeşilin dans ettiğini hissettim.Masadaki şeyleri bir kenara çekip saten kumaşı dikkatlice serdim.Bir elbise yapmak istiyordum fakat çok deneyimli değildim.Başarabilecegimden emin olmasamda Bayan Bella'dan gördüklerimle halledebilirdim.makası elime alıp kesmeye başladım.Kumaş kesildikçe içimde birşeyler yerli yerine oturuyordu.Kendi bedenimi biliyordum ama kumaş üzerinde tutturabileceğimden emin değildim.Bakışlarımı önce belime sonra da kestiğim etek kumaşına çevirdim.Sanırım olmuştu.Uzun uğraşlar sonucu kalıbı bitirebildiğimde geriye en zor kısmı olan dikiş atmak kalmıştı.Makineye kumaşın tonlarında,kalitesi her halinden belli olan bir iplik taktım.Önündeki tabureye oturduğumda tek istediğim kumaşı berbat etmemekti.Zaten kullandığım malzemelerin parasını kasaya koyarken zorlanacaktım.Hiç değilse birkaç aylık maaşım boşa gitmeseydi.Korkarak dikmeye başladığım elbise yavaş yavaş şekillendiğinde içim biraz daha rahatlamıştı.Son ilmeği de attığım da elbisenin kalıbı hazırdı.Hevesle elime alıp bir mankenin üzerine geçirdim.Tekrar kumaş odasına girdiğimde ilk defa bu kadar umutlu hissediyordum.Eğer becerebilirsem bir kere de olsa yeni yılda kendimi baloya gidiyo gibi hissedebilirdim.Astarı için elime krem tonlarında basit ama rahat bir kumaş aldım.Tekrar kesmek için masaya götürdüğümde bu sefer daha rahatça halledebilmiştim.Manken üzerinde iç astarı halledip elbiseye ekleyeceğim şeyleri düşünmeye başladım.Sonunda bitirebildiğimde gögüs kısmına biraz daha farklı bir yeşilde şeritler eklenmiş,eteği çok hafif kabarık,kibar ama cesur bir elbise karşımdaydı.Kolları Bayan Bella'nın elbisesi gibi yandan sarkıyordu.Yorgunlukla koltuğa attığım bedenimle yaptıklarıma bakıyordum.Ne kadar ugraşsamda değmişti.Yorgunluğumu unutup hevesle elbiseyi aldım ve paravanın arkasına geçip giyindim.Acaba Bayan Bella'nın topuklularını alsam bişey olurmuydu? Çıplak ayaklarımla odasının kapısına geldiğimde tedirgin olsamda düşünmeyi bırakıp içeri girdim.Siyah toplulukları elime alıp kapıya doğru yürüdüm.Yan tarafındaki aksesuar dolabına bakmamaya çalışarak ilerledim.Bakarsam, biliyordum ki birşeyler alacaktım.Yinede benliğime yenik düşerek masanın üzerine yürüdüm.Gözüme ilk çarpan mor eldivenlerin siyahınında olduğundan emindim.Biraz dağıtarakta olsa bulup elime geçirdim.Dağıttığım karışıklığı toplarken saçlarıma bağlayacağım siyah tülü de elime alıp odadan ayrıldım.Bu yaptıklarımı fark ederse Bayan Bella'dan baya bir azar işitecek,belkide kovulacaktım.Ama mantığım kendini devre dışı bırakmış,hayallerim ipi eline almıştı.Bayan Bella'nın diğer taraftaki kıyafet odasına girip makyajlara göz gezdirdim.Kendim almaya kalksam yıllarca çalışacağım ürünler masadan bana göz kırpıyordu.Hiç bir zaman Bayan Bella'dan izin almadan birşey yapmamıştım. Bu ilk olacaktı galiba.Biraz rimel birazda parlatıcı sürüp kıkırdadım.Kendimi annesinden gizli iş çeviren bir çocuk gibi hissediyordum.Sonunda hazırdım.Bir süre aynanın karşısına geçip öylece durdum.Şık bir elbise giyip biraz da makyaj yaptığımda o kadınlara benzeyebilmiş miydim? Hiç sanmıyordum.
Ne yaparsam yapayım olmayacaktı.Ben buydum ve değiştiremezdim.Bu gecelik bunları düşünmeyi bırakıp eğlenceli bir yılbaşı geçirecektim.Pencereden dışarı baktığımda karların birikmiş olması gözüme ilişti.Fransa bu aylarda çok soğuk olurdu ve ben en çok bu aylara aşıktım.Kar sanki tüm kötülükleri, açlıkları,yoksullukları, hastalıkları unutturan bir şefkat eliydi.En mutsuz insanın bile yüzüne bir tebessüm yerleştirebilecek kadar mükemmeldi.Çocukluğumda Türkiye'de çekilmiş birkaç fotoğrafım var.Karla oynuyorum.Taa o zamanlar bile kar yağdıktan sonraki kokuyu seviyordum,beni rahatlatıyordu.Ailemle birlikte kar fotoğraflarımı çekildiğim yere,Türkiye'ye tatile gitmiştik.Annem türk asıllıydı bu yüzden çok nadir de olsa giderdik ancak son gidişimizden sonra babam veba olmuştu.Hala çok yaygın bir hastalıktı veba ve malesef ki bu hastalığı anneme de bulaştıktan sonra fark etmişlerdi.Bana da geçirmemek adına beni bir aile dostumuza emanet edip beni terk etmişlerdi.Giderken bile doğru düzgün sarılamamıştık.Zaten bir tedavisi yoktu.En azından bana bulaştırmamak adına uzaklaşmışlardı.Annem ve babam gittikten sonra dostumuz sanıp beni emanet ettikleri insanlar da beni istememiş ve sokakta kalmıştım.Baloya giden kadınları da o zaman görmüş,çocuk zihnimle takıntı haline getirmiştim bu baloyu.Soğukta ellerim titreyerek otururken onların şık kıyafetlerle önümden gülerek geçmelerini kıskanmıştım belkide.Zaten her zaman içimde bir yerlerde kıskançlığı beslemiş ama hiç dışarı çıkarmamıştım.
Gece geç saatlere kadar kapıda beklemiş giren insanların çıkmasını beklemiştim.İşte o gece çıkan insanlardan biri de Bayan Bella'ydı.Bana doğru geldiğinde heyecanlanmış,elim ayağım birbirine karışmıştı. Aramızda geçen konuşmaları daha dün gibi hatırlıyordum.
-------------------------
"Burada ne yapıyorsun bakalım ufaklık?" Diye sorup gülümsemişti kadın.Gülüşü sıcacıktı.Duvar kenarında merakla bekleyen bu çocuk ilgisini çekmişti.Çocuğun bakışlarındaki merak yerini yavaşca çekingenliğe bıraktı.
"Hımm demek cevap yok.senle burada oturup sohbet etmek isterdim ufaklık ama arkamda bana bakan kızları görüyor musun? " çocuk gözlerini kadının arkasına çevirerek kızların olup olmadığını kontrol etti ve tekrar kadına döndü.Onlardan hoşlanmamıştı.Burunlarını kaldırmış,kibirle bu tarafa bakıyorlardı.
"İşte oradakiler yüzünden buraya oturamam.Laf aramızda biraz dedikoduculardır ve genç bir hanımefendinin sokakta oturmasını pek hoş karşılayacaklarını sanmıyorum.Sohbetimize butiğimde devam etmeye devam etmeye ne dersin ufaklık?" Kadın çocuğun gözlerindeki umudu görmüştü.Turuncu saçları ve hafif yesil ama genel olarak ela olan gözleri ile nasıl masum baktığını görmüştü.Elini uzatmış,küçük çocuğun teklifini kabul etmesini bekliyordu.Narin eline küçük bir el daha eklendiğinde ayağa kalkıp butiğe doğru yürümeye başladı.Hazel ilk olarak o zaman girmişti Bayan Bella'nın küçük butiğine.Zamanla içi değişsede havası hep aynı samimiyette kalmıştı.O gece Bayan Bella'nın hazırladığı kurabiye ve sütle sohbetlerine devam etmiş,daha sonrada uyumuşlardı.Kadın, o gece tuttuğu o minik eli hiç bırakmamak üzere yemin etmişti.Hazelin yeni hayatı o gece, o küçük butikle birlikte başlamıştı.
---------------------
O Soğukta beni sokakta bırakmayıp yanına aldığı için Bayan Bellay'a minnettardım.Her ne kadar otoriter olsada bana baktığında hep samimi bir bakış görürdüm.Disiplinli kişiliğinin altından bana gizlice gülümseyen çocuk bir yanı vardı.Sonunda anıların olduğu bölümü karıştıran zihnimi durdurabilmiş,şimdiki zamana dönebilmiştim.Gözümden bir damla yaş aktığını hissedince siyah eldivenli elimle yanağımı sildim.1968'e girmemize az kalmıştı ve ben hala eğlenmeye başlamamıştım. Saatin dokuz buçuk olduğunu görünce biraz rahatlasamda koşturarak gramafonun yanına gidip güzel bir plak yerleştirdim.İlk başlarda yalnız olduğumu idrak edemeyip çekinsemde beni kimsenin görmeyeceğini fark edip deli gibi dans etmeye başlamıştım.Ellerimle yavaşca elbisenin eteğini tutuyor, dönerken oluşan rüzgarı hissetmeye çalışıyordum.Kahkahalarımı ardı ardına sıralarken aklım yine eski bir anıda takılı kalmıştı.
------------------
Küçük kız ve kadının birlikte geçirecekleri ilk yılbaşı idi.Bayan Bella o zamanlar taze bir tasarımcı olarak çok tanınmıyordu.Yeni yeni oluşturduğu butiğinin ileride bir marka olacağını kim bilebilirdi ki?Küçük kızla birlikte yılbaşı ağacını hazırlamış, yaptıkları kurabiyeleri masaya yerlestiriyorlardı.Bayan Bella zil sesini duyunca ince topukluları ile kapıya doğru yürüdü.Postacının yeni yıl sabahında ona bir kart getirmesine şaşırsada gelen kartı teslim alıp içeri geçti.Postanın üzerindeki logo bile genç bayanı heyecanlandırmıştı.Soylu isimlerin katıldığı yeni yıl balosuna bir davetti bu kart.Sonunda yaptığı tasarımlar ses getirmiş bu akşamki baloya gitmeye hak kazanmıştı.Nasıl yetişeceğini düşünerek telaşla arkasını döndüğünde kızın minik elleri ile kurabiye tabağını masaya taşıdığını gördü.Hevesi gözlerinden okunuyordu kızın.Arada bir dün akşam süsledikleri ağaca bakıyor,sevimli kıkırtılar çıkarıyordu.Bir an içi burkuldu Bayan Bella'nın,bu kadar heveslenen kızı tek başına bırakamazdı.Canı ne kadar gitmek istesede kartı kenara koyup sevimli kıza yardım etmeye gitti.Bu balo minik bir kızın umutlarından daha değerli değildi. Değil mi?
Tüm gece gülüşüp dans etmişler,oyunlar oynamışlardı.Küçük hazel'in mutluluğu Bayan Bella'nın içini rahatlatmıştı.
-------------------
Bu sefer tek başımada olsa eskisi gibi eğlenip kahkaha atabiliyordum.Sanırım bu benim için en büyük hediyeydi.

BİR BALO GECESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin