Bayan Bella'nın topukluları ne kadar rahat olsada üzerinde sağa sola adım atmaktan ayağım ağrımıştı.Ancak içimdeki dans etme isteği bir türlü bitmiyordu.Karnım yavaş yavaş guruldamaya başladığında kendi kendime verdiğim ufak parti için hiç yemek yapmadığımı fark ettim.Müziğin sesini biraz kısıp küçük adımlarla mutfağa doğru yürüdüm.Yeni yıla çok vakit kalmadığı için abartılı şeyler yapmayacaktım. Biraz kurabiye yeterli olurdu bence.Vaktimi yemek yapmak yerine eğlenerek harcamayı tercih ederdim.Tüm malzemeleri bir kaba koyup karıştırırken Bayan Bella'nın bana söylediği kumaşları yerleştirmediğim aklıma geldi.Gece yarısına kadar yalnız kutlamamı sürdürüp daha sonra sabaha kadar işleri bitirebilirdim sanırım.Son olarak bolca tarçın ekleyip hamuru parçalara böldüm ve fırına yerleştirdim.Benim için yılbaşının anlamı etrafa tarçın kokuları saçan yeni yıl kurabiyeleri ve günler önceden süslenen yeni yıl ağacıydı.Kurabiyelere kısa bir bakış atarak içeri geçip oynamaya devam ettim.Kurabiye yapmaya başladığımdan beri kendini tekrar eden müzikten gına gelmişti.Gramofondaki plağı değiştirdiğim sırada kapının açıldığını duyunca korkarak elindekini yere düşürdüm ve plak boydan boya çizildi.
Bayan Bella beni öldürecekti.Zihnimde söyleyeceklerimi hızlı tasarlayıp arkama döndüm ve savunmamı sıralamaya başladım.
"Bayan Bella çok üzgünüm.Biliyorum sizden izinsiz birşeyler yapılmasına çok kızıyorsunuz ama sadece eğlenm-" hızlıca sıraladığım cümleleri bölen erkek sesi ile sımsıkı yumduğum gözlerimi araladım "Sakin ol tatlı kız.Ben Bella değilim"Karşımda kestanemsi saçları ve koyu kahve gözleri ile duran çocuğun nedense şımarık züppelerden olduğunu hissetmiştim.
Şaşkınlığımı sesime yansıtarak "Nasıl girdiniz buraya?" Diye sordum.Sorumu omuz silkerek "yanılmıyorsam kapı açıktı." Diye cevapladı.Ahh kahretsin!Kapıyı kilitlemeyi unutacak kadar salaktım.Salak hazel!.Genç çocuğun rahat tavırlarına şimdiden gıcık olmuştum."Beyefendi bu akşam butiğimiz kapalı.Lütfen daha sonra gelin." Diyerek kibarca kovmaya çalışmıştım ama nafile!Cama yaslanmış,duruşunu hiç bozmadan bana bakıyordu.Ne kadar yakışıklı durduğunun farkında mıydı acaba?Saçmalama Hazel!Sustur şu düşüncelerini."Beyefendi duymadınız galiba.butiğimiz kapal-"
"Zaten kıyafet almaya gelmedim." Lafımı bölmesine ayrı bir sinir olmuştum."Niye geldiniz o zaman?"diye merakla sorumu yönelttim."Babamdan kaçıyorum ve saklanacak biyer lazımdı.Kendi kendine dans ettiğini görünce içeri gireyim dedim." Sırıtarak bana bakıyordu. "Kendinize saklanacak başka biyer bulun." Diyerek kapıyı işaret ettim.O ise beni hiç takmayıp girişteki koltuğa oturup,bacağını diğerinin üzerine attı."sanki saklanacak başka bir yer varda ben saklanmıyorum.Bu saate bir tek buranın ışığı yanıyordu." Bir insan nasıl bu kadar rahat olabilirdi?Sinirli bakışlarımı üzerinde gezdirirken yine konuşmaya başladı. "Gel senle bir anlaşma yapalım tatlı kız.Burada kalmama izin ver.Hem ben saklanmış olurum hemde sen yalnız başına yılbaşı partisi yapmak zorunda kalmassın. Kabul et iyi bir teklif" Hiç tanımadığım birinin söylediklerini kabul edecek değildim."Ben yalnız partimle gayet memnunum." Diyerek teklifini reddettim."Kabul ettiğine çok sevindim.Karlı bir anlaşma oldu."Diyerek hızla ayağa kalktı ve yandaki gramafona plak yerleştirip benim yanıma geldi.Elimden tutup dönerek dans etmeye başladığında ne yaptığını anlamadan ona bakıyordum. Hem ben kabul etmemiştim ki! "Ya sen ne kadar yapışık birşeyin. Git diyorum anlamıyorsun."
"En azından artık siz demiyorsun.Buda bir gelişme" diyerek sırıtmıştı.Kafamı iki yana sallarken ister istemez gülümsemiştim.Ne yaparsam yapayım kurtulamaycaktım galiba."Bak sende gülümsüyorsun.Bence keyfini çıkar.Sonuçta hergün yılbaşını kutlamıyoruz."diyip beni kendi etrafımda döndürüp geri çekti.Birşey demeden hareketlerine uyum sağlamaya çalışıyordum.Tabi ayağımda bu topuklularla zor oluyordu.Bir kez daha ayağımı burktuğumda düşmek üzereyken beni tuttu.Adı neydi acaba?Daha adını bile bilmiyordum.Havaya kalktığımı hissedince panikle ona baktım.Beni kucağına almış koltuğa bırakıyordu."Daha önce hiç topuklu giymedin değil mi?" Derken ayağımdaki ayakkabıyı çıkartıyordu.Açıkcası biraz utanmıştım.Başımı olumsuz anlamda salladım. "Topuklu giymene gerek yok.Boşu boşuna ayağını inciteceksin."dedi."merak etmiştim."diye açıklık getirdim.Etrafa bir yanık kokusu hakim olduğunda aklıma gelen şeyle koşarak mutfağa gittim.Off yaptığım kurabiyeyi unutmuştum.Elime bir havlu alarak kurabiyeleri fırından çıkardım.Yanıp küle dönmüştü.Umutsuz gözlerle kurabiyeye bakarken unuttuğum açlığım tekrar aklıma gelmiş bir kez daha kendime sövmüştüm.Yanıma gelip yaktığım kurabiyelere gülerken"daha kurabiye bile yapamıyorsun" diye dalga geçti."Siz karışmayın." Diyerek başımdan savmaya çalışsamda tezgaha kollarını dayadı ve "Cık cık cık!Siz yerine Advent demeni tercih ederim küçük kız." Kahkahamı engelleyemeden "adın Advent mı gerçekten?" demiştim.Adının bu günü taşıması komik gelmişti.(Advent: Yılbaşından bir gün önce doğan.)
"Noldu begenemedin mi?" Diye alayla baktığında kısaca "değişik" diyerek cevapladım.Advent dolaptan birşeyler çıkararak masaya koydu "ne yapıyorsun sen?" Dedim.
"Madem sen beceremiyorsun beraber yemek yapalım"
"Güldürme beni.Senin gibi bir şımarık yemek yapacak."
"Maharetlerimi bilmiyorsun" diyip göz kırpmıştı.Kafamı başka tarafa çevirip "göster bakalım maharetlerini" dedim ve çıķışa yöneldim."Heyy nereye?Sana beraber yapıcaz demiştim.Tek başıma yapıcam demedim." Diyerek önlüğü üzerime attı."az önce kurabiye bile yapamıyorsun diye dalga geçtiğin kişiden yardım istediğinin farkındasındır umarım."gülerek yanına gittim ve yardım etmeye başladım.
____________
Advent et ve patatesle değişik bir yemek yapmış bende yardım edebildiğim kadar etmiştim.Şimdi ise yemekleri kurduğumuz sofraya getirmesini bekliyordum.İtiraf ediyim gerçekten eğlenmistim.Hele yağladığı patatesleri yanlışĺıkla çöpe döktüğü ve sinirlenip çöpe tekme attığı anlarda gülmekten yere yatmıştım.Sonrasında çöpü toplamak zorunda kalsakta çok eğlenceliydi.Daha yeni tanıştığım biriyle bunları yaptığıma şaşırsamda pişman değildim.Bu gün söz dinleyen hazel'i bir kenara bırakmış ve attığı ayıplayan bakışları umursamamıştım.
"Bakıyorum dalgınsın.Söylediğin lafların altından nasıl kalkacağını düşünüyorsun değil mi?Sende haklısın aslında.Benim yanımda da yakışıklı,espirili,becerikli,sempatik,zeki bir arkadaşım olsa ve ona laf söylesem bende böyle uzaklara dalardım." İki elindeki tabaklardan birini benim önüme diğerini kendi önüne bırakmıştı.Ona yemek yapamayacağını söylediğim için pişmandım,çünkü tüm akşam bana laf sokmakla uğraşacaktı."Daha tatmadım.Bakalım yapabilmiş misin?" Elime çatalım alıp ağzıma bir parça attım.Aman tanrım.Gerçektende güzeldi.Beklentiyle bana bakıyordu. "Hakkını yememek lazım.Güzel yapmışız"
"Yapmışız değil yapmışsın diyecektin Hazel" ona kötü kötü bakarak yemeye devam ettim.Gözüm duvardaki saate kayınca elimdeki çatalı bırakıp ayağa kalktım."Çabuk gel.Yeni yıla 10 dakika kalmış.Balkona çıkalım." Saat tam 12'de patlatılan havai fişekleri kaçırmak istemiyordum.Balonun oldugu yerden atılan havai fişekleri her sene zevkle izlerdim.Advent'in elinden tutup koşarak balkona çıktım.1969'a birkaç dakika daha vardı.Beklenti ile atılacak yere baktığımda Advent'dan gelen soru beni şaşırtmıştı."Yeni yıl,seni icin neden bu kadar önemli?"
Sahiden niye benim için bu kadar önemliydi.Bilmiyordum. "Bilmiyorum" diyerek içimden geçenleri söyledim."Ailem ben çok küçükken öldü.Beni emanet ettikleri insanlar aileme ihanet edip beni sokağa attı. Ne yapacağımı bilemeden o evin önünden uzaklaştım.Büyük,görkemli bir binanın önüne geldiğimde köşesindeki duvara oturup sokaktan geçenleri izlemeye başladım.Süslü kıyafetleri ile binadan içeri giriyorlardı.Cok merak etmiştim.Çocuk aklı işte.Bu kadar özendiklerine göre önemli bir gün olduğunu düşündüm ve kendi kıyafetlerimden utandım.O günden beri yılbaşında ayrı bir özenirim kıyafetlerime.Herşey güzel olsun isterim.Alışkanlık oldu galiba" diyerek gülümsedim.Oda bana gülümseyerek baktı ve konuşmaya başladı."Benim ailem ise her yılbaşı büyük bir kutlama verir.Oldum olası sevmem öyle yerleri.Bizimkiler de sanki inadına sürekli çeşitli kutlamalar yaparlar.Annem küçükken benimle ilgilenmek yerine cemiyetteki yeri için çalışmalar yapardı.Halada öyle.Bu günde o kasıntı insanlardan oluşan yeni yıl balosundan kaçtım işte." Onun için üzülmüştüm. Bir annenin çocuğuyla ilgilenmemesi kötü olmalıydı.Havai fişekler kulak acıtıcı bir sesle patladığında bakışlarımı Advent'in kahve çekirdeğine benzeyen gözlerinden ayırıp gökyüzüne çevirdim.Kar kokusu yine burnuma dolmuş beni rahatlatıyordu. Patlayan havai fişekleri bulanık görmeye başladığımda gözümden bir damla yaş döküldü.Annemi ve babamı özlemiştim.Bayan Bella'nın yanında olmak bana iyi gelse de onları hep özlüyorum.Kar kokusu gibi.Omzuma değen elle kafamı arkaya çevirdim."Hadi içeri girelim Hazel hava çok soğuk.Zaten gösteride bitti." Hafifçe kafamı sallayıp içeri geçtim.Gelirken onun elinden tutup çektiğim gibi oda elimden tutarak beni gramafonun yanına götürdü.Yeni bir plak yerleştirip tekrar dans etmeye başladığımızda bu sefer müzik yavaştı."Baloya ne gerek var.Bence biz bu gece onlardan daha çok eğlendik." Diyerek beni arkaya doğru yatırıp geri kaldırdı."Tango bilir misin?" Diye sordu. Küçükken Bayan Bella'dan öğrenmiştim.Kafamı sallayarak onayladığımda "O zaman yapalım" diyerek beni döndürmeye devam etti."bir dakika" diyerek topuklu ayakkabılarımı giyip geri geldim.Onlarla dans etmek istiyordum.Hem boyunada yetişebilirdim.Uzattığı elini tuttum ve dans etmeye devam ettik.
______________Gece geç saatlere kadar dans ettiğimizde,artık kahkahalarımız duvarı çınlatıyordu.Yorgunlukla kendimi koltuğa attığımda oda yanıma oturdu.Bir süre sessiz nefes alışlarımızı dinledik."Gitmem lazım küçük kız." Dedi. Sesinde isteksizlik vardı.Gözlerimi duvardaki saate çevirdim.Gece 4 olmuştu.Kafamı ona çevirirken bana sesleniş şekline yakışır bir şekilde,küçük bir kız gibi buruk bir tebessümle "Tamam" diyebildim.En başta istemesemde yalnız partime katılması iyi olmuştu.Tek kötü yanı ona alışmış olmamdı. Ayağa kalkarak pencereye yöneldi."Nereye gidiyorsun aptal,kapı bu tarafta." Kıkırdayarak kapıyı işaret ettiğimde sırıttı ve "pencereden çıkmak daha eğlenceli" dedi.Ayağa kalkıp yanına gittim."Tam bir aptalsın." İki bacağını pencereden sarkıtıp bana döndü."Ön kapıdan çıkarsam babamın adamlarına yakalanabilirim.Arka taraftan dolaşarak gidicem." Kafamı tamam anlamında sallayıp onu onayladım.Yanağımda bir ıslaklık hissettiğim sırada Advent'da pencereden atlamıştı.Beni öpmüş müydü?Şaşkın gözlerle aşağıya baktığımda bana sırıtarak bakan bir adet Advent gördüm.
"Umarım bidaha görüşürüz küçük kız!" Diye bağırdı ve koşarak uzaklaşmaya başladı.Bir süre olduğum yerde kaldım.Kapının açılma sesi geldiğinde eş zamanlı olarak Bayan Bella'nın bağırışı da kulağımı doldurmuştu.Bana yerleştirmeyi söylediği kumaşları yerleştirmemiş ve plağını çizmiştim.Üstelik üzerimde onun eşyaları vardı.İşte şimdi gerçekten bitmiştim.
Bir balo gecesi bana fena patlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR BALO GECESİ
Nouvelles1960'lı yıllar Ülkedeki tüm önemli kişilerden oluşan bir yeni yıl balosu. Asırlardır sürmüş bir gelenek. Hazel çocuk zihnini bu baloya kaptırmış birisi. Yaşı büyüsede bu istek zamanla onunla birlikte büyüyüp çoğalmış. Yanında büyüdüğü ve kalfası ol...