Bu gülümseme bulaşıcıydı.

9 4 0
                                    

Genç adamın şuan hissettikleri vicdan azabıydı. Sanki o zayıf kızı zorlaza daha iyi hissedecekti. Geri tekrardan baktı. Güz yolun kenarın daki evin duvarına yaslanmıştı. Neden bukadar takmıştı. Yada neden şimdi çekip gidip siklemiyordu herşeyi. Yapamıyordu onu çekiyordu duvara yaslı olankız.
Şu an iki seçenek vardı karşısında
Ya siktir olup gidecekti.(yav hehe)
Ya arabasıyla onu gizlice izleyecekti.
Kararını verdi genç adam. Tabiki deee







Mutluluk. Belkide onun uyumamak için yaptığı saçmalıkları izlemekti. Kaç saat geçti emin değildi genç adam. Onu izlerken zaman kavaramı yoktu dünyada. O kahveringi saçları,gözleri. O gülümsediğinde hilal şeklini alan gözleri.
İç çekti genç adam neden onu şuan yanında tutamıyordu. O bunları düşünürken karşıdaki kızın kafası zeminle buluştu.
Ne zaman arabayı açtığını, ne zaman arbadan indiğini bilmiyordu. Kızın yanına çöktü ve yine soğuk olan o yanağı kavradı. Sanki hiç ısınmayacaktı bu yanak. Hep soğuk ve gözyaşılı olacaktı. Hemen onu kucağına aldı ve arabaya taşıdı. Kapıda biraz zorlansada açtı. Kucağın daki kızı narince yerleştirdi koltuğa. Üstüne koltuğun altından çarşaf çıkardı ve serdi. Klimayı açtı ve kapıyı kapatarak Güz ün çantasını almaya gitti. Geri geldiğinde uyuduğunu anladı. Sanırım sıcaktan mayışmıştı. Sürücü koltuğuna geçti ve kulaklığını takarak izlemeye başladı boş caddeyi.


İlk soru: nerdeydi
İkinci soru: onu buraya kim getirdi
Üçüncü soru yanındaki daş kimdi
Koltukta kıpranmaya başladı Güz. Bunu fark eden genç adam kulaklığını çıkardı ve ona doğru döndü. Kız ona anlamayan bakışlarla bakmaya devam etti. Tam deftere bir şey yazacakken genç adam onu durdurdu. "Soğuktan bayıldın ve bende seni arabaya taşıdım." Kız bu ani cevaptan dolayı utanıp kafasını aşağı eydi. O konuşmayınca genç adam devam etti"rüya mı gördün?" Güz hayır anlamında kafasını salladı. Kalemi eline aldı ve defte yazdı
'adın ne?'
"Yaprak. Neden"
'Sen benimkini bilyorsun bende merak ettim.'
"Yada uykun kaçtı ve benimle uğraşıyorsun" Güz mahçupça gülümsedi. Yaprak onun bu haline kahkaha attı ve
"peki konuşalım. Benimde uykum yok"
'ne konuşalım?' Elini ćenesinin altına kattı ve düşünmeye başladı. Onun bu hali çok çok şapşikti. Birden havaya sıçradı ve gülümseyerek yazmaya başladı
'Kaç yaşındasın'
"20. Sen?"
'18. Benden büyüksün'
'Peki şimdi sen sor'
"Neden birbirimize soru soruyoruz. Derdimize anlatabiliriz"
'Haklısın'
"Ben başlıyorum.(buraya dikkat) insanlar bana güveniyor, saygı duyuyor,inanıyor. Bu iyi birşey ama fazla sorumluluk istiyor. Ve ben bazen bunun altından kalkamıyorum. Kaç kere intihar ettiğimi düşünemezsin. Hepsindede başramadım. Kaçamadım. Kurtulamadım. Yardımcım yok. Tekim Güz. Tek. Tek başıma sorumluluğum altındaki insanlara bakıyorum. Bırakamıyorum. Sahiplenme gibi bir hastalığım var...... Sence ne yapmalıyım Güz?"
'Bende bir çokkez intihar etmeyi denedim ama bende başaramadım. Sanırım ikimizde beceriksizis. Senin hiç oldumu kendi annenden,evinden,odan dan,hayatından tiksindiğin? Benim oldu. Hemde her gün. Benim sorumluluğum altında insanlar yok. Bende hep yalnızdım. Belki yalnız olmasan şuan üzerimde bu kadar hastalık taşımazdım. Her ay hastaneye gitmem lağzım. Kontrol için. Ama annem(!)hiç izin vermedi. Ben tek başıma atlatamadım bir zorluğu. Bende tektim. Bende. Ama sana tavsiyem pes etme. İnan. Eminim onlar sana inanıyordur. Yoksa yanında durmazlar. Değil mi?'
"Sen bana inanıyormusun?"
'Hangi konuda?'
"Sana zarar vermeyeceğim konusunda"
'Evet. Cünkü isteseydin şuan seninle konuşuyor değil. Senin altında sana vuruyor olurdum'
Yaprak gülümsedi. Bu gülümseme bulaşıcıydı.

Aşkın SessiszliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin