TESADÜF

1 Kaza

Alarm sesiyle o güzel rüyamdan ayrıldım ve -yüzünü tarif edemediğim- beyaz atlı prensim beni sevdiğini söyleyecekken gözlerimi açtım.
Alarma bir küfür savurup yatakta bir kaç dakika kendime gelmeye çalıştım. Sonra ertelemenin çalmasıyla alarmı kapatıp yatakta doğrulup esnedim ve kalktım. Elimi yüzümü yıkayıp rutin sıkıcı işleri hallettikten sonra çantama bikaç defter kalem attıp evden çıktım. Durağa gidip otobüsü beklemeye başlayınca hayatımı gözden geçirdim.

Annem ve babamla aram ne iyi ne de kötü, kardeşim desen baş belası. Okul hayatım berbat. Aynı sıkıcılıkta devam ediyor. Arkadaşlarım desen Nur ve Melissa bizim sınıftaki best friend lerim, bide korodan tanıdıklar var. Derken otobüs geldi. Hemen koşup otobüse atladım. Tabikide boş yer bulamadım. Kitaplarda ve filmlerde kızlar boş yer bulup 5 dakikada okula gidiyor ama ben o kızlardan değilim. Zaten istesem de olamam. Bu tiple Allah aşkına bana güzel diyen insan -bizim siniftakiler - şuan çarpıldılar. Neyse işte otobüsle 45 dakikada varıyorum ve boş yer bulamazsam ırzıma geçecek durumda kalıyorum. Ve bunu nerdeyse hergün yaşıyorum. Bazende yaşlı ninelerle kavga ediyorum. Neymiş efendim okul servisimiymiş. Hayır gerçekten nine olsa neyse, 40 yaşında ki kadın güne giderken bana bunları söylüyor. Kır dizini otur evde. Ne var sokakta. Birde hayat hikayelerini bağıra bağıra anlatıyorlar ya sinir oluyorum. Geçen gün bi kızla teyze konuşurken dinledim. Evet dinledim :) Kadının oğlu çalışmıyormuş. Kadının borcu varmış falan filan.

Kafama şaplak yememle düşüncelerimden ayrılmam bir oldu. Tam bağıracakken mal gibi anıran Anıla döndüm.
''Anıl mal mısın lan beynim sol kulağımdan aktı. O ne biçim vuruş hayvan gibi şey yapıyon ya.'' dedim. Bunun üzerine anırması artarken
''Lan adını yüz kez tekrarladım. Duymayınca bende vurdum. Hem yavaş vurmuştum."
dedi. Anırışlarının arasında bende dayanamayıp anırmaya başlayınca bütün otobüs bize bunlardan adam olmaz bakışı attı. Ama biz taktık mı? Hayır. Yaşasın anırmak hahaha :D
Bu arada Anıl ve İremle aynı orta okuldaydık. Aynı liseye gittimizi öğrenince takılmaya başlamıştık ve şimdi otobüslerde hep beraber gidiyoruz. Birde İrem o da bizle gelir demişken oda yanımıza geldi:
"Ne anırıyonuz lan." dedi. Sonra laf lafı açınca konuşma iyice büyüdü.

*****

Şuan öğle teneffüsündeydik ve ben sırada ezilerek yemek alma savaşındaydım. Zaten öğle teneffüsüne kadar bütün dersler sayısaldı. Beynim ezilmişken şimdi de bedenim eziliyor. Nihayet aldığımda Nur ve Melissa'nın yanına gittim. Onlarada ben alıyordum. Çünkü bugün ezilme sırası bendeydi.  Yanlarına gittiğimde bütün kantini inletecek şekilde anırıyolardı. Bende gidip izledikleri şeye bakınca anırmaya başladım. Gülmemiz kesilince Nur:
"Kızım okula yeni nakil geliyomuş. Duyumlarıma göre çocuk taşmış." diyince -bu arada Nur ayaklı haber bültenidir. Her şeyden haberi olur -
"Çok hojdır ama banena." diyip anırınca kafama şaplak yemem bir oldu.
"Bu ne ya kafam allak bullak oldu. Zaten matematikten çıktık." diyince bu sefer o anırmaya başladı. Ona dönüp:
"Çok mu komik ?" dedim. Yalan bir sinirle Nur ' da :
"Beyninin olduğuna şüpheliyim." diyip anırmaya devam etti. Tam kafasına vuracakken Melissa araya girip;
"Yeter bi susunda yemeğimle ilgileniyim."dedi. Melissa yemek yemeye bayılır benim gibi. O öyle diyince hunharca yemeye başladım.

Yemeklerden sonra bunları yakalım diye bahçeye çıktık. Yakışıklı çocuk ararken Melisa;
"Lan Nur şu seninki yanındaki kızla arkadaki banka doğru gidiyor." diyince Nur la aynı anda Melissa'nın baktığı yere baktık. Nur;
"Pis sürtük!" deyince bende;

"Boşver kanka zaten Emre daha yakışıklı dedim." Nur;
"Aynen ne takacağım be o beni kaybetti." diyip gülünce bizde güldük. Bu arada Emre Nur'un gönlünün 2. Efendisi. Nur böyle isimler takar falan. Bir sürü çocuğu keser ama hiç böyle değildir aslında. Biz hepimiz sevgiliye karşıyız. Çocuk yavşaksa ve gerçek sevgi değilse. Evet aşk demedim. Çünkü aşka inanmam sevgiye inanırım, sevgi hiç bitmez.

***

Zil çalınca sınıfa gittik. Gün aynı sıkıcılıkta devam ediyodu. Kesiştiğim çocuklarla günlük göz göze gelmelerimiz -aralarında kaslı yakışıklılar falan da var söyliyim dedim size öyleler bakmıyor mu ah kıyamam hahaha kötü kadın gülüşü size gelsin beni kıskananlar - neyse.  İşte dersler, azarlamalar anırlamar, derken okul çıkış vakti gelince derin bir oh çekip Nur'a;
"Hele şükür hiç bitmeyecek sanmıştım" diyince o da;

"Bende lan nasıl bi gündü bu böyle cuma olmasına bile sevinemedim bütün derslermi sayısal olur?" diyince Melissa;

"Yok lan yine de bugün cuma yaşasın." diyip neşeyle bağırınca Nur;
"Yaşasın tatil!" diye bağırdı. Bende ;
"Yaşasın uykuuuu!"diye bağrınca gülerek dışarı çıktık. Dışarı çıkınca Anıl, İrem, Nur ve ben Melisa'dan ayrılıp durağa doğru yürümeye başladık. Yine her şeye hunharca gülerken ileriden otobüsün geldiğini görünce;
"Koşun otobüs geliyor."
diyip koşmaya başladım. Ama hesaba katmadığım bir şey vardı. Ölesiye hızlı trafikte koşarak karşıya geçiyordum. Ani fren sesinden sonra İrem ve Nur'un çığlığını ve Anıl'ın Ada diye bağrışını duydum. Sonrası ise büyük bir acı ve karanlık ...

*********
Arkadaşlar meraba ilk kitabım ve biraz acemi oldu. Hatalarım için şimdiden kusura bakmayın.  Biliyorum çok kısa ama ilk kitabım acemiliğime verin. :))