YENİ YIL

25 2 1
                                    

Yeni bir umutla tekrar döndüm. Bu yıl farklı olacak inanıyorum. Üç yüz altmış beş gün saydım. Eski kırgınlıklarımın , üzüntülerimin hepsini bırakmanın vakti geliyor. Son bir saat kaldı. Heyecanımı bastıramıyorum.

"Beste! Ağaçla oynamayı bırak tatlım."

Ohh! Ağaçla oynadığımın farkında bile değildim. Bir önceki yılbaşında daha küçük bir ağaç almıştık. Ama bu daha gösterişli.

"Tamam Baba. Bıraktım."

Babamın yanına ilerleyerek koltuğa oturdum ve başımı omzuna yasladım.

"Baba ?" Dedim aklımı kurcalayan bir nedenden dolayı.

"Efendim kızım?"

"Sokaktaki çocuklar ne yapıyodur? Hava soğuk değil mi? Üşümezler mi?"

Bu soru babama her yıl bıkmadan sorduğum sorudur. Hepte aynı cevabı alırım fakat belki bu yıl farklı cevap verirdi. Belli mi olur?

"Evet kızım hava soğuk ve sokaktaki çocuklar üşürler. Ama elimizden gelen bir şey yok. Sende bende onlar için ancak dua edebiliriz." Dediğinde aynı cevabı aldığımın farkındaydım. Ve bir daha ki yılbaşında aynı soruyu soracaktım.

"Anladım baba. Hadi yarım saat kaldı anneme yardım edelim." Dedim ayaklanırken.

"Benim daha iyi bir fikrim var Beste." Dedi.

Muzip bir şekilde bakıp güldüğünde aynı şekilde baktım.

"O daha iyi fikrin neymiş bakalım babişko?" Dedim ve kahkahayı bastım. Ben babasına aşık on dört yaşında bir kızım. Onunla eğlenmeye bayılırım. Babamı her şeyden daha çok severim. Onu bulutlar kadar çok seviyorum. Onu dünyalar kadar seviyorum.

"Kar topu oynamaya var mısınız bayan?"

"Ahh tabiki bayım. Bu bir onurdur."

Kapıya koştum ve en sevdiğim çizmelerimi ayaklarıma geçirdim. Siyahtılar. Kabanımda siyahtı. Babamla annem almışlar doğum günümde. Kabanımıda üzerime giydim. Tamamen hazırlandıktan sonra dikkatli adımlarla dışarı çıktım. Çünkü bir kere düştüğümü hatırlıyorum.

"Baba hadi gel!"

Yerden kar atmak için kar toplarken babamın botlarının sesini duydum. Ufak bi heyecan ve korku bedenimi sararken daha hızlı toplamaya başladım.

"Geldim Beste." Dediğinde babam elimdeki karları ona attım. Ancak isabet etmedi. Yavaş yavaş geri giderken aynı şekilde beni takip eden babama korkuyla gülerek baktım.

"Güzel babam. Ayy ne güzeli canım yakışıklı babam. Selvi boylu babam. Bana kıyamazsınki sen."

Gür bir kahakaha attı.

"Hiç kıyar mıyım kızıma?" Dediğinde inanacakken kendimi sırtüstü yerde buldum. Evet babam beni kara yatırdı. Bi yandan kahkaha atarken bi yandan da bırakması için yalvarıyordum.

"Babaaa! Bırak beniii! " Dedim ve kıyıdan köşeden aldığım karları babama attım. Zaten hiçbir zaman kar topu savaşını kazanamadım. Ama yeni yıl farklı olacak. En sonunda beni kaldırdı ve üzerimi temizlememe yardım etti. On beş dakika kalmıştı.

"Baba sende heyecanlı değil misin? Yeni yıla nasıl girersen öyle geçer sözüne sende inanıyor musun?"

"Saçmalama kızım. Heyecana gerek yok ayrıca yeni yıla nasıl girersen öyle gecer diye bir şey yok. Tek heyecanım milli piyango." Dedi ve eve girdi.

"Tik hiyicinim milli piyingi."  İçeri girdiğimizde annem bizi bekliyordu. Hemen koştum ve anneme sarıldım. Annem geri itip ayaklarıma baktı. Aynı şekilde babamda. Cizmeleri çıkartmayı unutmuşum. Bu bakışlardan kaçmak için saati ortaya attım. On saniye kalmıştı.

"On... Dokuz... Sekiz... Yedi... Üç... Iki... Bir! Mutlu Yıllar! Hepimize. Tüm dünyaya. Tüm insanlığa mutlu yıllar!" Dedigimde hepsinin bakışları çoktan saati bulmuştu.

UMUDUM YILBAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin