Yine her zamanki gibi monoton bir Pazartesi gününün son dersindeydik.Saat 14:30 'u gösteriyordu ve daha zilin çalmasına 40 dakika vardı ve ben sıkıntıdan ölüyordum! Tamda bu sırada çaprazımda oturan Sercan aklımı okumuşcasına;
"Hocam! Damla uyuyor!"diyerek hocanın ve sınıfın dikkatini dağıtarak bu sıkıcı dersin işlenilişine son verdi.
"Oğlum ben size demedim mi-..."Şerife hoca tamda Sercan'ı azarlayacakken 3 yıldır olduğu gibi sözünü bitiremeden uyuya kalmıştı.Fırsat bu fırsat diyerek bütün sınıf hep bir ağızdan konuşmaya başladı. Aslında bizim sınıfta konuşmak , helede boş derslerde gürültü yapmak biraz yürek ister...Neden mi? Çünkü 3 yıldır 11-F'nin sınıfı müdür odasının bitişindeğindeydi.En küçük bir gürültüde müdür bizim sınıfta, bizde müdürün odasındaydık.Ve o günde bu anlardan birinin yaşandığı zamanlardandı.Sınıfın erkeklerinin yarısı okul bahçesindeki kızlara laf atıyor diğer yarısı ise amaçsızca uzun eşek oynuyolardı.Dersin kaynamasına yol açan Damla sınıfın fazlasıyla gürültülü olmasına rağmen deliksiz bir uyku çekiyor gibi gözüküyordu.Bizim kızlarıda toplayıp Damla'nın sırasına doğru gittik.Canım arkadaşım ne kadar da güzel uyuyordu...Vallahi taş çıkarırdı pandalara.Her zaman olduğu gibi Damla'yı o dillere destan kurşun geçirmez uykusundan uyandırmaya çalışıyorduk.Gamze ve Melis her zaman ki gibi Damla'yı nazikçe konuşarak uyandırmaya çalışıyorlardı.Ama ben tanımaz mıyım 11 yıllık arkadaşımı. Damla o, alışkın değil ki kız nazikçe uyandırılmaya.Garibim 1.sınıftan beri Senanur Teyze metoduyla uyandırılıyordu.Ne yapsın kızcağız."Olaya el atmak yine bana kaldı bence.Benim kibar arkadaşlarım beceremezler." diye içimden geçirip kendime gaz vermemle ayağımdaki ayakkabıyı Damla'nın kafasına fırlatmam bir oldu.Sanırım fazla gaz bana zarar.Çünkü kız taaruz varmışcasına uyandı.
"Lan!? Vuruldum!?Genç yaşımda tabuta giricem! Çeyizim bile hazırdı!Beren vuruldum mu! Beren baksana bi kanıyor mu! Gamze sen bakma kan tutar seni! Kim vurdu lan beni!? Hangi gevşek vurdu lan! Lan ben niye ölmedim hayla! Bunlar hep okunmuş pirinçten! Kutsandım artık günde 10 tane yutmaktan."
Sanırım benim ayakkabı yan etki yaptı bizim pandada.Yeminlen 10 saniyede taramalı tüfek gibi konuştu anasını satayım.Allah'tan geldi kendine bizim panda.
"Lan Beren senin ayakkabının ne işi var benim elimde?Lan yoksa sen mi attın o ayakkabıyı.Lan Beren gel ulan buraya.Makara ettin beni millete!"Bizim panda olayı çakmıştı görünüşe bakılırsa.Savunmaya geçmişti bile.Hunharca okul koridorlarında kovalıyordu beni.Aklıma ilk okuldayken erkeklerle yakalanbaç oynadığımızda kaçtığım kutsanmış yer olan kızlar tuvaleti geldi.Tam kızlar tuvaletine gidecektim ki aklıma Damla'nında kız olduğu ve kızlar tuvaletine girebileceği gerçeği geldi.İşte acı son...Önde ben arkamda Damla, onun arkasında Gamze ve Melis 12'lerin katında rezil olacağımızı bile bile kaçıyorduk.Daha doğrusu ben kaçıyordum onlar bizi kovalıyordu.Arkama baktım Damla maşallah tazı gibi koşuyordu.E tabi haliyle bende.Taaki bir şeye çarptığımı hissedip yere düştüğüm an.Bu tam bir rezillikti.Yere düşmem değil, çarptığım kişinin bir erkek olup üstüne üstlük bide son sınıf olmasıydı.Bilirsiniz işte lise kuralları...Küçüksen, EZİLİRSİN!.Bu aynı uyursan ölürsün! gibi bişeydi. Saçmaydı yani..Neyse iyi haber Damla'nın gazabından kurtulmuştum, kötü haber elinde çay olan bir çocuğa çarpıp üzerine çay dökmem ve çocuğun bana öldürücü bakışlar atmasıydı!
"Ulan alıyorlar okula beyni yarımları, sonra uğraş uğraşabilirsen! İnsanda biraz beyin olur bu kadarda itici salakça işlere kalkışılmaz ki!"Hayvan gibi çarptığım çocuk söylene söylene erkekler tuvaletine gidiyordu.Bende onun peşinden, e bizim kızlarda kıkırdaya kıkırdaya benim peşimden geliyorlardı.Çocuk erkekler tuvaleteni girince benimde bi anlık dalgınlığıma denk gelmiş olmalı ki arkasından bende girdim erkekler tuvaletine.
"Lan gerizekalı çıksana tuvaletten! Erkekler tuvaleti lan burası!"diyince çocuk ,başımdan aşağı kaynar sular döküldü.Etrafıma bakınca her tarafta ayakta işemeli adını bilmediğim klozete benzeyen şeyler gördüm. Kıpkırmızı olup kısık bir sesle "özür dilerim" diyip hızlıca çıktım tuvaletten.Öylesine utanmıştım ki.Ama kısa süre sonra baktım ki bizim kızlar gülüyor ,kendimi tutamayıp ağlamam gereken duruma kahkahalarla gülmeye başladım. Yaklaşık bir 20 dakika gülerek sınıfa gittik.Kendimize geldiğimizde saate baktım.Zilin çalmasına 10 dakika vardı.
"Kızlar 10 dakika sonra özgürlüğümüzün sembolü olan melodisine gül döktüğüm zil çalacak.Yavaştan çıkalım sınıftan."dedim ki baktım Şerife hoca hayla uyuyor.
"Kızlar Şerife Hoca hayla uyuyor.Ulan bu Damla'yıda geçti. "dedim ve baktım ki Damla Şerife Hoca'nın olduğu masaya doğru gitti çantasından minik bir poşet çıkardı.
"Şhhhh...Sessiz olun."dedi ve minik poşeti nefesiyle şişirmeye başladı.Bütün sınıf ağzını tutarak gülüyordu.Damla Şerife Hoca'nın kulağına doğru götürdü şişirdiği poşeti ve;
"1...-2...-3...PAAAAT!"Damla'nın poşeti patlatmasıyla Şerife Hoca'nın uyanması bir oldu.Kadının yüzünde korkmuş ve şaşırmış bir ifade vardı.Kendini toparlayınca 11-F'de olduğunu ve yine bir 11-F eşek şakasına maruz kaldığını idrak etmiş olmalı ki yüzündeki ifadeyi değiştirip ciddi ve kızmış bir ifade takındı.
"Kim patlattı onu! Siz benim iyi niyetimi suistimal ede-"mezsiniz diyecekti ki zil çaldı ve bütün sınıf ayaklarını götlerine vura vura sınıftan çıktı. E bizde çıktık tabi.Hayvanca gülüyorduk.Neredeyse gülmekten merdivenlerden düşüyorduk ki okul bahçesine ulaştık herkes çıkıyordu.Ama biz gülmekten yürüyemiyor birde bağırıyorduk.Sokaktan geçen birisi bizim liseli olmadığımız üzerine bahis bile oynayabilirdi...O kadar çocuksuyduk yani.Ancak gülmemiz yarıda kesilmişti çünkü şu çarpıp,üzerine çay döktüğüm çocuk kendisi gibi iri yarı arkadaşlarıyla geliyordu.Bende ne yapacağımı bilemedim ve kafamı Melis'in açık kalmış çantasının içine soktum.Maalesef bu yaptığım aptalca davranış bile çocuğun beni fark etmesini engelleyemedi...Aksine beni gördü ve arkadaşlarına;
"Ulan işte şu kız!"dedi. Arkadaşı ise sanırsam Melis' i göstererek;
"Bu kız mı ? Güzel kızmış."dedi.
"Hayır o değil kafasını çantaya geçiren kız. "diye ekledi ve kahkahalarla gittiler.Bende kafamı çantadan çıkardım ve derin bir nefes aldım.Melis' e baktığımda acayip derecede kızmış görünüyordu.
"Ulan bu çakma Brad Pitt seninle dalga mı geçti!Ben şimdi gösteririm ona."dedi ve çocukların arkasından gitti.
"Hey baksana sen! Sarı olan! Kime diyorum baksana sarı kafa!"dedi.Sarışın olan dönüp;
"Bana mı dedin?"diye sordu nazikçe.Çocukla Melis yanyana gelince Melis çocuğun yanında kayboluyordu.Çocuk 2 metreydi anasını satayım.Gerçi Melis' te grubun en uzunuydu.O kadar kısa sayılmazdı.
"Sen kimle dalga geçiyorsun?"dedi.Bende gittim Melis' in yanına.
"Hayır yani sen o 2 metre boyuna mı güveniyorsun? Çözemedim?"dedi.
Melis'in kolundan tutup;
"Tamam Melis sorun değil gidelim hadi."dedim."Bırak ya neymiş derdi çözelim artık."dedi Melis.
"Lan,Berkay şu sana aşık olan kız değil mi? Adı neydi bunun? Heh! Beren değil mi bu?"dedi sarışın çocuk.
"Evet lan o ."dedi ve gülmeye başladılar. Fazlasıyla utanmıştım. Aslında normalde bu kadar çekingen ve laf yiyen birisi değildim ama rezil olmaktan korkuyordum.Ve korktuğum başıma gelmişti bile.Okuldaki herkes etrafımıza çember oluşturmuş bizi izliyorlardı.Ve yüzlerinde küçümseyici bir ifade vardı.Kendimi toparladım;
"Ulan yamuk fönlü! Ben senin neyine aşık olucam lan! Şu tipe bak! Çakma Jordan o iki metre boyun kadar iki metrede beynin olsaydı keşke! Gevşek. "diyip gittim oradan.Ne dediğimi farkında bile değildim afallamış ve sinirlenmiştim.Herşey karmakarışıktı.Koşa koşa okulun üst sokağına ulaşmıştım.Ağlamıyordum ama acayip sinirlenmiştim.Sanırsam biraz sahile gitmem gerekiyordu.Sakinkeşmem için oturup rahatça düşünmeliydim...
Herkese Merhaba ben yazar Ametist. Yeni bir hikayeye başladım ve yardımlarınızı bekliyorum . Umarım okurken beğenmişsinizdir :)Görüşmek üzere! :D